Necip Fazıl ne güzel söylemiş şiirinde:"bizler dizleri şişene dek namaz kılan peygamberin gözleri şişene de uyuyan ümmetiyiz."Evet bizler gerçekten de gözleri şişene dek uyuyan, uyutulan bir ümmetiz. Bu öyle bir uyku ki; ne kardeşlerimizin tek tek katledilmesi, ne de dini değerlerimize el uzatılması bizi bu derin gaflet uykusundan uyandıramadı. Adeta mazlum Müslüman halkın gördüğü baskı, zulüm ve eziyetlere gözlerimizi kapatmış, tatlı bir rüya âlemine dalmış durumdayız. Kabirde ve Allah`ın huzurunda, görmezden geldiğimiz bu zulümlere sessiz kalışımızın hesabının sorulacağını unutup, koca bir okyanus misali günahlarla dolu olan bu fani dünyanın fani güzelliklerine kapılmış, günahlar içinde yüzmekteyiz. Bizlere yardımlaşmayı, merhameti unutturan bu fani dünya uğruna taviz verdiğimiz değerler kervanına bir yenisini daha eklemek üzereyiz: KARDEŞLİK...
Peki, İslam ümmetinin bu uykusu daha ne zamana dek sürecek? Bırakın farklı coğrafyalardaki kardeşleri, kendi yanı başında zulme uğrayan Müslümanları görüp duyamayacak kadar derin olan bu uyku İslam ümmetine daha ne kadar zarar verecek? Daha kaç Ahmet Yasin, Seyyid Kutub, Hasan el Benna, Cevher Dudayev feda edilecek? Yoksa uyanıp müdahale etmek için bir şeylerin kabul edilemez dereceye -şimdiye kadar yapılanlar kabul edilebilirmiş gibi- ulaşması mı bekleniyor? Eğer gerçekten böyleyse İslam ümmeti uzun süre kapanmayacak bir yara almak üzere diyebiliriz. Çünkü İslam ümmetinin özünde vahdet yani birlik vardır. Eğer bir topluluk hele hele bir ümmet vahdet duygusunu, birliğini kaybederse artık o ümmeti ayakta tutacak pek bir şey kalmaz. Nasıl ki insan vücudu kemikler sayesinde ayakta, dik duruyorsa vahdet de İslam ümmetini ayakta tutar. Bundan dolayı ümmetin bu uykudan bir an önce uyanması gerekmektedir. Bu da ancak ümmetin, düşmanlarının anlattığı ninni ve masallara kulağını tıkamasıyla mümkün olur. Ancak o zaman ümmet uyanıp gerçek düşmanlarını görebilir. Sokakta yavru köpek görünce ağlayıp, dünyanın gözleri önünde binlerce çocuğun vahşice katledilmesini tepkisiz gözlerle izleyenlerin dostu olmadığını, olamayacağını idrak edebilir. Hal böyle iken ümmet, anlatılan masallara kulak tıkamak yerine kendini kaptırıp, yavaş yavaş bu masallara inanmış durumda. Geçici bir dünyada yaşayıp bir gün ebediyete göçeceklerini unutup, tüm çaba ve vaktini bu dünya için harcamakta. Tamamıyla bu dünyaya yoğunlaşıp, adeta bu dünya kilitlenmiş durumda.
Peki, bu hep böyle mi sürecek? Hayır. Ümmet artık uyanıyor. Üzerindeki uyku mahmurluğunu atıp bu zulümlere bir dur deme vaktinin geldiğini anlamaya başladı. Yavaş yavaş fitnecilerin etkisinden çıkıp kardeşlerinin safına geçmeye başladı. Aslında Araf suresinin 201. ayeti bizim bu halimizi özetler mahiyette:”Şüphe yok ki Allah`a karşı gelmekten sakınanlar kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah`ı hatırlar da) sonra hemen gözlerini açarlar.”
Çok geç olmadan uyanabilmek ümidiyle...
Zehra Özer / Batman - Yaş: 15