DİYARBAKIR- Bismil ilçesinde yaptığı İslami ve insani faaliyetlerle bilinen Vefa-der kadınlara yönelik derneğin kadın kolları Hz. Fatima’yı anlamak ve anlatmak amacıyla bir etkinlik düzenledi.
Program Kur’an tilavetiyle başladı. Daha sonra ilahilerle devam eden program, sergilenen Hz. Fatim’ayı anlatan tiyatro sırasında, katılımcıların duygulanarak ağladığı göründü.
Hz.Fatima’nın hayatını anlatan Vefa Der Kadın Kolları üyesi İffet Özgüç, “Allah Resulü, ashabına Hz. Fatma’dan şöyle bahsetmiştir. `O, dünya kadınlarının efendisidir. O İmran kızı Meryem`e denktir. O mahşerden geçince, Arşın tarafından birisi şöyle seslenir: Ey mahşer halkı! Gözlerinizi kapatın, Muhammed`in kızı Fatıma geçsin.” Hadisini aktardı.
Programda, kadın kolları üyesi Zeynep Yalçın yaptığı konuşmada, Hz.Fatima’nın kişiliği, davası ve hayatına değinerek “Her yılın 8 Mart’ında kimi çevrelerce kutlanan dünya kadınlar günü ile kadına verilen değer ifade edilir. Ancak kadına değer verdiğinizi zannedenler, kadını kimliğinden uzaklaştırmaktadırlar. Özellikle 8 Mart’ta meydanlara sürülerek ‘Kimsenin namusu değiliz, Namusumuz özgürlüğümüzdür’ sloganları eşliğinde sözde özgürlük vaat edilen Müslüman kadınının, temel özgürlüğü elinden alınmaktadır. Bir kadın ancak Hz. Fatıma’yı tanıdıkça özgürleşir. Hz Fatıma’yı anladıkça sorumluluğunun farkına varır. Ve Hz. Fatım’ayı öğrendikçe mutluluğu ve huzuru bulur. Ehli Beyt’i sevmek her Müslümana farzdır. Onlarda Allah Resulünün güzelliği vardır. Allah Resulü şöyle buyurmuştur: ‘Vallahi Ehli Beytimi sevmeyenin kalbine iman girmez.’ Aslında onları sevmekle beraber, hayatlarını örnek almamız bizden isteniyor. ‘Ehli Beytim Nuh’un gemisi gibidir. Tutunan kurtulur tutunmayan boğulur.”
Bugün günahların saldırısına uğruyoruz. Gözümüze kulağımıza şuurumuza kalbimize olanca hızıyla manevi günahlar saldırıyor. Her türlü ahlaksızlık allanıp pullanıp büyük bir lütufmuş gibi özendiriliyor. Böyle manevi işgallerin etkisinden sağlam bir imanla çıkabilmemizin evlatlarımızı kurtarmanın yolu tıpkı Ehli Beyt gibi, Nuh Peygamberin yaptığı gemileri bizler de karada manevi boğulmalar yaşayan insanlar için yapmalıyız. Kurtuluş gemisinin inşasından, her Müslüman sorumludur. Bu sorumluluğu yerine getiren, kendi imanını kurtarmış olur.
Bizler maalesef Hz Fatıma’yı unutuyoruz. Onu unutturacak o kadar çok şey katmışız ki hayatımıza. Bir çok kadın hayatın merkezine dünyalık sevgiler yerleştirince yüreğindeki sıkıntılara çare bulacak Hz. Fatıma gibi birine yer bırakmamış. Hz. Fatıma’nın manası kendisini ve zürriyetini cehennem ateşinde kurtarmış kişi demektir.” İfadelerini kullandı.
Hz. Fatım’ya Zehra ve Betül künyeleri neden verildi?
Günümüzde sözde İslami Moda endüstrilerinin geliştirdiği imaj kültürüne karşı Müslüman kadının Fatımaca tedbirler geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Yalçın, “Müslüman kadın, kendini daha cazip hale getirmek adına, İslami çizgiden uzaklaşıp gösterişe köle olmamak için, tesettür adı altında üretilen kıyafetlerin ve başörtülerin arkasına takılmamalıdır. Ancak bu şekilde o nurani güzelliğe sahip olacaktır. Haya bir kadına verilen en güzel süstür. Bu hasletini kaybeden, erkekleşen bir kadın ise tüm güzelliğini yitirir. Hz Fatıma’nın hayatında en çok dikkatimizi çeken başka bir nokta da, evlatlarını şımartmaması, onları refah içinde büyütmek gibi bir gayesinin olmamasıdır. Onun en büyük gayesi evlatlarının Allah’ı razı edecek bir kul olarak yetiştirmektir. Onun için Hasan ve Hüseyin’in İslami şahsiyetlerine önem vermiş, onları kendisi yetiştirmiştir. Bugün Müslüman kadın evladını işgal eden bunca günahlara karşı daha fazla endişe etmelidir. Evladınının imanını kurtarma derdine daha fazla düşmeli, onların kalbini boş bırakmamalıdır.” tavsiyeleri ile konuşmasına son verdi.
Program yapılan dualarla son buldu. (Hasan Gündüz-İLKHA)