DİYARBAKIR- Partisinin İstasyon meydanında düzenlediği “Şeyh Said Kıyamından Roboskiye Mazlum Müslüman Kürtler” konulu mitinginde halka seslenen Hür Dava Partisi Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Adayı M. Hüseyin Yılmaz; “Bu gün 16 Mart! Ümmetin yetimi, Değerli sahipsiz bir halkın tarihteki en büyük katliam ve acılarından birini yaşadığı gün…  Halepçe Katliamının yıldönümü, olan bu günde mazlum ve mustazafların kurtuluşu için, yalınayaklıların iktidarı için meydanlardayız. Mustazaf Der olarak Dünya Mustazaflar Haftası etkinlikleriyle mazlum ve mustazafların acılarını acılarını paylaşmaya çalıştıklarını belirten Yılmaz; “2008 yılında Mustazaf  Der olarak ilan ettiğimiz Dünya Mustazaflar Haftası etkinliklerini yıllarca salonlarda düzenleyerek acılarını paylaşmaya çalıştık. Yeryüzündeki tüm zulümleri ve katliamları telin ettiğimiz, mazlum ve mustazafların yanında yer aldığımız için Mustazaf  Der’i kapatanlar, bu davayı bitirebileceklerini sananlar yanıldıklarını kısa bir süre sonra gördüler; ancak 31 Mart sabahı unutmayacakları bir sonuçla kesin bir şekilde anlayacaklardır.” Dedi.  

“Mustazaflar Haftasını Hep birlikte meydanlarda yad edeceğiz.”

M. Hüseyin Yılmaz konuşmasının devamında; “Diyarbakır’ın fethinin yıldönümünde 27 Mayıs 2012 tarihinde yine bu meydanda düzenlediğimiz Ahde Vefa mitinginde, Mustazaflar Hareketini ilan etmiştik. 19 Aralık 2012 tarihinde Mustazaflar Hareketi olarak Hür Dava Partisini (HÜDA PAR) kurduk. Yerel seçimlerin arefesinde halepçe katliamının yıldönümü olan bu günde parti olarak sizlerle beraber  yad ediyoruz. Mazlum ve mustazafların partisi olan Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) olarak bundan böyle mustazaflar haftasını her yıl sizlerle beraber meydanlarda yad etmeye devam etmeyi ümid ediyorum. Özelde coğrafyamızın, genelde ise tüm dünyanın mazlum ve mustazaflarını unutmadığımızı hep beraber bu meydandan haykıracağız.” İfadelerine yer verdi.

HÜDA PAR olarak yapılan katliam ve zulümleri unutmayacaklarını belirten Yılmaz; “1925 Kıyamı, Koçgiri, Zilan, Dersim, Enfal, Susa camii ve Halepçe katliamlarından,  Roboski’ye halkımıza karşı işlenen tüm katliamları ve zulümleri unutmayacak ve unutturmayacağız,inşallah. Kadın, çocuk, genç yaşlı demeden vahşice katledilen mazlumlara Allah’tan rahmet diliyorum.” Şeklinde konuştu.

“Şeyh Said kıyamından, Bediuzaman Saidi Kürdi’nin mücadelesinden, Mustazaflar Hareketine ve HÜDA PAR’a halkımızın İslami kurtuluş mücadelesi devam ediyor. Davamız Saidlerin davasıdır. Mücadelemiz Saidlerin fikirlerini hakim kılma mücadelesidir.” Diyen Yılmaz, Şeyh Said ve dava arkadaşlarını unutmayacaklarını ifade ederek; “Rabbim nasip ederse, Şeyh Said ve dava arkadaşlarını unutturmamak, mücadelelerini canlı tutmak için metfun oldukları yere, Kıyam/Şehidler Mescidi yapacak, darağaçlarının kurulduğu ve idam edildikleri dağkapıdaki meydana da Şeyh Said Meydanı adını vereceğiz.” İfadelerine yer verdi.

“Dağkapı Meydanının ismini Şeyh Said meydanı yapacağız”

HÜDA PAR olarak Dağkapı Meydanına Şeyh Said meydanı adını vermek için girişimlerde bulunduklarını belirten Yılmaz; “Bundan iki yıl önce Mustazaf Der genel başkanı olarak, topladığımız 120 bin imza ile Diyarbakır büyükşehir belediyesine mezar yerlerinin tespiti ve Şeyh Said Meydanı için başvuru yaptık. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı en kısa zamanda belediye meclisini toplayacağını ve meydanın adını değiştireceğini söylemişti. İki yıl oldu halen cevap yok. Demek ki, daha önemli işleri varmış.” Diyerek mevcut belediyenin bu konuda bir çalışma yapmadığını belirtti.

30 Marttan sonra Şeyh Said meydanı için tekrar girişimlerde bulunacaklarını vurgulayan Yılmaz; “HÜDA PAR’ın,  Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak şu sözü veriyorum. 30 Marttan sonraki, İlk işimizden bir tanesi de bunu gerçekleştirmek olacak. Velev ki o meydana bizim için de darağaçları kurup, idam fermanımızı verseler dahi, bunu yapacağız. Bu bizim vefa borcumuzdur.” Şeklinde konuşmasına devam etti.

“Emanetinizi en iyi koruyacak kadrolar olarak kentlerimizin idare ve yönetimine talibiz”

İnançlarını yaşadıkları için yıllarca bedel ödediklerini söyleyen Yılmaz; “Sizler de çok iyi biliyorsunuz ki bizler inancımızın gereklerini yerine getirme ve söylediklerimizi gerçekleştirme konusunda hiç bir şeyden korkmayız.  Bunun için yıllarca bedel ödediğimizi ve bedel ödemekten çekinmeyeceğimizi de biliyorsunuz. Toplumda İslami yaşamın yaygınlaşması, gençlerimizin ahlaklı olması, Rabbimizin emir ve yasaklarının uygulanması için çalıştığımızdan dolayı yıllarca cezaevlerinde kaldık. Yılmadık, vazgeçmedik.”  Dedi.

“Bediüzzaman Saidi Kurdi gibi hapishaneleri medreselere çevirdik. Hazreti Yusuf gibi gömleğimiz arkadan yırtık olduğu halde cezaevlerine atıldık. Medrese-i Yusufiyelerde eğitimlerini tamamlayanlar, hapishanelerden çıktılar. Hazreti Yusuf’un şehrin yönetimine talip olması gibi, sizlere, inancınız doğrultusunda hizmet etmek için şehirlerimizin yönetimine, sizlerin hizmetine talip oldular.  Hazreti Yusuf gibi diyoruz. Ne demişti Hazreti Yusuf : “Dedi ki: `Beni (bu) yerin hazineleri üzerinde (bir yönetici) kıl. Çünkü ben, (bunları iyi) bir koruyucuyum, (yönetim işlerini de) bilenim.” Bizler de Allah’ın izniyle sizlerin emanetini en iyi koruyacak kadrolar olarak kentlerimizin idare ve yönetimine talibiz.” İfadeleri ile konuşmasını sürdürdü.

“Yusufi mekanlardan sonra Yusufi makamlara talibiz”

İnançlarını yaşadıkları için bedel ödediklerini belirten Yılmaz konuşmasının devamında şöyle konuştu:Hazreti Yusuf gibi, Yusufi Mekanlardan sonra Yusufi Makamlara talibiz. Sizin içinizden çıkan tamamı yerli olan, İnançlı kadrolarla sizlere hizmet etmek için geliyoruz.  Çünkü bizler, ‘Sizin en hayırlınız, insanlara faydalı olandır’ ‘Kavmin büyüğü, halkına hizmet edendir.’ Diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Bunun için diyoruz ki bizler halkımıza efendilik taslamaya değil, hizmetkar olmaya geliyoruz.  Sizler bizleri çok iyi tanıyorsunuz. Bizler ‘Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir’ hadisi şerifindeki uyarıyı dikkate alarak şehrimizdeki fakir ve muhtaçlara, dul ve yetimlere sahip çıkmak, onları korumak ve ihtiyaçlarını karşılamak için hayır kurumları  kurduk. Çocuklarımızı ve gençlerimizi her türlü ahlaki yozlaşmadan korumak için, dindar nesiller yetiştirmek için dernekler kurduk. Bunları yaparken de hiçbir karşılık beklemedik. Tek gayemiz vardı o da Allah rızası idi. Bizim en iyi bildiğimiz iş halkımıza hizmettir. İslami çalışmalardır. Bu meydanda her yıl yaptığımız kutlu doğum mevlidi bunun ispatıdır.  Tek gayemiz vardır. Toplumun ıslahı, halkımızın tüm haklarına kavuşması ve layık olduğu hizmeti görmesidir. Bizim için halkımızın menfaati, her türlü partisel ve kişisel menfaatin üzerindedir.”

“Yerelde hizmet, mecliste siyaset yapılmalı”

HÜDA PAR olarak halka hizmet amacıyla yola çıktıklarını belirten Yılmaz; “Bizim birinci önceliğimiz sizlere hizmet etmektir. Bunu yaparken de, tamamı yerli olan inançlı kadrolarla göreve talibiz. Şehrimizin, belediyemizin yönetimine, siz hemşerilerimin Hizmetine talibiz. Yereli yerli yönetmeli diyoruz.  Bu şehrin ekmeğiyle suyuyla büyümüş, çilesini çekmiş, sizlere, yaşadığı şehre hizmet etmeyi vefa borcu bilen hemşerileriniz yönetmelidir. Diyarbekiri, Amedi,  Diyarbekirli yönetmeli diyoruz.”  Partisinin düzenlediği miting de konuşmasına devam etti.

Yılmaz daha sonra,“Yönetim anlayışımız şudur. Yerelde hizmet, Mecliste siyaset yapılır. Belediyelerde halka hizmet edilmeli, mecliste ise siyaset yapılmalı diyoruz. Bizler sizlerin hakkını hukukunu savunmak için Ankaraya karşı, sisteme karşı siyaset yapacağız. Seçildiğimizde parti rozetimizi çıkaracak, tüm hemşerilerimizin başkanı olacağız. Önceliğimiz size hizmet olacak. Siyasi kimliğimizi halkımıza karşı kullanmayacak, Partizanlık yapmayacağız. Adil ve dürüst ve şeffaf bir yönetim sergileyeceğiz. Bize oy veren de, vermeyen de. Müslim de, gayrimüslim de hizmet noktasında bizden eşit muamele görecek.” Diye ifadelere yer verdi.

Yılmaz daha sonra,“Bizler hemşerilerimizi seviyoruz. Şehrimizi seviyoruz. Kişi sevdiğine hizmet eder. Bunun için de sizlere hizmet etmek istiyoruz. Hizmet etmeyenin yandaşlık yapanın, partizanlık yapanın, çöplerinizi dahi toplamayanların bu iddiası boştur. Bahane olarak siyaset yaptıklarını hep öne sürdüler. Oysaki siyaset hizmete engel değildir. Çünkü halka hizmet için siyaset yapılır. Eşe dosta yandaşa, örgütdaşa, partidaşa hizmet etmek için değil.” İfadelerini kullandı.

“30 Martta sadece başkanımızı seçmiyorsunuz”

30 Martta yapılacak yerel seçimlerin salt bir seçim olarak algılanmaması gerektiğini vurgulayan Yılmaz; “30 mart 2014 tarihinde sadece başkan seçmiyorsunuz. Şehrimizin, halkımızın kaderini belirleyeceksiniz. Ya toplumun ıslahı, çocuklarınızın istikbali, şehrimizin hizmet görmesi için çalışanları seçeceksiniz. Ya da toplumu ve gençliğimizi ifad eden, özgürlük adına LGBT sapıklarıyla bir olup, çocuklarınızı eşcinsel yapmaya çalışanları, ihalecileri, partizanlık yapanları seçeceksiniz. Önceki seçimler gibi seçeneksiz değilsiniz. Bu seçimde sizin partiniz var Hüda Par var.” İfadelerini kullandı.

Günlük hayatta rastgele seçimler yapmadığımızı belirten Yılmaz; “İşyerine bir tezgâhtar alacaksan, bir kasiyer alacaksan bir eleman alacaksan rastgele mi alıyorsun? Yoksa araştırdıktan sonra, malını çalmayacağından emin olduktan sonra, güvenilir olduğunu anladıktan sonra mı alıyorsun? Sen köylü kardeşim; Sürünü gütmesi için, çoban seçerken araştırmadan ben çobanlık yaparım diyen her şahsı rastgele mi işe alıyorsun? Yoksa kuzularını, koyunlarını çalmayacağına emin olduktan sonra mı işe alıyorsun?” diyerek seçimlerde doğru adayları tercih etmenin önemini vurguladı.

Ev hanımı anne, teyze, bacılara seslenen Yılmaz;Pazardan meyve sebze alırken, tezgahtaki malı incelemeden, pazarcının poşete doldurduğu malı kontrol etmeden mi alıyorsun. Çürük domatesi, elmayı alır mısınız? Almazsınız. Peki sizin seçeceğiniz ve şehrimizin bütçesinin başına getireceğiniz belediye başkanlarının bir tezgahtar kadar, bir çoban kadar, bir domates kadar önemi yok mu? Şahsi malımızı korumak için gösterdiğimiz hassasiyeti, başkan seçerken neden göstermiyoruz? Satın aldığınız domateslerin içinde çürük bir iki tane varsa diğerlerini bozmaması için hemen ayıklıyorsunuz. Başkan seçerken de aynı hassasiyeti göstermelisiniz. Hizmet görmemekten şikayet ediyoruz. Yetim malı olan belediyelerin malının çalınmasından eşe dosta yandaşa, örgütdaşa  peşkeş çekilmesinden şikayet ediyoruz. Adaletin olmadığından, tarafsızlığın olmadığından  partizanlıktan şikayet ediyoruz. Bu şikayetlerin bitmesi sizin elinizdedir. Mevcut Adaylar içinden dürüst olanları, adil olanları, size hizmet edecek olanları araştırmak ve layık olanları seçmek ve desteklemek,  sizin elinizdedir.

Toplumun ıslahı, şehirlerimizin mamur olması, hemşerilerimizin hizmet görmesi gençliğimizin istikbali için şehirlerimizin idarecileri ve bu idarecilerin taşıdıkları vasıflar çok önemlidir.” Diye ifade etti.

Toplum, idarecilerinin dini üzerinedir.’

Konuşmasında Peygamber efendimizin bir hadisine yer veren Yılmaz; “iki sınıf insan vardır. Bunlar düzelirse bütün toplum düzelir. Bunlar bozulursa bütün toplum bozulur. Birisi âlimlerdir. Diğeri amirlerdir. İdarecilerdir.’ Şehrimizi idare eden valiyi, kaymakamı halk olarak biz seçemiyoruz. Atama yoluyla geliyorlar. Parti olarak bizim arzumuz bunları da halkın yani sizlerin seçmesidir. Diğeri belediye başkanlarıdır. Bunları sizler seçiyorsunuz.Sizlere layıkıyla hizmet edecek dürüst ve adil kişileri seçmelisiniz. Şunu unutmayın ki her insan tercihinden mesuldur. Seçtiği kişinin işbaşına geldikten sonra yaptığı yaptığı hayırlı işlere de, şerli işlere de ortak olacaksınız. Oy sorumluluktur. 10-15 yıl önce vaad ettiklerini yerine getirmeyenlerin, bu güne kadar hizmet etmeyenlerin bu sefer gelirsek hizmet edeceğiz vaadine inanılmaz.Yıllardır ihale peşinde koşanların sizlere hizmet etmeyeceği ortadadır. Denenmişleri yeniden denemekte hayır yoktur.” Dedi.

Yaşanan her şeyin gözler önünde olduğunu belirten Yılmaz; “Fazla söze gerek yok! Aslında her şey gözlerinizin önünde cereyan ediyor. Allah’a olan bağlılık ve güvenimize dayanarak, sizlerin dua ve desteğine talibiz.Bu teveccüh ve desteğinizi 30 Mart`ta da göstermenizi bekliyorum. Bizlere yetki vermeniz durumunda maddi-manevi en iyi hizmeti sunma gayret ve çabası içerisinde olduğumuza şahitlik etmektesiniz. İnşaallah 30 Mart akşamından sonra hep birlikte, el ele omuz omuza verip şehrimizin ihyasına ve imarına çalışacak, mutlu yarınların sağlam temellerini atacağız. Sahabeler şehri Diyarbekirli hemşehrilerim. Bu dilek ve temennilerimle sizleri bir kez daha selamlıyor, Allah’a emanet olun diyorum.” Diyerek konuşmasını sonlandırdı.(İLKHA)