Yüzlerce kez tekrarlanan hava bombardımanlarından bir sonuç alınmadığı tecrübesinden sonra içeride ‘biriken gaz’ın alınmasına dönük hava operasyonlarının bu son halkasından sonuç alınır mı? Zor!

Unutmamak gerekir ki ortamın gerilmesi ve çatışmaların yoğunlaşması, çatışmacı dille beraber çatışmacı aktörlerin de inisiyatif almasına yol açıyor. Yeniden alevlenmesi öngörülen yeni kapsamlı çatışma ortamı nasıl bir sonuç çıkaracak, hep beraber göreceğiz. Ancak Türk makamlarını, en başta da Başbakan’ı katil-katliamcı ilan eden PKK/BDP cephesinin de yeni çatışma sürecine yaptıkları katkı, Türk şahinlerinin gerisinde kalmadı.

Şu anda dağların bombalanmasına dönük tepkiler ve düzenlenen eylemler genellikle “Barış Anneleri” diye Kürt kadınlarına endekslenmiş. Kadınlardan konvoylar oluşturularak “canlı kalkan” niyetine sınır bölgelerine taşınıyor. İyi de çatışma öncesi özellikle “sivil alanda” şahinleşen, kartallaşan malum zevat nerede? Asarız, keseriz nutukları atarak kamuoyunu tahrik etmeye adananların sesi soluğu neden kesilmiş durumda? Hani “Devrimci Halk Savaşı”, hani Tahrir Meydanları? Hani tamamen tahriklere ayarlanmış keskin söylemler ve sahipleri? Keskin sirkeye dönenler “barış anneleri” değildi ki en kritik süreçte “direniş” onlara ihale edilsin?

Özellikle siyasi alanda boy gösterenler… Hassaten erkekler… Nerelere saklandınız? Nasıl ulaşılabilecek sizlere? Bölgede misiniz? Yoksa?...

Mesela Bengi Yıldız uzun aramalar sonucunda bulundu. Kürt kadını, oruçlu haliyle “canlı kalkan” tayin edilip kavurucu güneşin altında kıvranırken… Bengi Yıldız Ramazan ayının kavurucu sıcaklarına “Hodri Meydan!” dercesine soluğu Bodrum’da aldı. Denize bir dalışı var ki sanki bir yunus! Sonra hatunla baş başa soğuk içkisini yudumlarken verilen pozlar… Kandil?!.. Bomba?!.. Ramazan?!.. Ölüm?!.. Barış annesi?!.. Canlı kalkan?!.. What?.. Sorry! Umurunda mı Bengi’nin!

Sahi diğerleri nerede? Onlar acaba hangi kumsalda, hangi gazinoların izbe köşelerinde rakılarını yudumlarken yürütmektedirler “Devrimci Halk Savaşı”nı?!...

doğruhaber