DİYARBAKIR  -  Son günlerde siyasi bir tahammülsüzlük zeminine çekilen HDP bürolarına karşı saldırıların kabul edilemeyeceğini belirten Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, bu saldırıları barbarlık olarak değerlendirdi.

Aksaray’da, Muğla’da ya da Fethiye’de meydana gelen birkaç olay üzerinden HDP’nin mağduriyetini ortaya koyan ve bu saldırılar karşısında gerekli önlemlerin alınacağını ifade eden Arınç’a, bölgede BDP/HDP zihniyetlilerin oluşturdukları korku ve baskı ortamını hatırlatan İlke Haber Ajansı Diyarbakır Temsilcisi Fikret Özkan, Yaşanan olaylar karşısında Hükümetin kayıtsız kaldığını ve bu durumları görmezden geldiğini söyledi. 

“6 tesettürlü bayan BDP binasından çıkan 20 kişilik bir çetenin saldırısına uğradı”
Özkan, “BDP ya da HDP’ye yönelik meydana gelen saldırıya karşın bu iki parti en üst perdeden uğradıkları saldırıları dile getirmekten geri durmuyorlar. Ancak bu bölgede görülmeyen ya da görülmek istenmeyen olayları bizzat BDP yapıyor. Daha iki gün önce Hür Dava Partisinin yaptığı mitingden ayrılan 6 tesettürlü bayan BDP binasından çıkan 20 kişilik bir çetenin saldırısına uğradı. Hem de bu saldırı Polisin gözleri önünde oluyor. Ancak bir tek müdahale olmuyor. Polisin bu bölgede yaptığı tek şey BDP binasını kordona almak. Yani onları korumak. Bu anlaşılır bir durum olarak gözükmüyor” dedi. 

Hükümetin, bölgede meydana gelen bu saldırılara karşı kayıtsız kalması ve bir nevi görmezlikten gelmesinin halen devam etmekte olan çözüm süreciyle bir bağlantısının olup olmadığını soran Özkan’a, Bülent Arınç, bu meselenin oldukça önemli olduğunu ve bu hususta seçim güvenliği kapsamında bakılması gerektiğini ifade etti. 

"Saldırılar barbarlıktır"
Arınç, “herkes kendisini ifade edebilir fikrini, siyasi görüşünü dile getirebilmelidir. Buna karşı oluşacak bir saldırı kimin tarafından gelirse gelsin alçaklıktır” ifadelerini kullandı. 

Yaşanan bu olayların önemli bir mesele olduğunu ve HDP’yi örnek vermesinin sebebinin gündemde olmasından kaynaklandığını ifade eden Arınç, bu olay üzerinden yola çıkarak HDP’ye yönelik yapılan bu hareketlerin ne kadar yanlış olduğunu, ne kadar büyük bir suç olduğunu ifade ettiğini söyledi. 

Arınç, “Hatta bunu yapan ve o görüntüden gördüğüm kadarıyla levhayı indirmeye çalışanlar, elinde sopalarla yürüyenler, arabaları taşlayanlar, bunların bir barbarlık olduğunu söyledim. Ama arkasında da ilave ettim. İsmi ne olursa olsun aynı şekilde onlara karşı yapılan saldırılarında bu kapsamda düşünülmesi gerektiğini söyledim.” Diyerek söylenen sözün genel anlamda değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti. 

“Çalışma yapmalarına imkân verilmediğini ve tehdit edildikleri söyleniyor ki bu doğrudur”
İlke Haber Ajansı temsilcisine hitaben, “Bu konuda arkadaşım beni uyarmış oldu.” diyen Arınç, “Gerçekten son bir iki ay içerisinde Hür Dava Partisi’nin de bazen seçim çalışmalarında, seçim bürolarının açılışında bir iki ay öncesi meydana gelen saldırılar olmuştu. Ancak yeni meydana gelen olaylardan da bahsediliyor. Onların da taşlandığını, çalışma yapmalarına imkân verilmediğini ve tehdit edildikleri söyleniyor ki bu doğrudur. O zaman ismi zikredildiği için söylüyorum. HÜDA PAR içinde aynı sözleri büyük bir açık yüreklilikle söylüyorum. Onların da bir siyasi parti olarak Türkiye’de her parti gibi faaliyet gösterme hakkı var. Ak Parti’nin ne kadar varsa onların da o kadar hakkı var. Bunlara yönelik hiçbir tehdidi hiçbir şantajı hiçbir sözlü ve fiili saldırıyı tasvip etmeyiz ve onlara yönelik hiçbir saldırıyı kabul etmeyiz. Hükümet adına konuşuyorum. BDP’den gelsin, HDP’den gelsin, SDP’ den gelsin. Kimden gelirse gelsin. İnsanların siyasal haklarını engellemeye kalkmak hem suçtur hem de ahlak dışı bir olaydır. Bunun içine o partiyi koyun ya da şu partiyi koyun. Bundan daha açık söz olmaz” diyerek tepkilerini ortaya koydu. (Ali Gültekin – İLKHA)