HABER MRK - Böbrek sağlığı ve hastalıkları konusunda toplum bilincini artırmak, erken tanının önemini vurgulamak amacıyla her yıl Mart ayının ikinci  Perşembesinin "Dünya Böbrek Günü" olarak kutlandığını ifade eden Elazığ Halk Sağlığı Müdürü Uzm.Dr. İbrahim Halil Akkuş, kronik böbrek hastalığı konusunda bilgiler verdi.

 

Kronik böbrek hastalığının, böbrek işlevinin yıllar süren uzun bir dönemde ilerleyici kaybı ile karakterize olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Akkuş, “Böbrek işlevinin kaybı kritik bir düzeye ulaştığında böbrek yetmezliği gelişir ve vücudun tüm organlarını etkileyen ciddi sorunlar ortaya çıkar.

 

Dünyada her 10 kişiden birinde böbrek hastalığı bulunmaktadır. Ülkemizdeki durum daha da kötüdür. Yapılan bir çalışma Türkiye’de her 6-7 erişkinden birinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığı bulunduğunu göstermiştir.

 

Kronik böbrek hastalığı sıklıkla sessiz seyreder ve sinsi bir şekilde ilerler, özellikle erken evrelerde belirti vermeyebilir. Bu nedenle birçok hastaya zamanında tanı konulamaz.  Teşhis edilemeyen kronik böbrek hastalığı iki önemli sonuca yol açar. 1-Böbrek işlevinin ilerleyici kaybı sonucu son dönem böbrek yetmezliği gelişmesi. 2- Özellikle eşlik eden kalp - damar hastalıklarına bağlı erken ölüm riski.”dedi.

 

Kronik böbrek hastalığının erken dönemde saptandığını ifade eden Uzm. Dr. Akkuş, “Kronik böbrek hastalığı, uygun şekilde tedavi edilirse ilerlemesi engellenebilir veya yavaşlatılabilir ve yüksek ölüm riski azaltılabilir. Hastalığın tedavisi diyet ve bazı ilaçlardan oluşur. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa yararı o kadar fazla olur.

 

Kronik böbrek hastalığının tanısı oldukça kolay ve ucuzdur. Kanda kreatinin ve idrarda protein ölçümü tanının büyük oranda konulmasını sağlar. Dünya Böbrek Gününde kronik böbrek hastalığı için risk altında olan herkesi bu basit testleri yaptırmaya davet ediyoruz.”şeklinde konuştu.

 

Risk grubunu detaylarıyla açıklayan Uzm. Dr. Akkuş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

 

Kimler risk altındadır?

 

Kronik böbrek hastalığı her yaşta görülebilir, ancak yaş ilerledikçe hastalığın sıklığı giderek artar. Öyle ki, 55-75 yaş grubundan kişilerin yüzde 20-30 unda 75 yaşın üzerindeki kişilerin ise yaklaşık yarısında kronik böbrek hastalığı mevcuttur. Yaşlanma sürecinin doğal bir sonucu olarak, 40 yaşından sonra böbreğin süzme işlevi her yıl yüzde 1 oranında azalır. Ayrıca yaş ilerledikçe sıklığı artan diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalıkları da böbreklerin bozulmasına yol açar. Bu nedenle, 60 yaşından büyük kişilerin yılda en az bir kez böbreklerini kontrol ettirmesi gerekir.

 

Kronik böbrek hastalığından korunmak mümkün mü?

 

Evet, kronik böbrek hastalığından korunmak için 8 altın kural

 

Daha az tuz, daha sağlıklı yaşam

Bu yıl Dünya Böbrek Gününü de kapsayan 10-16 Mart tarihleri arası Dünya Tuza Dikkat Haftası olarak kutlanmaktadır. Sağlıklı yaşam için günde 5 gr tuz alınması yeterlidir. Oysa toplumumuzda günlük tuz tüketimi bunu üç katı kadardır. Aşırı tuz tüketimi hipertansiyon, kalp hastalıkları, inme ve kronik böbrek hastalığı için çok önemli bir risk faktörüdür. Ayrıca mide, akciğer ve mesane gibi bazı kanserlerle ve osteoporozla da ilişkisi gösterilmiştir. Günlük tuz tüketiminin 5-6 grama düşürülmesi kalp hastalıkları, inme ve kronik böbrek hastalığına bağlı ölümleri % 20 oranında azaltabilir. Siz de sağlığınız için daha az tuz tüketin.

 

Kronik böbrek hastalığının olumsuz sonuçları nasıl azaltılabilir?

Kronik böbrek hastalığının giderek artan tıbbi, sosyal ve ekonomik yükünü azaltmanın en etkin yolu hastalığın gelişimini önlemeye, erken tanı ve uygun tedaviler ile ilerlemesini engellemeye, hastaların yaşam sürelerini uzatmaya ve yaşam kalitelerini artırmaya yönelik önleme programının ulusal ölçekte uygulanmasıdır. Bu bağlamda ülkemizde kronik böbrek hastalığı T.C.Sağlık Bakanlığı tarafından toplum sağlığı açısından öncelikli hedefler arasına alınmış ve Türk Nefroloji Derneğinin de katkılarıyla Türkiye Böbrek Hastalıklarını Önleme ve Kontrol Programı başlatılmıştır.” (İLKHA)