DİYARBAKIR - Baro binasında düzenlenen toplantıya, Baro Başkanı Tahir Elçi, Baro Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda avukat katıldı. Yapılan açıklamada konuşan baro başkanı Tahir Elçi, kolluk güçlerinin keyfi güç kullanıp, çocukları öldürdüğünü iddia etti.
Bu ülkede çocukların bile yaşam hakkına sahip olmadıklarını ifade eden Elçi, devamlı kolluk güçlerinin aşırı, ölçüsüz ve hukuk dışı güç kullanımı nedeniyle çocukların bile yaşam haklarının ihlal edildiğini, son 10 yıl içerisinde onlarca çocuğun hukuk dışı güç kullanımı sonucu öldüğünü söyledi.
Elçi, “tüm bu yaşananlara rağmen, sorumlular soruşturulmuyor, adalet önüne çıkarılmıyor. Bir kez daha Kolluk güçlerinin aşırı, keyfi, ölçüsüz ve hukuk dışı şiddet, güç kullanımı sonucu bir çocuk yaşamını yitirmiştir. Bu ülkede çocuklar bile yaşam hakkına sahip değildir. Berk kaybettiğimiz ilk çocukta değildir. Kürt halkı öteden beri bu hukuk dışı uygulamalar ile yüz yüze geliyor.” dedi.
“Onlarca çocuğun ölümünden sorumlu kamu görevlileri yargı önüne çıkmış değildir”
Onlarca çocuğun ölümünden dolayı kamuyu suçlayan Elçi, “2005 yılından bu yana onlarca çocuk gün ortasında kolluk güçlerinin keyfi, ölçüsüz, hukuk dışı şiddet kullanımı sonucu yaşamını yitirmesine rağmen hala açılmış bir dava söz konusu değil. Halen onlarca çocuğun ölümünden sorumlu kamu görevlileri yargı önüne çıkmış değildir. Bizim beklentimizin anayasa mahkemesinin bu hukuk dışı kararı görerek bir an önce bu başvuruyu incelemesi ve gündemine alarak sonuçlandırmasıdır. Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi görevini kötüye kullanmıştır. Suç işlemiştir. Biz bu nedenle mahkeme üyeleri hakkında HSYK’ ya bir başvuru yaptık. Bu mahkemenin işlemini incelemeye almasını talep ettik.” şeklinde konuştu.
“Birçok dava sumen altı edilip zaman aşımına kurban edildi”
90’lı yıllardan Roboski’ye kadar adli makamların birçok davayı görmezden geldiğini dile getiren Elçi, “Faili meçhuller ve gözaltında kaybolanlardan oluşan 100’lerce olaydan sadece birkaç tanesi davalaştı. Bu bağlamda birçok dava sumen altı edilip zaman aşımına kurban edildi. Kürt toplumu hiçbir zaman adalet görmedi. Ne Kürtlere karşı işlenen suçların cezalandırılmasında adalet gördü. Nede Kürtlerin işlediği suçlarda adil yargılamaya gidildi. Bundan dolayı Kürt toplumu kendilerine karşı adalet olmadığına dair bir inanç içerisine girdi.” ifadelerini kullandı. (Yunus Emre / Davut Ergin - İLKHA)