BATMAN - Yerel ve ulusal seviyede programları olan ve günde 44 milyon dinleyicisi olan Alman ARD Radyosu, Türkiye ve İran muhabiri Reinhard Baumgarten Batman’da en güçlü aday olarak görülen Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Belediye Başkan adayı Dr.Aydın Gök ile parti çalışmaları ve yerel seçimlerle ilgili bir röportaj gerçekleştirdi.
Reinhard Baumgarten, HÜDA PAR Belediye Başkan adayı Dr.Aydın Gök’e hitaben, “HÜDA PAR yeni bir parti ve yeni fikirleriniz var. Ne yaptığınızı ve ne yapacağınızı öğrenmek istiyoruz. Tabi seçim döneminde olduğumuz için seçimler ön planda.” dedi.
HÜDA PAR’ın bir yılını yeni doldurduğunu ve kısa süre içerisinde 48 ilde teşkilatlanmasını tamamladıklarını belirten Gök, “Partimiz yerel seçimlere girmeye hak kazandı. Batman teşkilatı olarak biz de yaklaşık olarak 11 ayımızı doldurduk. Teşkilatı kurmamızla birlikte kendimizi seçim arifesinde bulduk. Teşkilatın kuruluşu ve seçim çalışmaları derken yoğun bir döneme girdik. Bu arada tüm birimlerimizle yoğun bir çalışma içine girdik. Seçim koordinasyon merkezimizi kurduk. Batman merkezde saha hizmeti vermek üzere yaklaşık 400 ziyaret ekibi oluşturduk.” ifadelerini kullandı.
Gök`le gerçekleştirilen röportajın tamamı:
Siz HÜDA PAR Batman Belediye Başkan adayısınız ve somut olarak Batman’da ne yapmak ve neyi değiştirmek istiyorsunuz?
Batman 3 dönemdir aynı partinin yani BDP’nin idaresinde yönetiliyor. Ve en temel belediyecilik hizmetlerinin dahi gerçek anlamda verilmediğini görüyoruz. Mesela Batman petrol bölgesi olmasına rağmen bu gün belediye daha asfalt olayını dahi aşamamıştır. Bunun dışında imarda adaletsizlikler var. Aynı yerde kimine 4 kat izin verilmiş bir diğeri 7 kat çıkmış. Temizlik hizmetleri verilmiyor. Sağlıklı su konusunda şüpheler var. Su borularının bazı yerlerde çok eski olduğu biliniyor."
CHP`nin 80 yıl Türkçe yapamadığını onun Kürt versiyonu PKK/BDP zihniyeti yaptı"
HÜDA PAR olarak sizin yönetim anlayışınız nasıl olacak? Özellikle daha önce İslami referanslı bir parti olduğunuzu söylediniz bunu biraz açar mısınız?
Cumhuriyet kurulduktan sonra tek parti yönetimiyle birlikte iki ilke yani laiklik ve ulusalcılık yani Türkçülük hakim oldu. Batıda Türk Müslümanlar laiklik ilkesiyle mağdur edildiler. Fakat doğuda Kürt Müslümanlar ise hem laiklik hem Türkçülük dayatmasıyla yıllarca çifte mağduriyet yaşadılar. Fakat şunu da belirteyim ki, Müslüman Kürt halkı özellikle dini değerlerimize savaş açan ve sizde batıda uygulanan şekliyle değil de tamamen İslami değerleri kaldırmaya yönelik laiklik uygulamalarına on yıllarca direndi. Ve inancını muhafaza etmeye çalıştı. Ta ki tek parti yönetimi yani CHP yönetiminin Kürt versiyonu çıkana kadar. Yani Türk CHP’sinin 80 yıl Türkçe yapamadığını Kürt versiyonu PKK-BDP zihniyeti kısa sürede Kürtçe yapmaya çalıştılar ve büyük oranda da başardılar. Müslüman Kürt halkını inancından, kültüründen, örfünden uzaklaştırmayı becerdiler.
Hür Dava Partisi olarak hem sistem partisi olarak görülen partiler hem de yerelde Kürtleri temsil eden tek parti olarak lanse eden partinin bu halkın inancına, kültürüne ve dokusuna uygun partiler olmadıklarını ve halkın maddi ve manevi beklentilerini karşılayamadıklarını gördük. Ve halkın hem maddi hem manevi beklentilerine cevap verecek en uygun programa ve düşünceye sahip parti olan HÜDA PAR’ı tercih ettik.
Siz laiklikten bahsettiniz. Genel olarak laikliğe karşı mısınız?
Biz yıllardır laikliğin Türkiye’deki uygulanış biçimine karşı çıktık. Çünkü laiklik batıdaki anlamıyla uygulanmadı. Tamamen İslami değerlere, halkın inancına, örfüne, ahlakına savaş açıldı. Ve bu değerler bütünüyle yok edilmeye çalışıldı.
"Laiklik ilkesine ihtiyaç duymuyoruz"
Siz nasıl bir laikliği istiyor ve tercih ediyorsunuz?
Açıkçası biz laiklik ilkesine ihtiyaç duymuyoruz. Yani Müslüman bir toplumun laikliğe ihtiyacı olduğunu düşünmüyoruz. Biz İslam’ın bir hayat modeli olduğuna inanıyoruz. İslam`ın kendine has bir siyaseti olduğuna inanıyoruz. Mesela Hz. Ömer halife olup en meşhur unvanı Adil idi. Yani Adil Ömer unvanıyla meşhur oldu. Hz Ömer bu unvanı sadece camide ibadet ederek almadı. Adil vasfını yöneticiliği ile aldı. Yani büyük bir medeniyet olan İslam aynı zamanda bir hayat modelidir. İslam`ın siyasetten soyutlanması bizce yanlıştır.
Diyelim ki, 31 Martta belediye başkanı seçildiniz. Bu konudaki laiklik anlayışınızı somut olarak nasıl hayata geçireceksiniz?
İslami referanslı bir parti olarak yerel yönetimleri kazandığımızda veya hükümet olduğumuzda toplumun faydasına olduğunu düşündüğümüz projelerimizi bir dikta rejimi anlayışıyla veya bir diktatör edasıyla halka tepeden inme dayatma veya benimsetme gibi bir düşünce ve anlayışta değiliz. Herkes başını örtecek şeklindeki bir dayatma olmayacaktır. İslam’ın ilk dönemlerinde Kur’an nasıl tedricen inmiş ise ve bazı hükümler hemen uygulanmış, içki gibi bazı yasaklar nasıl tedricen uygulanmışsa biz de halkımızın hayrına olan projelerimizin uygulanmasında eğitime, nasihate, akıl ve vicdanlarına hitap etme ve toplumsal maslahata göre de hemen uygulama şeklinde projelerimiz olacaktır. Rabbimizin fıtratımıza ve bünyemize en uygun olanını bizden iyi bildiğini düşünüyoruz. Mesela içkinin bağımlılık yapıcı özelliğini Rabbimiz bizden daha iyi biliyor. Ve yasaklarken de önce zararlarının faydalarından daha fazla olduğunu vurguluyor, zararlarını ortaya koyuyor ve sonrasında kesin yasaklıyor. Ve içkinin kötülüklerin anası olduğu vurgulanıyor. İçki içip iradesi dumura uğrayan insan adam da vurur, zina da işler. Biz öncelikle halkımızı eğitmeyi ve hayırlarına olan şeyleri hikmetle kabul ettirmeyi düşünüyoruz.
Ben İran muhabiriyim. Mesela İran’da bazı yerlerde otobüslerde kadın ve erkeklere ayrı yerler var. Siz somut olarak ne düşünüyorsunuz?
Mesela şu anki belediye daha önce haftada bir gün seçim döneminde bunu üç güne çıkardı bayanlara bedava otobüs hizmeti veriyor. Tabi fakir olan halkımız özellikle bu günleri tercih ediyor. Alışverişlerini, ziyaretlerini bu günlerde yapıyorlar. Ve otobüsler balık istifi gibi oluyor. Bu durumdan hem erkekler hem bayanlar hem sürücüler rahatsız oluyor. Biz özellikle çarşıya yalnız çıkmış ve rahat bir yolculuk yapmak isteyen bayanlarımıza yönelik bazı ülkelerde uygulanan ihtiyaca göre birkaç pembe otobüs hizmeti düşünüyoruz. Bunu halkımızın talep ve tercihine bırakacağız.
Eğitim konusu ile ilgili bir soru. Şu anda karma bir eğitim var. Bunu nasıl görüyorsunuz? Eğitim sisteminde kız çocuklar beraber mi yoksa ayrı mı okumalı? Spor beraber mi yapılmalı, yüzme gibi kurslar nasıl düzenlenmeli?
Ben belediye hizmetleri açısından söyleyeyim. Mesela şu an BDP’li belediye olmasına rağmen erkek bayan karışık havuz olayı yok. Çünkü toplumumuz, halkımız bunu tolere etmez, kabullenmez. Biz de bu hiç olmaz. İslami kültürümüz buna müsaade etmez. Kadınımız da erkeğimiz de bunu kabullenmez. Okullarda eğitim konusu belediyenin işi değil. Ama bu konuda tavsiye ve düşüncelerimiz olabilir. Eğitimcilerin karma olmayan eğitim sisteminin daha verimli ve başarılı olduğu konusunda görüşleri var. Ders esnasında insanın zihnini meşgul edecek ses, gürültü gibi karşı cinste olumsuz bir etken olabilir. Biz hükümet olsak mesela ben olsam bu konuda pilot sınıflar oluşturur ve farkı görmek isterim.
BDP`den memnun olmadığınızı biliyor ve bunu anlıyoruz. Fakat AK Parti’de İslami referanslı bir parti neden Müslüman Kürtleri temsil etmediğini düşünüyorsunuz?
Şimdi bu konuda AKP de sistem partisi olarak biliniyor. Hele hele barış sürecinin hangi şartlara ve vaatlerle yapıldığından emin değiliz. Ve geleceğe dönük özellikle bölgemizi etkileyecek farklı projelerin olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla Müslüman Kürtleri temsil edecek İslami bir partinin gerekliliğine inanıyoruz. İslami bir partinin bu bölgenin ihtiyaçlarına daha iyi cevap vereceğini düşünüyoruz. Sistem partisi olarak bilinen bir partiyle özellikle bölgemizde aynı çatı altında siyaset yapmak mümkün olmazdı. Biz bunu derken de HÜDA PAR sadece bu bölgenin partisidir demiyoruz. Biz Türkiye hatta tüm Ortadoğu’ya mal olacak bir partiyiz.
BDP belediye başkan adayları bir bayan bir erkek şeklinde eşbaşkan uygulaması var. HÜDA PAR’ın 48 ilde herhangi bir kadın adayı var mı?
Biz teşkilatlandığımız 48 ilde değil sadece 13 ilde seçime giriyoruz. Kadın belediye başkan adayımız yok. Fakat Genel İdare Kurulumuzda 10’a yakın ve diğer farklı birimlerde de onlarca kadın üyelerimiz mevcuttur. Ayrıca bazı İl ve Belediye Meclisi kadın üye adaylarımız mevcut.
AK Parti’de 12 sene önce bizimle yolsuzluk olmaz dediler. Siz yolsuzluk olayını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu konu bizim için en hassas konudur. Üç dönem önce babam rahmetli Salih Gök belediye başkanlığı yaptı. Başkan olduğunda belediyenin kapısına rüşvet alan da veren de mel’un’dur levhasını astırdı. Görev yaptığı 4.5 yıl boyunca bu konuda hassas davrandı. Bu gün sokakta kimi çevirip sorarsanız. Ondan hayırla söz eder. Şu an olan altyapı ve hizmetlerin çoğu onun eseridir.
HÜDA PAR kadroları olarak İslam’ın üzerinde en fazla durduğu infak yani cebinden karşılıksız fakirlere yardım kültürüyle yoğrulmuşuz. Bu konuda edebimizi, ahlakımızı İslam’dan almışız. Ve seçimde her yere astığımız gibi en önemli projelerimiz halkımızın malını çalmak yok, hırsızlık yok, ihanet yok diyoruz. Bizim yönetim anlayışımız budur. Bizi Allah’ın azabına gazabına müstahak kılacak her şeyden uzak durmaya çalışırız.
Şu an halka projelerimizi de arz ederken kasanın durumunu görmeden yapamayacağımız sözü vermek istemiyoruz. Yapabileceğimizi düşündüğümüz özellikle sosyal projelerimizi açıklıyoruz. Öncelikle boşa akan, yanlış yere akan hortumları keseceğiz diyoruz.
HÜDA PAR’ın bir yerel parti olmadığını söylediniz. Bir Ortadoğu partisi olduğunuzu söylediniz. Ortadoğu’da siz hangi partiyi hangi hareketi kendinize yakın hissediyorsunuz? Müslüman Kardeşler mi hangi parti size yakın?
Biz bir yıllık bir camia değiliz. Daha önce de farklı alanlarda yıllarca dernek, cemiyet vs. hizmetlerimiz oldu. Biz geçmişte de cemaat, mezhep, tarikat, ırk parti meşrep farkı gözetmeksizin hayrımıza olacak her hareketten faydalandık. İyi olan güzel olan, faydalı olan kimden gelirse alırız. Biz şu özelliğimizle öne çıkarız. Cenabı Allah`ın , "Biz sizi vasat bir ümmet kıldık" ayetini kendimize düstur edinmişiz. Ve biz vasatı, itidali önemsiyoruz. Resulullah’ın ( a.s ) veda hutbesinde buyurduğu, "Size iki emanet bırakıyorum. Onlara sarıldığınız müddetçe yolunuzu şaşırmazsınız dediği Kur’an ve Sünnet’e uyan ne varsa alır, uymayanı reddederiz. Bunun dışında insanlığa hizmet sayılacak düşünce ve teknolojiyi nerden gelirse gelsin alırız.
Bizim gayemiz bütün insanlığa hizmettir. Biz insanın hem bu dünyası için hem de ahreti için iyilik ve güzellikler diliyoruz. Ve İslam’ın bir hikmet dini olduğunu fikirlerin zorla değil hikmet ve delille kabul ettirilmesi gerektiğine inanıyoruz."
(M.Fatih Akgül - İLKHA)