DİYARBAKIR - Son zamanlarda yerel medyada yayılan ‘Hevsel Bahçeliklerinde ağaç katliamı’ söylemi ile ilgili Dicle Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yapılan basın açıklamasında iddialar yalanlanarak söylemlerin hiçbir gerçek yönünün olmadığı ifade edildi.
Son günlerde gerek yerel gerekse de ulusal basında yer alan haberlerin maksatlı olduğunu ve yetersiz bilgi sonucu oluşan bilgi kirliliğinden kaynaklanan bir dezenformasyona işaret eden Dicle Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, bu haberleri yayanların amacının üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğunu belirterek, bu tür haberlerin kamuoyunu yanlış yönlendirdiğini ifade etti.
“Son beş yılda 250 bin çam ağacı diktik”
Dicle Üniversitesi olarak bu güne kadar birçok kurumla birlikte yeni ormanlık alanları oluşturduklarını ve bu kapsamda son beş yılda 250 bin çam ağacı diktikleri söyleyen Eyigün, 27 bin dönümlük bir kampus alanına sahip olduklarını bundan dolayı yaz aylarında ormanlık alanın kendileri için ciddi bir endişe ve korku oluşturduğunu söyledi.
Eyigün, “maalesef 20 köyün yolu bu alandan geçiyor. Yani günde binlerce köylü bu alana girip çıkıyor. Bunun yanında ayrıca şehrimizde yeterince piknik alanı olmadığı için yazın halkımız üniversiteye akın akın gelip burada piknik yapıyor. Bunların hepsi ormanlık alan için tehlike oluşturuyor. Zaman zaman ciddi yangınlar oluyor, ama aldığımız önlemler sayesinde bu tür yangınları büyümeden önleyebiliyoruz. Tarlalarında anız yakanları uyardık ve bir daha izin vermeyeceğimizi kesin bir dille ilettik. Önlemler konusunda çok büyük yol kat ettik. Ama yine de her yaz mevsimi yaklaştığında aynı endişeyi duyuyor ve daha neler yapabileceğimizi düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Bataklık olması sebebiyle yangın çıkan alana müdahale edilemiyor”
Dere yatağı olan ve geçmiş dönemlerde Kum Eleme Ocağı olarak da kullanılan bölgenin şimdilerde bataklık olduğunu ve bu bataklıkta yabanı ağaçların bittiğini söyleyen Eyigün, “Özellikle de nehir suyunun azaldığı günlerde ağaçlar ve otlar kuruyor. Oralarda içilen bir sigara ve yakılan bir ateş ve yakınlarda yakılan anız yangınları ciddi tehlike oluşturuyor. Bataklık olması sebebiyle de yangın çıkan alana müdahale edilemiyor. Nitekim geçmiş yıllarda benzer yangınlar oldu, Onkoloji ve Çocuk hastanesine kadar yangın uzadı. Yardıma çağırdığımız hiçbir itfaiye aracı o bölgeye giremedi.” dedi.
“Orman İşletme Müdürlüğünün raporuna dayalı bir çalışma yürütülüyor”
Orman İşletme Müdürlüğünden teknik bir ekibin bölge ile ilgili hazırladıkları son raporlarına da değinen Eyigün, rapora göre bu bölgenin ıslah edilmesi talebinin geldiğini söyledi. Eyigün, “Daha önce kum ocağı olarak kullanılan alan üzerindeki Karakavak ve Karasöğüt ağaçlarıyla ilgili olarak yapılan incelemede halk sağlığı için bataklığın rehabilite edilmesi ve çıkması muhtemel yangınlara zamanında müdahale edilmesi için alan içerisinde bulunan ağaçların alandan uzaklaştırılarak alanın rehabilite edilmesi gerektiği ifade edilmektedir.” diyerek yaptıkları çalışmanın üniversitenin kararı olmasından öte Orman İşletme Müdürlüğünün raporuna dayalı bir çalışma olduğuna işaret etti.
"Belediye bize haksız yere ceza kesti"
Bu güne kadar bölge içerisinde kesilen ağaç sayısının Üniversitenin raporuna göre 600-700 adet olduğunu ancak Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Dairesinin kendilerine gönderdiği raporda bu sayının 990 adet olarak lanse ettirildiğini söyleyen Eyigün, “Belediye bu sayıyı ölçü alarak bize 9.66Tl lik bir ceza kesti. Sayının bu rakamları aşmadığı kesindir. Çünkü söz konusu nehir yatağı olan alan 800 dönümdür. Bunun 150 dönümü ağaçlıktır. Ağaç kesimi yapılan bölge ise beş dönümdür. Bu da ağaç kesimi yapılan alanın tüm alana oranla sadece otuz da biri veya bir diğer ifadeyle yüzde 3’dür.” Diyerek kesim yapılan alan ile ilgili bilgi verdi. (Fikret Özkan / Ali Adiyaman - İLKHA)