KONYA- Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 338. Haftada düzenlediği basın açıklamasında 28 Şubat’ta Müslümanlar üzerinde oynanan oyunları ve dönemin tanıklarının göstermelik bir şekilde yargılanarak serbest bırakıldığını vurguladı.
Platform adına açıklamada bulunan platform sözcüsü Bayram Vanlı, “İki yanlış bir doğru etmez. Yanlışların sayısını artırdıkça doğruya ulaşma şansını da kaybetmiş olursunuz. Bir yanlış başka bir yanlışın sebebi olamaz. Kanın kanla yıkanmadığı gibi yanlış da bir başka yanlışla düzeltilemez.
28 Şubat ülkemizin en karanlık günlerinden biridir. Topyekûn mücadele kararlarının alındığı, ülkenin içerisinde Müslümanlara yönelik bir savaşın başlatıldığı, O meş'um günün seneyi-i devriyesindeyiz. O zulumat günleri hatıraları ile birlikte hafızalarımızda capcanlı bir şekilde durmaktadır. Kasetlerin havada uçuştuğu düzmece senaryoların tertip edildiği, hayali örgütlerin kurulup masumların mahkûm edildiği, özel hayatın mahremiyetinin hiçe sayıldığı o günlerin etkileri toplumsal hafızamızda geniş bir yer tutmaktadır.” dedi.
“Hala masum insanlar o günkü uydurma suçlamalarla cezalandırılmakta”
Suçluların göstermelik mahkemelerle salıverildiğini belirten Vanlı, “Hala suçlularının yeterli bir şekilde cezalandırılmadığı göstermelik mahkemelerden sonra faillerin salıverildiği, mazlumlarından bir özrün bile dilenmediği hala masum insanların o günkü uydurma suçlamalarla cezalandırılmakta olduğu gerçeği de ortadadır.” şeklinde konuştu.
Toplumun 28 Şubat’ın etkilerini halen üzerinden atamadığını vurgulayan Vanlı, “ Toplumumuz 28 Şubat’ın meydana getirdiği travmayı henüz atlatamamıştır. Hal böyle iken; 26 Şubat MGK'sında topyekûn bir mücadele kararının alınması kaygı vericidir. Siyasal bir çekişmenin geçmişte siyam ikizi olmuş iki grubun çatışmasının MGK kararlarıyla bir cadı avına dönüştürülmesinden endişe duymaktayız. 28 Şubat’ın sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve psikolojik zararları ortada iken ülkeyi aynı duruma sürüklemeye hiç bir kimsenin hakkı yoktur. Tarafların birbirlerine olan kinlerinin toplumsal bir travmaya dönüşmesi hiç kimsenin yararına değildir. Oluşacak zararlardan da tarafların her birisi sorumludur.” ifadesini kullandı.
“Şahısların iade-i itibarlarını talep ediyoruz”
7 bin kişinin hayali bir örgüt olan Selam örgütü adı altında hukuksuzca dinlendiğini ve bu dinlemeler üzerinden binlerce kişinin haksız yere ceza aldığını dile getiren Vanlı, “Selam Örgütü adı altında ülkede yapılan dinlemeler bir gerçeği ortaya koydu ki; böyle bir örgüt mevcut değildir. Oysa aynı iddia ile yıllardır yargılanan, ceza alan, işkence görüp, hapis yatan bu davadan mahkûmiyet aldığı için ülke dışında yaşamak zorunda kalan onlarca insan var. Bu mahkûmiyetlerin yeniden ele alınmasını, cezaların iptalini ve cezalandırılmış olanlardan özür gerekmiyor mu? Başbakan ve bu örgüte üye olduğu iddia olunan herkes bu iddianın uydurma olduğuna inanıyorsa, geçmişteki iddialara da karşı durmaları gerekmektedir. Geçmişteki iddiaların karşısında durmuyorlarsa bugünkü iddiaların gerçek olmadığına halkı nasıl ikna edecekler? Başta Başbakan ve bakanlar olmak üzere tüm "Selam Örgütü" üyelerini, bu örgüt adı altında meydana getirilen tüm mağduriyetlerin giderilmesi için çalışmaya davet ediyor, bu şahısların iade-i itibarlarını talep ediyoruz.” dedi. (İsmail Yılmaz-İLKHA)