AĞRI – Cezaevinde adeta ölüme terk edilen 28 Şubat mağduru Yasin Demir, ölümcül hasta olmasına rağmen diğer hasta mahkûmlara uygulanan tahliye hakkından faydalandırılmıyor.
İslami davadan dolayı uzun yıllardır cezaevinde yatan Demir’in hastalığının herhangi bir tedavisinin mümkün olmadığı şeklinde ölümcül hastalık raporu olduğu halde tahliye edilmiyor.
Yasin Demir’in son durumu ile ilgili görüştüğümüz. Avukat Abdulgani Orhan, müvekkili Yasin Demir’in tahliyesinin önündeki engellerin kaldırılarak adil bir uygulama yapılaması gerektiğini söyledi.
“Savcılığın Demir’i biran önce evine göndermesi gerekirken bu yapılmıyor”
2003 yılından beri af edilip serbest bırakılması gereken Yasin Demir’in tahliyesinin 11 yıldır ötelendiği ifade eden Av. Orhan, “Demir’e 2003, 2004, 2005 ve son olarak cezaevinde tutulduğu Ankara Numune Hastanesi’nde hasta olduğuna dair rapor verilip serbest kalmasına dair gereken bütün prosedürler yerine getiriliyor. Demir’in serbest bırakılması ile ilgili hiçbir sorun kalmıyor. Ancak bir türlü tahliye edilmiyor. Bu çerçevede özellikle ilgili savcıların, Cumhurbaşkanı affının dışında ceza ertelemesi hakları var. Ancak buradan da tahliye kararı verilmiyor. Son çıkan Ergenekon sanığı 18 yıl ceza almış olmasına rağmen 6 aylık öteleme verildi. 6 ayda bir durumu incelenip ona göre hareket edilecek. Yasin Demir’e ise bırakın Cumhurbaşkanı affı, bu prosedür bile uygulanmıyor. Çıkarılan Ergenekon sanığının hastalık oranı yüzde 65’tir. Yasin Demir’in hastalık oranı ise yüzde 100’dür. Son olarak Ankara Numune Hastanesi; hastalığın Demir’in DNA’sına sirayet ettiği, hastalığının herhangi bir tedavisinin mümkün olmadığı şeklinde ölümcül hastalık olduğu doktor raporu ile tescillendi. Bu raporlarla savcılığın Demir’i biran önce evine gönderilmesi gerekirken bu yapılmıyor.” şeklinde konuştu.
“Sağlık raporlarının Cumhurbaşkanı’nın önüne gidebilmesi için belli prosedürler var”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ‘Hasta mahkûmların dosyaları önüme gelsin. Ben, kanuni olarak gerekeni yaparım’ şeklindeki beyanatını hatırlatan Av. Orhan, “Dosyaların, Cumhurbaşkanı’nın önüne gidebilmesi için belli prosedürler var. Öncelikle bulunduğu ilin Numune Hastanesi’nden Heyet Raporu alınıyor. Heyet Raporu ile hasta olduğu tespit edilen şahıs, Cumhurbaşkanı affı için başvuru yapıyor ve bu çerçevede dosyası İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderiliyor. Adli Tıp Kurumu’ndan olumlu rapor gelirse, dosya Cumhurbaşkanı’nın önüne gidiyor. Buradaki süreçte İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilecek raporlar için kurum gerekeni yapmalı. Öğrendiğimiz kadarı ile Adli Tıp Kurumu yöneticileri değiştirilmiş. Yeni yönetimin bu hukuksuzluğu engelleyeceğini umut ediyoruz.” dedi.
“Dindar insanlara uygulanan çifte standart ve hukuksuzlukların önüne geçilmelidir”
Diğer mahkumlar için uygulanan prosedürün müvekkili Yasin Demir için de uygulanması gerektiğinin altını çizen Av. Orhan, “Yasin Demir Ergenekon tutuklularına uygulanan 6 ay ceza ertelemesine tabi tutulup, daha sonraki süreçlerde aldığı raporlara karşın cezasının ötelenmesi gerekir. Diğer bir seçenek de Cumhurbaşkanı affıdır. Demir için her iki şart da oluşmuş durumda. Şuanda savcıların kanunu uygulayıp Demir’i evine göndermeleri gerekiyor. Demir’in tahliye edilebilmesi için yeniden girişimler yapıldı. Gerekli kurumlar üstlerine düşen görevleri adil ve hızlı bir şekilde yerine getirmeleri gerekiyor. Hukuk devleti hukuku yerine getirip özellikle dindar insanlara uygulanan çifte standart ve hukuksuzlukların önüne geçilmelidir.”dedi.
“Bu zulümlere sessiz kalan her kesim zulme ortak olur”
Yasin Demir’in tahliyesi için Müslümanların gündem oluşturmaları gerektiğini ifade eden Mazlum-Der Ağrı Şubesi Başkanı Levent Çeğil de 28 Şubat döneminde mahkûm olmuş ve aynı zamanda cezaevlerinde hasta olan çok sayıda mahkûmun olduğuna dikkat çekti.
Hasta mahkûmlar konusunda duyarlı olmaya davet eden Çeğil, “Şuanda İslami düşünceden dolayı cezaevinde tutulup ta haklarındaki tahliyeleri gündeme gelmeyen insanlar var. Özellikle biz Müslümanlara gündem oluşturmak gibi önemli bir görev düşüyor. Bu zulümlere sessiz kalan her kesim zulme ortak olur. Bizler, medya, kamuoyu ve halka ulaşabildiğimiz her platformda Yasin Demir ve benzeri hasta mahkûmların tahliyesi için elimizden geleni yapmamız, gündemde tutmamız gerekmektedir. Cumhurbaşkanı ise başka mahkûmlar hakkında kullandığı inisiyatifi aynı zamanda İslami düşünceden dolayı içeride tutulan mahkûmlar içinde kullanması lazım.” şeklinde konuştu.
“Adaletin herkese eşit bir şekilde uygulanması gerekir”
Konu hakkında görüş aldığımız Mustazaflar Cemiyeti Ağrı Şubesi yöneticilerinden Rıfat Yılmaz ise adaletin eşit şekilde uygulanması gerektiğini söyledi.
İslami hassasiyetinden dolayı cezaevinde tutulan mahkûmlara çifte standart uygulandığını belirten Yılmaz, “Şuanda kendisi hakkında imza kampanyası başlatılan ve ölümcül hastalığa yakalanmış olan Yasin Demir hakkında herhangi bir işlem yapılmıyor. Bu da Türkiye’de hukuksuzluğun olduğunun göstergesidir. Özellikle İslami hassasiyeti olan mahkûmlara zulüm edilmektedir. Aynı şekilde hasta olup ta mağdur olan ve İslami düşüncesinden dolayı cezaevinde tutulan Salih Mirzabeyoğlu da yine sıkıntı çekiyor. Başta Balyoz ve Ergenekon tutukluları olmak üzere toplumun her kesiminden insanlar salıveriliyor da, İslami düşüncesinden dolayı diğer mahkûmlara eziyet ediliyor. Adaletin herkese eşit bir şekilde uygulanması gerekir.” dedi.
“Doktorlar kendilerini hâkim yerine koymasalar eşim cezaevinden çıkacak”
Eşinin hastalığının her geçen gün daha da ilerlediğini ifade eden Yasin Demir’in eşi Semiha Demir, “Eşim hastalık taşıyıcılığı vardı. Yalnız cezaevine girdikten sonra hastalığı kronikleşti. Eşimin hastalığıyla ilgili raporlar aldık. Ama hastaneler arasında çelişkili raporlar var. Bu çelişki raporlardan dolayı sıkıntı yaşanıyor. Art niyet var işin içinde. Eminim ki, doktorlar kendilerini savcı, hakim yerine koymayıp asıl vazifelerini yerine getirerek rapor hazırlasalar eşim cezaevinden tahliye olacak. Şuanda eşimin tedavisi mümkün değil, hastalığı da çok ağır. İnşallah Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önüne eşimin raporu gittiğinde oda gerekeni yapar.”diye konuştu.
Eşinin tahliyesi için destek verenlere teşekkür eden Semiha Demir, “Eşim sık sık kendisi için başlatılan imza kampanyasının ne boyutta olduğunu soruyor. Kendi memleketi Ağrı’nın bu imza kampanyasına ne derece destek verdiği soruyor. Herkes elinden gelen gayreti gösteriyor, Allah uğraşanlardan razı olsun.” diye konuştu.
Öte yandan; İstanbul Adli Tıp Kurumu yetkilileri ile yaptığımız görüşmede Yasin Demir hakkında hastanelerden kendisinin tahliye edilmesine yönelik rapor gönderilmediğini, gelecek bir başvuruda gerekeni yapacaklarını söylediler.
Yasin Demir için başlatılan imza kampanyasına katılmak için http://imza.la/delta-super-enfeksiyon-hastasi-yasin-demir-e-ozgurluk linkine tıklayıp tahliye edilebilmesi için imza atılabiliyor.
(Ömer Adıgüzel - İLKHA)