ŞÜKRÜ GÜNDÜZ / DOĞRUHABER
Türkiye’de son dönemlerde yayınlanan ses kayıtları, telefon ve ortam dinlemeleriyle ilgili çok sert tartışmalar yaşanıyor. Elinde bu teknolojiyi bulunduranlar resmi veya gayri resmi olarak dinleyebildikleri herkesi dinleyip gerek gördüğünde bu tapeleri servis ediyor.

Türkiye’de dinleme olayları ve kayıp dinleme cihazları tartışılırken Diyarbakır’da yaşanan bir olay üzerine gazetemiz Doğruhaber, önemli bir konuya işaret edip ‘Kayıp Cihazlar Diyarbakır’da mı?’ manşetiyle dikkat çekici bir ayrıntıya vurgu yapmıştı.

Diyarbakır’da HÜDA PAR’ın bir programı, polis/istihbarattan oldukları ifade edilen kişilerce içinde dinleme cihazlarının olduğu bir araçla takip ediliyor ve programın ortamı kayıt altına alınıyordu. O zaman sıcağı sıcağına parti yetkililerinin ve halkın hukuksuz uygulamaya suçüstü yapması hiçbir yetkiliyi harekete geçirmediği gibi suçüstü yapanlarla ilgili çok dikkat çekici bir gelişme yaşandı.

SUÇÜSTÜ YAPANLAR İFADEYE ÇAĞRILDI
Aralık 2013 tarihinde HÜDA PAR’ın bilgilendirme seminerini dinlemeye çalışırken halk ve partililer tarafından fark edilen ve içinde içki şişeleri ve dinleme cihazlarının bulunduğu araca suçüstü yapan parti yetkilileri karakola ifadeye çağrıldı.

Dinlenen telefonların tepki gösterilerek çarşaf çarşaf yayınlandığı ve dinleyenlerin mahkum edildiği bir dönemde Fırat ötesinde gerçekleşen bir dinleme vakıasıyla ilgili dinleyenlerin değil dinlenenlerin ifadeye çağrılması bir hayli ilginç bulundu ve skandal olarak değerlendirildi.

“DİNLEYENLERE KARIŞAMAZSINIZ!”
HÜDA PAR Diyarbakır Bağlar Belediye Başkan Adayı Vedat Turgut gazetemize yaptığı açıklamada söz konusu olayla ilgili karakola çağrılarak “memurlara engel oldukları” gerekçesiyle ifadesi alındığını söyledi.

Turgut kendisine, ‘Partinizin yaptığı programı dinleyen memurlara engel olarak onları deşifre etmişsiniz’ denilerek ifadesine başvurulduğunu belirtti.

Kumpas ve hukuksuz dinlemelerle ilgili tartışmaların yaşandığı bu günlerde Diyarbakır’da kendilerine yönelik bu tutumun skandal olduğunu ifade eten Turgut, “Büyük araç içerisinde rakı-bira şişeleri eşliğinde devasa cihazlarla suçüstü edilen “öküz” mesabesindeki dinleme aracı’nın görmezden gelinerek buna tepki gösterenlere suç işlemiş gibi davranılması kabul edilemez” şeklinde tepki gösterdi.

“HUKUKSUZ DİNLEMEYE NEDEN ENGEL OLDUN?”
HÜDA PAR Diyarbakır Bağlar Belediye Başkan Adayı Vedat Turgut açıklamasında “Söz konusu olaydan sonra biz mahkemeye başvurduk ve bizi dinleyenlerin soruşturulmasını istedik. Ama bizi dinlemeye çalışanlar hakkında bir soruşturma açılmadı” ifadelerine yer verdi.

İki hafta kadar önce karakoldan kendisinin çağrıldığını belirten Turgut, “Bana ‘siz istihbarattan olan üç polisin teşhir olmasına sebep olmuşsunuz, onların görevlerini yapmasına engel çıkarak suç işlemişsiniz’ dediler. Oysaki bizim programı yaptığımız salon herkese açıktı.

Emniyet programı takip etmek için bir kameraman bile gönderebilirdi. Ama gayri hukuki davrandı ve biz de karşı çıkınca suçlu olduk” diye konuştu.

“KİMİ KİME ŞİKÂYET EDECEĞİZ?”
Valilik, İçişleri Bakanlığı ya da hükümetin bu skandal dinleme ile ilgili her hangi bir açıklama yapmadığını ifade eden Turgut şöyle konuştu: “İktidar partisi ile ilgili bir dinleme olayı olunca bütün Türkiye ayağı kalkıyor.

Açıklama üstüne açıklamalar yapılıyor. Ama biz parti teşkilatlarımıza yerleştirilen onlarca böcek tespit edip bunu kamuoyuyla paylaşmamıza rağmen kimse, bizi dinlemeye çalışanlarla ilgili bir açıklama yapmadı. Kimi kime şikâyet edeceğiz?”

“HUKUKSUZ DİNLEMELER BÖLGEDE RUTİN OLARAK YAPILIYOR”
Bölgemizde gayri resmi ve hukuksuz uygulamalar eskiden olduğu gibi şimdi de devam etmektedir” diyen Turgut, “Batıda hukuksuz bir durum olduğunda bunun üzerine gidilmekte ve soruşturma açılmakta ama onun dışında bölgemizde yapılan yasadışı uygulamalarla ilgili hiçbir şey yapılmış değil.

Gayri resmi dinlemelerle bölgemizde sivil toplum kuruluşlarına yönelik kumpaslar kuruldu ve bu kumpaslar neticesinde onlarca kişiye ceza verilerek cezaevlerine konuldu. Halkımız çaresiz, ne yapacağını bilmiyor.

Başbakan bile bu konuda muzdarip olduğunu açıklıyor. Halk ne yapabilir ki? Derdini kime anlatsın, kimi kime şikâyet etsin?” şeklinde konuştu. Turgut, “Bundan sonra biz şikâyetimizi halka, derdimizi Allah’a anlatacağız” dedi.