TBMM - Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, görüşmelerde söz alan milletvekillerinin eleştirilerini yanıtladı.

Ülkeye yakışan, çağdaş imkanlarla donatılmış, güçlü bir istihbarat teşkilatını Türkiye`ye kazandırmak amacıyla hareket ettiklerini belirten Atalay, başka niyetler aramanın doğru olmadığını belirtti. Atalay, yasaların toplumsal olaylardan, yaşanan zaruretlerden oluştuğuna da işaret ederek, MİT Kanunu`nun hazırlanmasında konjonktürel bakılmadığını vurguladı.

Atalay, eleştirilerdeki bazı hususlara açıklık getirmek istediğini belirterek, şunları söyledi:

"Önleyici istihbarat da adli istihbarat gibi yargı kararına bağlıdır ülkemizde. Güvenlik birimlerimiz önleyici istihbarat için de yargı kararı almak zorundalar. Bakanlar Kurulu`na verilen yetki çok geniş bulunuyor. Ama orada üç kavram var. O üç kavramın dışında böyle bir şeyi keyfiliklerle değerlendiremeyiz. Şu anda zaten MİT başbakana bağlı, bu her zaman böyle olmuş. Başbakana direkt bağlı birkaç kuruluş vardır, bunlardan birisi MİT`tir. MİT`e hep böyle bir önem verilmiş. Şu anda da o bağlılık sürüyor.

Burada o sözü tekrar veriyoruz; güvenlikle ilgili Meclis`in denetimini, hem Meclis ile çalışmamız gerekiyor hem diğer bütün güvenlik birimlerimizi de o çalışmanın içine katmamız gerekiyor. Meclis kontrolü ve tasarrufun sorumluluğun, talimatın hükümete ait olmasından kaçınmayalım. Bunları illa hükümet keyfi kullanır diye değerlendirmeyelim. Hükümet neticede milletten oy almış, Meclis`in güven oyunu almış siyasi iradedir."

Komisyondaki bazı milletvekillerinin HSYK düzenlemesine benzediği yönünde eleştirilerde bulunduklarını hatırlatan Atalay, "Bazı ülkeler hakimini millet seçiyor ya yargıyı da milletin denetimine veriyor. Ya millet direkt seçecek ya parlamento seçecek. Bunun dışındakiler ne getirmiş? Siyasi iradenin emrine vermediğiniz yerler sadece vesayet kuruluşu haline gelmiş. Vesayet diyoruz ya millet iradesinin üzerinde, hükümete hükmeden, gerektiğinde Meclis`e hükmeden, Meclis`i dağıtan vesayet mekanizmaları. Öyle de olmuş. Yani demokrasi diyorsak vesayet mekanizmalarını önleyici, milli iradeyi ve Meclis`i güçlendirici yapıları korumamız lazım" diye konuştu.

"Sayın Baykal kimseyle paylaşmak istemedi"

Komisyonda MHP`li milletvekillerinin dile getirdiği MHP Genel Merkezi`nin 2011 seçimleri öncesinde dinlendiği ve genel merkez önündeki şüpheli bir aracın MİT`e ait olduğu iddialarına da değinen Atalay, "MİT`in böyle bir görevi yoktur ve MİT`in irtibatı yoktur. Ben de o zaman İçişleri Bakanıydım. Bu olayların üzerine de çok gittik. Fakat şunu söyleyeyim, bulunmadı" değerlendirmesinde de bulundu.

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal`ın genel başkanlık görevini bırakmasıyla sonuçlanan süreci başlatan görüntülerle ilgili olarak da Atalay, iktidar olarak konunun aydınlatılması için büyük çaba gösterdiklerini söyledi.

Atalay, "Sayın Baykal kendisi gidip de yargıda veya savcılıkta veya güvenlikte bu konuyu kimseyle paylaşmak istemedi. Kamu davası olarak savcılık işin üzerine gitti ama esas bu işi bilecek, bilgi verecek, yardımcı olacak kişi, bu işe karışmadı. Kendisine göre haklı sebepleri olabilir. Bunlar biraz da böyle kalıyor, üzerine gitmek lazım" dedi.

MİT teklifinin bir dokunulmazlık getirmediğini vurgulayan Atalay, yalnıza MİT`in faaliyetlerine rastgele müdahale edilmesinin önüne geçilmeye çalışıldığına dikkati çekti. Atalay, "Dokunulmazlık diye bir şey olmaz, hesap verecek. Yargıda hesap verecek. Cumhurbaşkanı hesap veriyor, herkes hesap veriyor, MİT Müsteşarının hesap vermemesi diye bir şey olabilir mi?" değerlendirmesinde bulundu.

"Başka ülkelere benzemiyor"

 

Çözüm sürecine değinen Atalay, "Uygun olanı devletin kurumlarının görüşmesi ama sorumluluğu siyasete aittir, MİT Müsteşarının değildir. Gider o görüşür, İmralı`ya da gider görüşür ama sorumluluk hükümetin. Savcılık MİT müsteşarını çağırınca, Başbakan `Sorumluluk benim, ona talimatı ben verdim` dedi" diye konuştu.

Teklifte Anayasa aykırı hiçbir şey görmediklerini ifade eden Atalay, şunları söyledi:

"Özerklik, üniter yapımız gibi konular hepimizin ortak noktaları. Bu milletin istemediği bir şeyi biz asla yapmayız. Ama ülkemizdeki bu sorunu çözmek istiyoruz. Bulduğumuz yöntemleri, düşünebildiğimiz kadar uyguluyoruz. İnandığımız şeyleri yapıyoruz ve daima muhalefetten de katkı istiyoruz. Türkiye, bu sorunları çözmeli. Katiyen Türkiye`nin bölünmesi, parçalanması, özerklik, şu, bu, çalışmamızın, düşüncemizin hiçbir yerinde yok. Bu konularda çok ileri ifadelerimiz söz konusudur. Bu süreçlerin zorluğunu da biliyorsunuz. Büyük bir hassasiyetle çözüme doğru gidebilir miyiz diye uğraşıyoruz. İnşallah Türkiye bunu başarır. Hepimizin dileği budur."

Devam edilecek

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "TBMM dışında bir güç, otorite olamaz ve kabul edilemez. 27 Nisan ile ilgili o gün için görevli olan parti yöneticilerimizin bazı beyanatları maalesef talihsizlik olmuştur. 1960`da, 1980`de, 1997`de, 2007`de yapılan her türlü müdahale bizce kabul edilebilir değildir ve bu CHP`nin görüşüdür" diye konuştu.

Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından, maddelerine geçilmesi kabul edildi.

Komisyon Başkanı Mehmet Ersoy, saat 13.30`da çalışmalara devam etmek üzere toplantıyı kapattı.

AA