ANKARA: Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurular sonucu tutuklu vekillerin serbest bırakılması ve kanser hastası Ergenekon davası tutuklusu Fatih Hilmioğlu`nun tahliyesi gibi önemli kararlara imza attı. Mahkemenin kararları, Türkiye`nin İnsan Hakları Mahkemesi nezdindeki sicilinde de önemli iyileşme getirdi. Ama iş yükü mahkemeyi düşündürüyor.
Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Alparslan Altan, bu konudaki kaygılarını "Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru" konulu panelde dile getirdi.
Altan, 23 Eylül 2012`de bireysel başvuru hakkının başlamasından bu yana yüksek mahkemeye 13 bin 300 dosya ulaştığını söyledi. "Bu başvurulardan yaklaşık 4 bin 830`u bölümler ve komisyonlar tarafından karara bağlandı ve şu anda elimizde yaklaşık 8 bin 400 dosya görüşülmeyi bekliyor" dedi.
Altan`ın verdiği bilgiye göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`ne yapılacak başvuru sayısını azaltmayı hedefleyen yasa amacına ulaşmış görünüyor:
"Türkiye`den yapılan başvurular itibarıyla bir önceki yılda Rusya`dan sonra ikinci sırayı almamıza rağmen 2013 yılında 5`inci sıraya gerilediğimizi ve Türkiye`den yapılan başvuru sayısında çok büyük bir düşüş olduğunu öğrendik. Bu, Türkiye açısından en azından görünürdeki bu tablonun iyiye gitmesi açısından önemli bir gelişme."
AİHM`deki dosya sayısında azalmayı sağlayan uygulamalardan biri de, Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulan Tazminat Komisyonu oldu. Altan, yaklaşık 3 bin dosyanın komisyonun çalışması ile AİHM gündeminden düştüğünü belirtti. Geçen hafta yetkileri genişletilen komisyonun 2 bin 500 dosyayı daha devralınacağını kaydetti.
Başkan Vekili`nden yoğunluk uyarısı
Ancak yüksek mahkemenin başkan vekili dosya yoğunluğunda sınıra yaklaştıklarının da mesajını verdi: "Anayasa Mahkemesinin, aşırı iş yükü altında işlevini yerine getiremeyecek duruma düşmeyecek bir pozisyonu koruması gerekiyor.
Anayasa Mahkemesinin şu anda içinde bulunduğu en büyük açmaz burada."
Şu an başederiz ama...
Altan`a göre Anayasa Mahkemesi`ndeki dosya sayısı kendi deyişiyle `baş edilebilir` bir seviyede. "Ancak bundan sonra gelecek her başvuru, mahkemeyi iş yükü bakımından zor durumda bırakabilir" dedi. Altan, özellikle sistematik ve yaygın sorunlar çözülmedikçe gelecek başvuruları azaltmanın mümkün görünmediğini de ekledi.
Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili, iş yükünü azaltma konusunda bazı önerilerini de sıraladı:
"Filtrasyon sisteminin işlemesi konusunda gerekli tedbirler alınabilir. Yine usul açısından imkan veren toplu ve benzer dosyaların pilot dava usulüyle çözülmesi yolunu tercih edebilir, çalışma yöntemiyle ilgili değişik tedbirler alabilir ve Anayasa Mahkemesindeki bireysel başvurulara yönelik yine Adalet Bakanlığı yetkilileriyle yapılan görüşmelerde mutabakata varılan ancak şimdilik gerçekleşmeyen, özellikle tazminat ödenmek suretiyle giderilebilecek bazı dosyalarla ilgili bir komisyon kurulabilir."
HSYK için yorum yok
Panelde, Altan`a HSYK düzenlemesiyle ilgili sorular da soruldu. Ancak buna cevap vermesinin doğru olmayacağını söyledi.
Ergenekon ve Balyoz sanıkları için verdikleri kararın diğerleri için emsal olup olmayacağın sorusuna ise şu yanıtı verdi.
"Genel itibarıyla zaten orada ilkeleri de ortaya koyduk. Öncelikle uzun tutukluluk konusunda, Anayasa Mahkemesi 5 yıllık sürenin nihai bir süre olduğu, suç sayısı fazla olsa bile sadece 5 yıllık sürenin, azami süre olarak dikkate alınması gerektiğini söyledi. Anayasa Mahkemesinin bu kararı, diğer yargı organları tarafından da kabul edildi ve uygulanmaya başlandı. Bunun dışında milletvekilleriyle ilgili bir kararımız oldu. Orada da mahkemelere, kişilerin, tutuklu olan kişilerin milletvekili olmaları halinde, seçilme ve temsil hakkını da gözetmeleri gerektiği şeklinde bir ilke koyduk. Bu ilke de mahkemeler tarafından dikkate alındı ve tahliyeler yapıldı, onunla ilgili. Bunun dışında kararlarımızda zaten ilke haline getirdiğimiz hususları gerekçede yazıyoruz ve bu gerekçelerin uygulandığını görüyoruz. Şu anda uygulamayla ilgili bir sorunumuz yok."