BİTLİS - Bitlis Eğitim Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (BEST-DER) tarafından ‘Deprem Eğitim Bilinci’ konulu seminer düzenlendi.
Seminere Bitlis İl Afad Acil Müdürlüğü’nde görevli Eğitim Uzmanı M. Besim İlarslan ile enformasyon memuru Nihat Çiftçi konuşmacı olarak katıldı.
Deprem Eğitim Bilinci hakkında katılımcılara hitap eden İlarslan, İl AFAD Müdürlüğü olarak, afetlerin zararını en aza indirmek için toplumda önlem alma ve zarar azaltma bilincini yerleştirmek önemli hedeflerin arasında olduğunu söyledi.
“Afet bilinci eğitimleri, zararı ve can kaybını önlemeye yöneliktir”
Geçmiş yıllarda ve günümüzde yakın çevremizde meydana gelen afetler nedeniyle büyük kayıpların yaşandığına dikkat çeken İlarslan, Afet Bilinci Eğitimleri, ülkemizdeki bu kayıpların azaltılması için birey, kurum ve kuruluş düzeyinde afetlere hazırlık kapasitesini artırmayı, olası bir afet ve acil durum karşısında mevcut müdahale kapasitesini harekete geçirerek kendi kendine yardım edebilme becerisini geliştirmeyi hedeflediklerini belirtti.
Deprem öncesi, deprem sonrası ve deprem esnasında alınması gereken tedbirler konusunda slayt gösterimi eşliğinde açıklama yapan ilarslan “Doğal tehlikeler, teknolojik tehlikeler ve insan kaynaklı tehlikelerle sürekli karşı karşıyayız. Bizler bu tehlikeleri bertaraf etmek ve en aza indirgemek için kendimizi bilinçlendirerek yetiştirmemiz gerekiyor.
Marmara depreminde, Erzincan depreminde ve günümüzün yakın tarihinde meydana gelen Van depreminde büyük ölçüde can ve mal kaybı meydana gelmiştir. Coğrafi olarak deprem fay hatları üzerinde bulunmamız nedeniyle deprem başta olmak üzere diğer doğal afetlere karşı kendimizi yetiştirerek tedbir almalıyız” dedi.
“İlk 72 saat altın saatlerdir”
Afet sonrası ilk 72 saatin ‘Altın Saatler’ olduğuna dikkat çeken İlarslan, “Bu süre zarfında ülkemiz başta olmak üzere dünyanın hiçbir ülkesinde sağlık, itfaiye, arama-kurtarma ekipleri gibi birimlerin tüm bireylere anında ulaşması mümkün değildir. Bu nedenle, afetlerde hazırlığın toplum tabanlı olması bireyden ve hane halkından başlanması gerekiyor. Çünkü bu zaman zarfında birey karşı karşıya kaldığı doğal afetle kendi bilgi ve imkanlarıyla mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Deprem başta olmak üzere doğal afetlerle mücadele etme bilincine sahip bireyler kendi yaşamlarını sürdürme konusunda daha avantajlıdırlar. Bu bakımda bireyin bilinçlenmesi önem arz eder” ifadesini kullandı.
Afet hazırlıklarında toplumsal güç birliği yapılmalıdır
Afet hazırlıklarında toplumsal güç birliğinin önemine dikkat çeken İlarslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Afetlere hazırlık için yapılacak birçok çalışma vardır. Ama bu çalışmalar asla tek bir kurum, kuruluş ya da kişi veya makam tarafından yapılamaz. Afetlere hazırlıkta başarı için tüm paydaşların ve toplumun içinde bulunduğu bir ekip çalışması olmazsa olmaz bir şarttır. Afetlere hazırlık toplumun tüm kurum ve kuruluşlarıyla imkan ve kaynaklarının ortak amaç doğrultusunda kullanımını gerektirir. Bu nedenle afetlere hazırlık; Belediyelerin, Özel Sektörün, Üniversitelerin, Sivil Toplum Kuruluşlarının ve bireylerin yani toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğundadır.
“Afetlere hazırlıklı olabilmek için öncelikle afet riskini artıran faktörleri tanımalıyız”
Afetlere hazırlıklı olabilmek için öncelikle afet riskini artıran faktörleri tanımalı ve bireysel önlemlerimizi alarak yürütülen hazırlık çalışmalarına destek vermeliyiz. Ülkemiz ve İlimiz başta deprem olmak üzere heyelan, sel, kaya düşmesi, çığ, yangın, teknolojik kazalar kuraklık gibi dönüşebilecek tehlikelerle karşı karşıyadır. Her an meydana gelebilecek ve büyük ölçüde can ve mal kayıplarına, yaralanmalara yol açacak afetlere karşı bilinçlenerek toplumumuzu da bilinçlendirmeliyiz” diyerek alınması gereken tedbirler hakkında bilgi verdi.
Yaklaşık olarak 40 dakika süren seminer, yapılan ikramla sona erdi. (Şükrü Tontaş-İLKHA)