MUŞ - 14 Şubat Dünya Sevgililer Günü! münasebetiyle İLKHA` ya konuşan Muş`un kanaat önderlerinden Molla Mehmet Yıldırım, İslam inanç ve kültüründe bu tür kutlamaların  olmadığını söyledi. Bu kutlamaların, başka milletlerin Müslüman toplumunu ve özellikle Müslüman gençlerdeki imanı yok etmeye ve ahlakını bozmaya yönelik oyunları ve operasyonları  olduğunun altını çizen Molla Mehmet  Yıldırım, Müslüman toplumun bu tür oyunlara karşı uyanık olması gerektiğini söyledi.

"Dünya Sevgililer Günü diye bir gün dinimizde ve kültürümüzde yok”

Dünya Sevgililer Günü diye bir günün  dinimizde ve tarihimizde olmadığının altını çizen Yıldırım Hoca, "Son bir iki asırda Müslüman toplumun her yönden gerilemesiyle, Hıristiyan aleminin Müslüman toplumlara hakim olmasıyla bütün kültürlerini Müslüman toplum içerisine yerleştirmeye çalıştılar.  İşte bu yılbaşı kutlamaları, Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü, bu şekildeki gün kutlamalarının İslam toplumunda hiçbir zaman yeri olmamıştır. Bu mevzuda sadece Peygamberimizin Mevlüd-İ Şerfini kutlamak vardır. O da sonradan ihdas edilmiştir. Bundan maksat ise İslam peygamberini toplumlara anlatmak gayesiyle toplantılar düzenlenerek okunan mevlitler ile Peygamber (SAV) insanlara anlatılmıştır. Bu da Müslüman âlimlerce reddedilmemiştir.`` diye konuştu.

"Müslüman toplum  bir topluma bağımlı olarak yaşayamaz``

İslam toplumunun bu gibi hurafelere karşı yapması gereken şeyin  Peygamber Efendimizin (SAV) yaptığını yapmak olduğunun altını çizen Yıldırım Hoca; "Peygamber efendimiz (SAV) her hadisede Müslümanların dışındaki toplumlardaki olay ile ilgili ne varsa müspet olan şeyleri değiştirerek, daha sonra uygulamaya koymuştur. Bu değişiklikleri ta ibadetlere varıncaya kadar yapmıştır. Yahudiler ile Müslümanların Muharrem Orucundaki muhalefetleri şeklinde söyleyebiliriz. İbadet olmayan konularda onlara benzememek için sürekli gayri Müslimlerin yaptıklarının tersini yapmıştır. Çünkü onları taklit etmek insanları kültürel yönden onlara bağımlı hale getirir. Müslüman toplum ise bir topluma bağımlı olarak yaşayamaz. İslam’ın temelinde tevhit vardır, Allahın birliği vardır. Dolayısıyla başka şeyler ile Allaha şirk koşarak, yaşantılarını başkalarına uydurarak İslamiyetlerini devam ettirmeleri imkânsızdır`` ifadelerini kullandı.

"İslam ile başka İnançları birbiriyle kaynaştırmak suretiyle yaşamak imkansızdır``

İslam`ın müstakil ve ilahi bir sistem olduğunu, dolayısıyla başka bir sistemler ile Hıristiyanlık, Yahudilik, sosyalizm veya liberalizmle, başka ideolojiler ve başka grupların yaşantıları ile şirk halinde İslamiyet’in yaşanmasının imkânsız olduğunu vurgulayan Yıldırım  " Kur’an’ı Kerimin ayetleri  ve Peygamber efendimiz (SAV)’i hayatı şirkle mücadelenin örnekleriyle doludur. Dolayısıyla İslam ile başka İnançları birbiriyle kaynaştırmak suretiyle ortak bir yaşam tarzı meydana getirmek imkânsızdır. Müslümanlar başkalarını taklit ettiği takdirde başkalarının kuyruğu haline gelir. Günümüzde bunu yapan toplumların hepsi başka milletlerin kuyruğu olmuş, onların ardından gitmek mecburiyetinde kalmışlardır. Bu nedenle İslam’ı çıplak haliyle, yani Peygamber Efendimiz (SAV)`in asrısaadette yaşadığı gibi yaşamak lazım ki, o zamanki seviyeye ulaşalım, onların gitmiş oldukları yoldan gitmiş olalım`` şeklinde konuştu.

"Bizi kendilerine uydurmaya çalışıyorlar``

İslam’ın başka toplumlarla ortak olmasını engelleyen ayeti kerimelerin olduğunu hatırlatan Molla Mehmet Yıldırın Hoca konuşmasına şöyle devam etti: " Allah (CC) “Sen Yahudi ve Hıristiyanlara uymadıkça onlar senden razı olmazlar’’ diye buyuruyor. Bundan anlıyoruz ki, bizi kendileriyle ortak etmeye çalışan gruplar ve İslam dışındaki milletler bizimle ortaklık değil de, bizi kendilerine uydurmaya çalışıyorlar.

"Sevgiyi iman çerçevesinde tutmak gerek``

Sevgililer Günü dendiğinde sevgi kelimesi ön plana çıkıyor. Sevginin bizim arşivimizdeki karşılığı muhabbettir. Müminlerin en büyük sevgilisi  Allah’tır. Allah sevgisi kalbe yerleşince tevhit meydana gelir. Allah sevgisinin eseri olarak Peygamber Efendimiz (SAV)in sevgisi meydana gelir. Peygamberimizin sevgisini Allah’a olan sevgiden ayrı düşünmek mevzu bahis olamaz. Peygamber efendimiz bir hadisi şeriflerinde “beni kendi nefsinizden, ananızdan, babanızdan daha çok sevmedikçe imanınız kemale ermez’’ diye buyurmaktadır. Dolayısıyla kimi sevdiğimize ve niçin sevdiğimize çok dikkat etmemiz gerekmektedir. Sevdiğimiz şeyleri Allah için sevmek, sevmediğimiz şeyleri ise Allah için sevmemeye dikkat etmemiz lazım. Allah’ı, peygamberini, iman ehlini yani yaşatırlıyla imanlarının kemalde olduğunu gösteren iman ehlini sevmek gerek. Sevgiyi iman çerçevesinde tutmak gerek.`` dedi.

"Sevgiyi başka yerlere sarf etmek O’nu israf etmek,  amacının dışında kullanmak demektir``

Yıldırım Hoca konuşmasına şöyle sürdürdü; "Sevgiyi başka yerlere sarf etmek O’nu israf etmek,  amacının dışında kullanmak demektir. Dolayısıyla Allah’ın bize bahşetmiş olduğu sevgi nimetini başka yerlerde israf etmemek lazım. Bu nimeti nerede kullanmak gerekiyorsa arada kullanmaya dikkat etmek gerekir. Çünkü Allah her an kalbimizi hiçbir boşluk bırakmadan gözetliyor. Allah Müminin kalbini kendisi için yaratmıştır. Allah kendisi için yaratmış olduğu kalbi acaba başka şeyler ile doldurulmuş mu, meşgul edilmiş mi diye devamlı gözetliyor. Eğer o kalp başka şeylerle meşgul ise, Allah’ın o kalbe girmesi mevzu bahis değildir. Onun için kalbi Allah`tan başka şeylerle meşgul etmemeye çok dikkat etmek lazım. Devamlı olarak o kalbi öldürmeden bayıltmadan Allah’ın sevgisiyle diri tutmaya dikkat etmek gerek`` ifadelerini kullandı.

"Gençlerin kalplerini dış etkilerin tesirinden korumaları çok önemlidir``

Son olarak özellikle gençlere birkaç nasihat vermek istediğini ifade eden Yıldırım Hıca; " İnsan hayatının en verimli çağı gençlik çağıdır. Fiziki olarak bir genç ile bir ihtiyarın yaptığı iş bir olmadığı gibi, bu anlamda insanların kalbi hayatı da bir olmaz. Gençlikteki kalp ile ihtiyarlıktaki kalp bir değildir. Bu tür günlerde gençlerimizin başkalarının adetlerine uymaması gerekir. Bu tür günlerde alternatif İslami adetleri, İslam’ın getirmiş olduğu prensiplere uymaya dikkat etmeleri lazım. Gençlerin kalplerini dış etkilerin tesirinden korumaları çok önemlidir. Bu yaşta eğer bu titizliği gösterebilirlerse, kendilerini gayri Müslimlerin etkilerinden koruyabilirlerse, ileriki yaşlarda yaşlılıklarında bu, kendilerinin istikametlerine tesir eder ve doğru yolu bulmalarında büyük önem arz edecektir`` dedi.

Yıldırım Hoca, İmanlı olan gençlerin  imanlarını, günlük yaşantılarını, adetlerini, konuşmalarını, tavırlarını ve hareketlerini gayri Müslimlerin içimize empoze etmeye çalıştıkları kültürlerinden dikkatle korunmaya özen göstermeleri gerektiğinin altını çizdi.

Sevgililer Günü

Kökeni, Roma Katolik Kilisesi`nin inanışına dayanan Sevgililer Gününün, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıktığı belirtiliyor. 14 Şubat Sevgililer Günü bu sebeple bazı toplumlarda "Aziz Valentin Günü" (St. Valentine`s Day) olarak bilinir.  

(M. Şirin Çağlayan-İLKHA)