Şükrü Gündüz / Doğruhaber
Zekât’la malınızı temizleyin, Fıtır sadakası ile fakirleri sevindirin
Hicretin ikinci yılından itibaren farz kılınmış olan zekât ibadetinin bireysel ve toplumsal açıdan birçok faydası vardır. Zekât, insanların cimrilik duygularını tedavi eder, cömertlik duygularını geliştirir. Zekâtını veren bir mü’min, dünya malının gelip geçici olduğunu idrak ederek son pişmanlığa bırakmadan fakir ve muhtaçların imdadına yetişmeye gayret eder. Aklı başında olan bir mü’min sahip olduğu malların asıl sahibinin Allah olduğunun şuurundadır ve servetinde fakirin, yoksulun, yetimin, yolda kalmışın ve diğer ihtiyaç sahiplerinin de hakkının olduğunu asla unutmaz. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de; “Onların malında, yardım isteyen ve iffetinden dolayı isteyemeyip mahrum olanlar için bir hak vardır” buyrulmuştur. Zekât vermemek ise fakirin hakkını gasp etmek demektir. Sevgili Peygamberimiz, “Zekât’ı verilmeyen malın kıyamet gününde zehirli bir yılan misali, mal sahibinin boynuna dolanacağını” buyurmaktadır.
Zekât ve fıtır sadakasının toplumsal faydalarını ve zekât’ın verilirken nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında sorularımıza cevap veren Yrd. Doç. Dr. Nusrettin Bolelli, Zekât’ın zengin ve fakir arasında bir sosyal yardımlaşma köprüsü görevi gördüğünü belirterek, “Şayet zenginler, zekâtlarını tam olarak verirlerse, İslam âleminde fakir kimse kalmaz” dedi.
ZENGİNLER ZEKÂTLARINI TAM OLARAK VERİRSE HİÇBİR FAKİR KALMAZ
Zekât İslam’ın beş temel şartlarından biridir. Zekât veren kişi bu farziyeti yerine getirmekle birlikte toplumsal dayanışmanın artmasını da sağlıyor. Bunlara bakarak zekât’ın asıl gayesi ve gerekliliği noktasında neler söyleyebilirsiniz?
Yüce Allah zekâtı, zenginlere verdiği malın “kırkta birini” veya yer mahsullerinde “onda birini” fakirlere ve diğer ihtiyaç sahiplerine vermeyi farz kılmıştır. Böylece zengin ve fakir arasında bir sosyal yardımlaşma köprüsü sağlanmış olur. Şayet zenginler, zekâtlarını tam olarak verirlerse, İslam âleminde fakir kimse kalmaz. Fakat maalesef birçok zengin malının zekâtını ya hiç vermiyor veya bir kısmını veriyor. Ve böylece fakir ve muhtaç Müslümanların hakkını yemiş oluyor. Bu durumda İmam en-Nevevî gibi âlimlerin görüşüne göre, fakirler yetkililere müracaat ederek bu haklarını alabilirler.
ALLAH’IN EMRİNİ YERİNE GETİRMEK NİYETİYLE ZEKÂT VERİLMELİDİR
Birçok kişi zekât’ını vermek için Ramazan ayını bekliyor. Zekâtını verecek olan insanlara tavsiyeleriniz nelerdir? Zekât verenler nelere dikkat etmelidir?
Para ve ticaret malı ve hayvanların zekâtını vermek için, bu malların tam bir yıl kesintisiz olarak sahibinin elinde kalması gerekir. Yer mahsullerinde böyle bir şart yoktur. Mahsul tarladan veya bahçeden elde edildiği zaman zekâtı farz olur. Ramazan ayında yapılacak ibadetler, diğer aylarda yapılan ibadetlerden -sevap açısından- kat kat üstündür. Onun için Müslümanlar umumiyetle zekâtlarını bu ayda veriyorlar. Zekâtını verecek insanların Tevbe Suresi’nin 60. ayetinde belirtilen gruplara zekât’larını vermeleri gerekir. Özellikle yakın akrabalarından ve komşularından zekât’a müstahak olanlara öncelikle zekât’ı vermek gerekir. Bir de zekât’ı verirken iyi maldan vermek gerekir. Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle zekat verilmelidir. Fakirlere ve muhtaç kimselere zekât verirken, onların onurlarını kırmamak için “bu malımın zekâtıdır” gibi bir ifade kullanılmazsa daha iyi olur. Zekât veren kimse, verdiği malı zekât niyetiyle vermelidir.
FITIR SADAKASIYLA FAKİRLERİ BAYRAMDA SEVİNDİRİN
Manevi duyguların yüksek olduğu Ramazan ayında zekâtla beraber fıtır sadakası da verilirken başka birçok hayır yapılabiliyor. Rahmet kapılarının açıldığı bu ayda Müslümanlarla yardımlaşma konusunda tavsiyeleriniz nelerdir?
Fıtır sadakası, bazı mezheplere göre bir gün ve bir gecelik zarurî ihtiyaçtan fazla mala sahip olanlara farzdır. Bazı mezhep âlimlerine göre de aslî ihtiyaçları dışında bir nisâba sahip olan kimselere farzdır. Fıtır sadakasından maksat, fakir Müslümanları bayram gününde sevindirmek ve onların ihtiyaçlarını karşılamaktır. Fıtır sadakasının bayram namazından önce ödenmesi gerekir. Şafii mezhebine göre fıtır sadakası, buğday, üzüm, hurma; Hanefi mezhebine göre ya bu mahsulleri veya bunların değerini para olarak vermek caizdir. Fıtır sadakası, fakir ve muhtaç olan kimselere verilir. Özellikle yakın akraba ve komşuları tercih etmek gerekir, ailenin yaşayan bütün fertlerinin fıtır sadakasını vermek vaciptir.