DİYARBAKIR - Diyarbakır’da yaşayan 59 yaşındaki Fesih Akkuş’un, yaklaşık 20 yıl önce başlayan; zayıflama, halsizlik, baş ağrısı, nefes darlığı gibi sıkıntılar yaşadığı için çeşitli hastaneler başvurduğu belirtildi.

Diyarbakır’da özel bir hastaneye kaldırılan Fesih Akkuş’a ilk etapta Kardiyoloji tarafından kalp yetersizliği, pulmoner emboli tanısı daha sonra yapılan detaylı incelemenin ardından ise hipofiz yetmezliği teşhisi konulduğu ifade edildi.

Yoğun bakım ünitesinde hayati tehlikesi bulunan ve yaşam mücadelesi veren Akkuş’un, uygulanan tedavi sonrası sağlığına kavuşarak taburcu olduğu, 20 yıldır anlaşılamayan sorunun, beynin altındaki fasulye büyüklüğündeki 0,5 gramlık organ olduğu ortaya çıktı.

20 yıl sonra sağlıkla tanışan Fesih Akkuş, tedavi olmak için çalmadık kapı bırakmadığını ancak sonunda ölümle burun buruna geldiğini belirterek, “ Hayatımı kabusa çeviren bu hastalıktan kurtulduğum için çok mutluyum. Bana 20 yılda kanser, tifo, akdeniz anemisi teşhisleri konuldu. Ancak hiçbiri bendeki belirtilerin nedeni olan hastalıklar değildi. Meğer bütün sorunlarım küçük bir organdan kaynaklanıyormuş. Dr. Deniz Bey’in bir bakışta hastalığımı anlaması benim için büyük bir şanstı. Şu an kendimi sağlıklı ve mutlu hissediyorum. Sanki yeniden doğmuş gibiyim” dedi. 

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Deniz Gökalp, hipofiz yetmezliğinin çoğu zaman belirti vermeden ilerleyen bir hastalık olduğunu söyledi.

Fesih Akkuş’un her türlü müdahaleye rağmen yükselmeyen tansiyonu ve düşük vücut ısısı ile genel görünümün hipofiz yetmezliğine işaret ettiğini dile getiren Gökalp, “Hipofiz yetmezliği sorunu hastayı koma haline sokabilir hatta ölümüne bile neden olabilir. Hastamız da koma halindeydi ve ateşi 35, tansiyon ise 60/40 mmhg idi. Hipofiz yetmezliği tanısı konulduktan sonra tedavisini yoğun bakımda düzenledik. Hastamız 10’uncu günde günlük ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde taburcu edildi.” açıklaması yaptı.

Beynin alt bölgesinde fasulye büyüklüğündeki hipofiz bezinin, vücuttaki tüm hormonların düzenli çalışması için orkestra şefi görevi yaptığını dile getiren Gökalp, “Yaklaşık 0,5-1 gr ağırlığındaki hipofiz bezi küçük ama hayati önem taşıyan bir organdır. Sağlıklı büyüme, süt üretimi, tiroit fonksiyonlarının düzenli olarak çalışması, böbrek üstü bezlerinin uyarılması, idrarın yoğunlaşması, erkeklerde testis kadınlarda yumurtalıkların çalışması için gereklidir. Hipofiz hormonlarından bir veya daha fazlasındaki eksiklik, hipofiz yetmezliği adını alır.” dedi.

 Hipofiz yetmezliği nedenleri arasında beyin ve hipofizde görülen tümörler, kafa travması, enfeksiyonlar, vasküler nedenler, baş bölgesine radyasyon maruziyeti ve özellikle doğum sırasında kadınların aşırı kan kaybetmesine bağlı olarak oluşan hipofiz nekrozu  gibi nedenlerle görülebileceğini belirten Gökalp, “Şiddetli hipofiz yetmezliği tablosu ile birlikte koma hali ve ölüme yol açabilir. Tedavi edilmeyen hipofiz yetmezliği hastalarında normal bireylere göre ölüm oranı 2-3 kat arttığı görülmüştür.” ifadelerini kullandı. (M. Sait Adiyaman - İLKHA)