Ne var ki, tarihi gerçekleri yazabilecek dürüst ve cesur kalemler pek azdır. İnkılâplar Dönemi`nin en kanlı, en trajik ve en karanlık hadisesi kuşkusuz Şeyh Said Kıyam`ıdır. Şeyh Said, döneminin suspus olmuş, rejimin gazabına uğramaktan korkup köşesine çekilmiş birçok aliminin aksine, yeni rejim tarafından dayatılan Batılı yaşam tarzına, giyim-kuşam şekline, Batılı ideolojiye ve özellikle Müslüman Kürt halkına uygulanmaya çalışılan asimilasyon politikalarına seyirci kalamazdı. Çünkü onun beslendiği İslami ideoloji buna müsaade etmiyordu. Müslüman Kürt halkına empoze edilmeye çalışılan gayri İslami yaşam biçimine ve uygulanmaya çalışılan asimilasyon siyasetine tahammül edemezdi. Neticede çevresindeki bir avuç İslam eri ile birlikte kıyam meş`alesini yaktı. Canını, malını, ailesini ve dünyalık her şeyi kaybetmeyi göze alarak İslam`a karşı başlatılan harekete karşı koymaya çalıştı. Kıyamın başlangıcından, kıyamın kanlı bir şekilde bastırılıp Şeyh Said ve dava arkadaşlarının Diyar-ı Bekir`de asılıp şehid edilmesine kadar devam eden süreçte ihanetler harekete büyük zarar vermiştir. Esasen kıyamın bastırılmasında rejimin değil, daha çok ihanetlerin etkisi vardır. Fakat her şeye muktedir olan Rabbim o kadar yücedir ki, daha dünya hayatında o hainler için Kahhar ismini tecelli etmiş ve hainler daha dünyada iken ibret olacak bir şekilde cezalandırılmışlardır. Adeta ESFELESSAFİLİN kavramına karşılık gelen bir duruma düşmüşlerdir. Elbette hesabın bir de Mahkeme-i Kübra`daki kısmı vardır. Şüphesiz Allah, intikam gününün sahibidir.
 

Kıyam başarısızlıkla sonuçlandı demiyorum çünkü Şeyh Said ve yarenlerinin ektiği kutlu tohumlar bugün coğrafyamızda çiçek açmakta ve bu davanın hakkaniyetini anlayanların sayısı peyderpey artmaktadır. Bunda mübarek şehitlerin kanının bereketi büyüktür, buna şüphe yok. Onların uğruna kıyam meş`alesini yaktığı hak dava bugün bölge sınırlarını aşmış bulunmakta ve şehir şehir, bölge bölge yayılmaktadır. Bütün İslami hareketlerde olduğu gibi, Şeyh Said Kıyamı da iftira ve yalanlarla lekelenmeye ve halkın gözünden düşürülmeye çalışılmıştır. Kahramanlar için “İngilizler tarafından kışkırtıldılar, İngilizler ile işbirliği yaptılar” gibi iftiraların nasıl sonuçsuz kaldığını bugün gayet net bir şekilde görebiliyoruz. Rabbim onların kanının bereketini daim kılsın inşallah.
 

Gelelim onların mübarek davalarını kirli siyasetlerine alet etmeye çalışan, şehitleri ırkçı politikalarında propaganda vesilesi olarak kullanan, Şeyh Said`i İslami kişiliği ile değil, Kürt kimliğiyle tanıtma gayretinde olan ve bunun üzerinden politik menfaat elde etmek isteyen leş kargalarının Şeyh Said`i anma etkinliğine. Marksist örgüt güdümlü ırkçı partinin Diyarbakır Dağkapı Meydanı`nda düzenlediği anma etkinliğinden haberiniz olmuştur. Etkinlikte konuşmacılar Şeyh Said`in Kürt kimliğine vurgu yapmaktan başka bir şey yapmadılar. Şeyh Said`in İslam için kıyam ettiğinden, İslami kişiliğinden ve kutlu davasından hiç söz etmediler. Çünkü onların ideolojisi buna müsaade etmiyor. Çünkü Şeyh Said`in kendilerine yarayan tek tarafı Kürt olmasıdır. Çünkü Şeyh Said`in İslami kişiliğini ve hak davasını anlatmaları, onların Marksist zihniyetiyle oldukça ters düşer. Emin olunuz ki Şeyh Said Hazretleri hayatta olsaydı ilk önce bu Marksist örgüte ve onun güdümündeki harekete karşı kıyam başlatırdı. Şeyh Said`in fikirlerini, İslami yaşantısını ve kıyam etmesindeki sebepleri ile Marksistlerin kirli amaçları, politikaları ve Müslüman Kürt halkına benimsetmeye çalıştıkları köhnemiş zihniyeti karşılaştırdığımızda bu çıkarımı kolaylıkla elde ederiz. Bugün bölgedeki bu İslam düşmanlarının, Şeyh Said`in uğruna canını feda ettiği değerleri nasıl ayaklar altına aldığını görüyoruz. Hevesleri kursaklarında kalacaktır Allah`ın izniyle. Şeyh Said ve yarenlerinin kutlu davası, Müslüman Kürt gençlerinin omuzlarında yükselecek ve hak dava tüm dünyada duyulacaktır inşallah. Biz Müslüman gençlerin de buna yürekten inanması ve bu doğrultuda izzetli bir çaba göstermemiz gerekmektedir.
 

Hüseyin Şayık / Mardin (Nusaybin) - Yaş: 18

 

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.