BİTLİS- Bitlis Barosu Başkanı Av. Enis Gül, özel yetkili mahkemelerin(ÖYM) kaldırılmasıyla yeniden yapılacak yargılamanın, sadece Ergenekon ve balyoz davaları ile sınırlı olmaması gerektiğini ifade ederek, Hizbullah ve KCK dosyalarını da kapsayacak şekilde tüm dosyaların ele alınması gerektiğini belirtti.
 
Bitlis Barosu Başkanı Av. Enis Gül, özel yetkili mahkemelerin(ÖYM) kaldırılmasıyla ilgili İLKHA’ya açıklamalarda bulundu.
 
Bitlis Barosu Başkanı Gül, yeniden yapılacak yargılamalar ile ilgili değerlendirmede bulunarak, yeni bir düzenleme yapılacaksa bu düzenlemenin geçmişe şamil olacak şekilde yapılarak, sadece Ergenekon ve balyoz davaları ile sınırlı bırakılmayıp, tüm dosyalar ele alınıp, yeniden yargılanması gerektiğini söyledi.
 
Gül, açıklamasının devamında, “Çıkacak yeni düzenlemenin geçmişe şamil olarak dinlemenin yapıldığı tüm dosyalarda da uygulanması gerekiyor. Hatta mahkûm olmuşlarsa bu mahkûmiyetine esas teşkil ediyorsa o mahkûmiyetin de ele alınıp incelenmesi gerekiyor” dedi.
 
“1980 darbesinden buyana tüm dosyalar yeniden yargılanmalı”
Son günlerde basında da yer alan tartışma konusu olan ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da kaldırılması için çalışma başlattıklarını söylediği Özel Yetkili Mahkemelere de değinen Gül, “Özel yetkili ve TMK ile ilgili mahkemelerin kaldırılacağı, mahkûm olmamış kişilerin direk onların normal ağır cezalara devredileceğini daha doğrusu kesinleşmiş dosyalar dışındakilerin oraya devredileceğini ve bu şekilde yargılanmanın devam edileceği söylendi. Yine kamuoyunda Ergenekon, Balyoz kısmen de KCK dosyası olarak zikredilen dosyaların yeniden yargılanması da tartışma konusu yaratıyor ve halen de öyle. 1980 darbesinden sonra dava ve dava sınırlanması yapmaksızın Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), Sıkı Yönetim Mahkemesi (SYM), Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM), TMK ile ilgili tüm mahkemelerin farklı usuller uyguladığını, soruşturmaları farklı yürüttüğünü biliyoruz. Şimdi biz bitmiş olan dosyalarıele almayacağız ama, devam eden dosyaları işte yeni bir düzenleme yaptığımız için, lehe yorumlayıp oraya devredeceğiz ve bunların yeniden yargılanması yolu açılmış olacak diye algıladım. Bizler bütün önyargılarımızı bir kenara bırakıp adalet adına, vicdanımız adına ve hukuk adına özel usuller ile takip edilmiş bütün dosyaları özellikle 1980 darbesinden sonra en yakın tarih o, hatta Cumhuriyet tarihindeki İstiklal Mahkemelerine kadar gidilebilir ki, o da mümkün değil ama, en yakın olan 1980 darbesine kadar geçmişe yönelik olarak dava sınırlaması yapmaksızın, özel usullerle ilgili olan bütün dava ve dosyaların ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü o özel usuller ile günümüzde hukuka aykırı delil olarak kabul etmiş olduğumuz deliller ile mahkumiyet hükümleri verilmiş.Bunların ayıklanması gerekiyor. Hepsinin gerekirse yeniden yargılanmasının yapılıp hukuka aykırı deliller varsa o usuller hukuka aykırı ise sonucu değiştirecekse onların da itibarları iade edilmelidir” ifadelerini kullandı.
 
"Yapılan yargılamalar Fırat’ın batısıyla sınırlı kalmış"
Bu tür dosyaların Fırat’ın bu tarafına geçmediğinin altını çizen Gül, “Kesinleşmiş dosyalar var, kesinleşmemiş dosyalar var. Fakat bu tür dosyalar Fırat’ın bu tarafına geçmemiştir. Bölgemizde birçok faili meçhul dosyalar ve katliamlar var. Yani PKK sempatizanı olsun, Hizbullah sempatizanı olsun, bunların canlı örnekleri ortadadır. Nitekim Tatvan da 1994’te görev yapan Batman doğumlu Kıyasettin Barlak’ın katledilişi olayı ve bu olayda kullanılan materyaller ortadadır. Önemli olan yapılan tüm yargılamaların Fırat’ın batısıyla sınırlı kalmayıp doğusuna da geçmesidir. Bizim vicdanlarımız halen sızlıyor. Çocuklar katledilmiş. İşte en yakın olarak bilinen Altınova dosyası 9 kişi bir aileden yakılıyor. Bu ne mantık hangi zihniyete sığıyor. Sen oraya operasyon yapıyorsun aileyi düşman olarak görüyorsun. Orayı yakıyorsun. Bunu düşündüğümüzde bizi üzüyor, adalet duygumuzu çok incitiyor. Bu sadece bir örnek. Bölgemizde halen birçok faili meçhul dosyalarımız var. Bu faili meçhulü işleyen ister devlet, isterse de herhangi bir örgüt bizim için fark etmiyor.” şeklinde konuştu.
 
"Faili meçhul dosyalarının üstü örtülüyor”
Önemli olanın faili meçhul olan dosyaların hepsinin aydınlatılması olduğunu dile getiren Gül, “Bununla ilgili olarak maalesef hiçbir çalışma yapılmadı. Soruşturma açılmadı. Var olan soruşturmalar derinleştirilmeyerek üstü kapatıldı. Bu bölgede Arif Doğan, Cumhur Yüzbaşı,Korkmaz Talman görev yaptı. Arif Doğan ve Cumhur Yüzbaşı JİTEM’in kurucusudur. Tatvan’da o dönemde görev yapan Korkmaz Talman, emekli olmuş. Talman’ın ismini basın başta olmak üzere herkes zikrediyor. Hatta ben bir dosyada milletvekilimiz Vahit Kiler’in seçim çalışmasında, Tatvan’da Korkmaz Talman’ın, halkı buzların üzerinde oturttuğunu söylememe rağmen, o günlerin geride kaldığını kendi dönemlerinin daha iyi olduğu beyanını dinledim. Sayın savcılarımız bunu görev addedip, bu hususta bir soruşturma da başlatmıyorlar” diye sitem etti.
 
"Dosyalar kimden ve neden gizleniyor”
Başvurdukları birçok faili meçhul dosya delilerinin kendilerinden gizlenmeye çalışıldığından yakınan Gül, “Şevket Tepe Özdemir’in katledilişi ortada, daha failleri de bulunamadı. Nitekim bizim suç duyurusunda bulunmuş olduğumuz 2 tane çocuk var. Mayına basmışlar diye tutanak tuttular. Sonrasında gelenler oldu. Suç duyurusunda bulunduk. Şimdi soruşturma dosyası özel yetkili mahkemede. Başka dosyalarımız da var. Mutki ilçesindeki kazılar gündemde. Mutki kazılarında neyin ne olduğunu halen öğrenemedik. Halen dosyayı kimden ve neden gizleniyor. Ben mağdur olduğunu iddia eden insanların vekiliyim. Dosyaları niye benden gizliyorsun ben mi delilleri karartacağım. Ben bu sizin soruşturma usullerinizi anlamadım. Bu soruşturma usulünden yola çıktığımızda da aslında sizin yapacağınız yargılamanın da ne kadar adil olacağından kuşku duyuyorum. Vicdanım rahatsız oluyor. Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimizde de yani Ergenekon ve Balyoz dosyalarının sadece ön plana çıkarılması, hukuk kurumları tarafından özellikle Türkiye Barolar Birliği (TBB) başkanlığı tarafından sadece bunların ön plana çıkarılması bizi rahatsız ediyor. Biz bunu kabul edemiyoruz. Bizim gözümüzde gladyonun avukatlığına soyunmuş gibi algılanıyor. Bölgemiz mayın tarlasına dönüştürülmüş, asit kuyularında başka şekilde katledilmiş insanlar ile dolu. Kimse bunların hesabını sormuyor. Objektif olmalarını bekliyoruz” şeklinde konuştu.
 
“Halen cezaevlerinde hak ihlali yaşanıyor”
Son olarak yetkililere seslenen Gül, “Vicdanlarımızı adalet duygumuzu kimse incitmesin. Herkesin adalet duygusu tatmin edilsin. Sanıkların da, şüphelilerin de, mağdur olanların da, ailesi kaybolanların da, kayıpların da, katledilenlerin de herkesin bir adalet duygusu var. Eğer objektif olarak bunlar gerçekleştirilirse böyle bir çalışma olursa biz her zaman bu çalışmanın yanında oluruz. Ama objektiften uzak olduğu takdirde, biz bu tür çalışmalara destek vermeyiz eleştiririz kabul etmediğimizi söyleriz. İlgili yerlere de başvuru yaparız. Halen cezaevlerinde hak ihlali söz konusudur” diyerek yetkilileri duyarlılığa çağırdı. (Şükrü Tontaş-İLKHA)