DİYARBAKIR - Diyarbakır Küçük Millet Meclisi (DkMM) Ocak 2014 Toplantı Tutanağını açıkladı. Genel Konu olarak, 17 Aralık Operasyonu, şeffaflı, hesap verebilirlik konusu ele alınırken, Yerel Konu olarak, Belediye başkan adaylarını dinlemek -10 İstek tablosu oluşturmak konusu işlendi.
Tutanakta yapılan konuşmalar şöyle yer aldı:
Hüseyin Yılmaz: “Dürüst siyaset gerçek adalet” düsturuyla siyasete adım attık. Bu devlet ideolojik bir yapıya sahiptir. Bu tür devletlerin de derin yapıları var bir derin yapı gidiyor diğer bir derin yapı geliyor. İşte kavga da tam bu noktada oluyor. Kutsal devlet anlayışı da bir sıkıntı oluşturuyor. Kabul etmek lazım ki hiçbir devletin kutsallığı yoktur onun için yeni bir anayasa yapmak şarttır. Kürt halkı olarak süreçten en çok zulmü biz gördük. Uzun tutukluluk süreleri hasta mahkum ve tutukluların ceza evinde ölmesi, yasaların A partisinin vekiline başka, B partisinin vekiline başka uygulanması kabul edilir türden değildir.
Asimilasyonda bizim de sorumluluğumuzun olduğunu unutmayalım.
İbrahim Gökdemir: Küçük millet meclisleri “ön yargısız” katılmayı gerektiren özgür düşüncenin dile getirildiği yararlı platformlardır. Üç yıldan beri bu çalışmalara katılıyorum. Ne var ki kendisi gibi düşünmeyenlere tahammülü olmayan BDP kesimi platformdan uzaklaştı. BDP’nin ne belediye başkanları ne de milletvekilleri gelmiyor. Gördüğünüz gibi bugün de koltukları boş kaldı. Şehre kayda değer bir hizmet yapılmıyor Hamasi duygularla soyut siyaset yapmaya devam ediyorlar. Şehrimizde içme suyu elektrikten daha pahalı hale geldi.
17 Aralı hareketi ne yazık ki Mısır’daki Selefi hareketine benziyor. Bizim bildiğimiz Selefi Salih’in yolu İslami anlayışa yakın bir metot iken Mısır’daki Selefi hareketi darbeci Sisi’nin tarafında yer aldı anlaşılan o ki bu hizmet hareketi de meşru hükümeti devirmek için birilerinin yanında yer alıyor. Bu cemaat yoldan çıkmıştı bu hareketle kamuoyuna gerçek yüzünü gösterdi.
Musa Yeşiltaş: 17 Aralık operasyonunun Hükümete yönelik bir müdahale olduğuna inanıyorum. Yolsuzluk var mı yok mu zaten yargıya intikal etmiş umarım örtbas edilmeden gerçekler ortaya çıkar. Çünkü yolsuzluğun arsızlığın olduğu bir memleket iflah olmaz. Ancak olayların otaya çıkış şekli Hükümete yönelik olduğuna, barış sürecini akamete uğramak olduğuna inanıyorum
Kenan Aksu: Ülkemizde sistem çalışmıyor. Dolayısıyla günde 10-15 bin vatandaşımız meclisi ziyaret ediyor, çoğu da vekilleri devreye koyup iş bitirme maksatlıdır. Meclisin asıl görevi olan yasama 2.planda kalıyor. Bu süreçte büyük bir yolsuzluğun olduğuna inanıyorum, “balık baştan kokar” demişler. Önümüze bir tabak yemek bırakıyorlar hadi ye diyorlar biz de diyoruz ki arkadaş bu yemek kokmuş yenilmiyor, bu örnekle çarpık yasalara gönderme yapıyorum, örneğin seçim yasası çarpıktır ama düzeltmek için çaba gösteren siyasiler yok. Vekillerin vekâlet öncesi ve sonrası mal varlığı sorgulanmıyor maalesef.
Remzi Dayan: Malum operasyon Türkiye’nin 2023 hedeflerini sarsmaya yönelik bir operasyon olduğu kanaatindeyim. 2023 Türkiye’nin özgür, ayağı üzerinde bağımsız kalması için hedeflenen bir tarihtir. Kürtlerin hem Gezi olaylarında hem 17 Aralık’ta Hükümete karşı bir tavır almaması örnek bir davranıştır.
Bu platformda vekillerimizin ve Belediye başkanlarımızın olması da gerekir ancak Demokrasimizin bu kadar ilerlemediğini de kabul etmek lazım. Binlerce vatandaş siyasi gerekçelerle tutukludur, hep birlikte daha özgür bir ülke için mücadele edelim. 17 Aralık operasyonu Orta doğuya yönelik bir operasyondur.
Celal Balık: Ortada bir yolsuzluk olduğu kesin Banka müdürü, Bakanın oğlu, İranlı İş adamı… İçi boş bir iddiaya benzemiyor. Ancak bu operasyon üzerinden Hükümete yüklenmek Yeni anayasa çalışmalarına sekte vurur, barış sürecine zarar verir ülke ekonomisine zarar verir, bu doğru olmaz.
Umut ediyorum ki, Başbakan yol arkadaşlarını koruma niyetiyle bu yolsuzlukların örtbas edilmesine katkıda bulunmaz.
Hasan Yosunkaya: Bu ülkede derin devlet defalarca ülkenin gidişatına müdahale ettiği malumunuzdur. Türkiye’nin bir az önü açıldı, barış süreci ağır aksak da olsa işliyor derken 17 Aralık operasyonlar başladı. Batı alemi Türkiye’yi rahat bırakmıyor.
Bir anekdot paylaşmak isterim, Vehbi Vakkasoğlu adında bir yazarımız var Almanya’da bir konferans veriyor, bir Alman profesör de pür dikkat dinleyerek anlattıklarını not alıyor Vehbi bay diyor ki, halımız malum ne diye o kadar ciddiye alıyorsunuz o da diyor ki, daha da beter olmanız için çalışıyoruz, ordularınızın Viyana kapılarına kadar geldiği günleri unutmadık. İşte mesele bu, Türkiye ne zaman ki bir az kendine gelse birileri karıştırmak istiyor unutmayalım.
Ramazan Devrim: Bu operasyon Türkiye’yi bitirme operasyonsudur. Türkiye tam da ayağa kalkmak üzereyken bunu hazmedemeyen göçler Hükümete hücum ettiler amaç bu gelişmenin önünü tıkmaktır. Bu gün ülkemize sahip çıkma günüdür.
Mahmut Şimşek: Asıl sorunumuzu bırakıp başka sorunların çözümü için çalışırsanız her seferinde asıl sorununuza çarpılır ve hızınız kesilir. 17 Aralık Orta doğudaki gelişmelerle ilgilidir. Orta doğudaki Pers varlığı, petrol sorunu, Türkiye- Kürdistan ilişkileri, AK Parti iktidarıyla Türkiye’deki demokrasinin gelişmesi defakto da olsa insan haklarında meydana gelen gelişmeler bu operasyonların asıl nedenidir. 17 Aralık operasyonu basit bir hırsızlık operasyonu değildir.
Mehdi Tanrıkul: 17 Aralık operasyonu bir sürpriz gibi gözükse de aslında hükümet cemaat arasındaki çekişme bir gün böyle bir durumun oluşacağına işaretti. Bizim özellikle bir Kürt vatandaş olarak taraf tutmamız doğru değildir. Kürtlerin hak ve özgürlüklerine kim sahip çıkıyorsa tarafımız orasıdır. Bu sistem hırsızlıktan gücünü alıyor. Kim hırsızdır diyeceğimize kim hırsız değildir sorusuna cevap aramamız lazım. Türkiye’nin asıl sorunu Kürt sorunudur, o da demokrasi ile çözülür.(Kürtçeden çeviri yapılmıştır.)
Hüseyin Yenice: Ülke içinde ülke dışında bir çok etkinliklere katılıyorum. Her geçen gün Türkiye’nin itibarı artıyor. Son 5-6 yılda ekonomimizde iyiye doğru bir gidiş var. 17 Aralık yolsuzluğa dayalı operasyonları başlaması olarak kamuoyuna lanse edilse de Türkiye’nin iç ve dış düşmanları bunu abartarak Kürt sorununun çözümünü ve barış sürecini sabote etmeyi hedef edinmişlerdir.
Fatma Altunç: Keşke Büyükşehir belediye başkanımızda burada olsaydı ki sorunlarımızı da dile getirebilseydik. Sabah akşam Kürtçe, Kürdistan diyoruz eğitim müfredatına uygun Kürtçe kitaplarımız yok. Ben AÇEV’de çalışıyorum. Kursa gelen annelerimiz dersi Kürtçe anlatmamı istiyorlar. Gücüm nispetinde Kürtçe anlatmaya çalışıyorum. Devasa bir sosyal hizmetler dairesi kompleksimiz var devlet dairesi mantığıyla daha saat beş olmadan kapısına kilit vuruluyor. Kemalist bir düzenden kurtulduk derken başka bir Kemalist yapı karşımıza çıktı sanki. Buna dur dememiz lazım.
Reyhan Aktar: Yolsuzluk olduğunu inkar eden yok, ancak Gezi olaylarından da 17 Aralık operasyonlarından da ABD’nin Merkez Bankası karlı çıktı. Bu operasyondan ne hükümet ne de cemaat fayda görmedi belki de oyuna geldiler. Dünyanın her devletinde derin güçler vardır fakat bu kadar acemi bir derin devlet görmedim, Hemen deşifre oluyor. Üstelik bu operasyonların barış sürecini sarsmaya dönük bir hedefi de vardır.
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1/Yusufi Der: Mustafa Şenol
2/ Şura DER: Abdulhekim Damar
3 / Mahalli İdareler Derneği: Abdusselam Karababa
4 / DİKTUM-DER: Kenan Aksu
5/ GÜNSİAD: Celal Balık
6/DİKAD: Reyhan Aktar
7/ TÜMSİAD: Enver Aslan
8/78’liler Derneği: Mehdi Tanrıkulu
9/ AYDER: Ahmet Yoldaş
10/Beritanlılar Derneği: Musa Yeşiltaş
11/ HİTDER: Ramazan Devrim
12/Osmanlı Ocakları: Yasin Öztemel
13/ A.Spor Kulubü. Federasyonu: Remzi Dayan
14/ Kibele Kadın Koop.: Fatma TUNÇ
MESLEK ODALARI
1/DTSO: Hüseyin Yenice
SENDİKALAR
1/Bem Bir Sen Şube Bşk.: İbrahim Gökdemir
2/ Din-Bir-Sen: Mevlüt Yıldız
3/ DES: Basri Şeker
KANAAT ÖNDERİ VE AKADAMİSYANLAR
1/ Mahmut Şimşek: Kanaat Önderi
2/ Hasan Yosunkaya: Kanaat önderi
3/Önder Etik: Mimar
4/Doç. Dr. Sabri Karadoğan: D.Ü. Akademisyen
Büyükşehir Belediye Başkan Adayları:
1. HÜDA-PAR: Av. M. Hüseyin Yılmaz
2. AK Parti: Galip Ensarioğlu
(Ömer Yasin Ergin - İLKHA)