İşte O Makale....
PKK Değirmenine Kan Taşımak
Başbakan’ın son bir kaç günde yaptığı açıklamalara bakıyor ve Tansu Çiller, Başbakanlığa geri mi döndü diye düşünmeden edemiyorum. Hakikaten Başbakan’ın son günlerdeki açıklamaları Tansu Çiller dönemindeki açıklamaları aratmıyor.
Oysa Başbakan bir hafta önce Dışişleri Bakanını Ahmet Davutoğlu’nu, Suriye’ye göndermiş ve Beşar Esad’ın estirdiği devlet terörüne son vermesini, tank ve askerleri şehirlerden çekmesini, reformları hızlandırmasını ve hatta yapacağı reformlar ile dünyayı şaşırtmasını istemişti.
Beşar Esad zorbasından devlet terörünü durdurmasını ve tankları şehirlerden çekmesini, yapacağı reformların niteliği ile dünyayı şaşırtmasını isteyen Başbakan, kendi ülkesinde ise savaş tamtamlarını çalıyor. Neymiş? Terörü bitirecekmiş.
Hayır, PKK ve yandaşlarının yaptıklarını hiç kimse savunamaz. Ancak Devletin geçmişten bu gün süre gelen politikaları da hiç masum değildir.
Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze, hep terörü bitireceğiz hikâyeleri okunmuş, ama devletin deyimi ile terör bitmemiştir.
Aslında herkesin bildiği gibi, başbakan da biliyor ki; onların terör sorunu dedikleri bu sorun, silah zoru ile çözülecek bir sorun değildir.
Daha önceki hükümetler de aynen başbakan gibi, terörü bitirmek üzere kolları sıvamış, terör ile mucadele için özel birimler kurmuştu. Hatta teröre destek verenlerin listeleri çıkarılmış ve bunlardan bir kısmı infaz edilerek yol kenarlarına atılmıştı.
Zaten bu infazlara karışanlardan bir kısmı bu gün, başabakanın iktidarı döneminde, yargılanmakta ve cezaevine konulmaktadır.
Acaba Ramazandan sonra, eskiden denenmiş ve bir sonuç alınamamış yöntemler tekrar denenecek; daha önce yapıldığı gibi listeler hazırlanacak ve infaz edilmiş insanların cenazeleri yol kenarlarına mı atılacak?
İşin doğrusu biz Başbakanın işi bu dereceye vardıracağını beklemiyoruz.
Hayır. Sayın Başbakan yaşanmış bütün olaylara rağmen, ustalık dönemi dediğiniz bu döneminizde, Kürd halkının büyük bir kesimi sizlere oy verdi. Sizlere oy verirken uzun yıllardır kanayan bu yaranın kapanmasını amaçladı. Sizin deyiminizle anneler artık ağlamasın dedi. Daha önce başlattığınız, sonra kesintiye uğrayan çözüm sürecini devam ettirmeniz için size oy verdi.
Siz ise (eğer art niyetli değilseniz), Kürd halkının bu desteğini yanlış anladınız ve son konuşmalarınızda olduğu gibi savaş tamtamları çalarak PKK’nın değirmenine ne yazık ki; kan taşıdınız.
Farkında mısınız bilmiyorum ama yaptığınız bu tahrik edici açıklamalar, daha çok Kürd gencinin Ramazana hürmetsizlikle suçladığınız PKK’nın kucağına düşmesini sağlayacaktır.
Pkk; haklı bir davayı kirli emellerine alet eden bir terör örgütüdür, bundan hiç kimsenin şüphesi yoktur. Onların Ramazan ayına hürmet gibi bir dertleri de yoktur. Bu da açık olarak ortadadır. Ama siz Pkk’ya değil de, devlete bakın, yaşanan her sorunun altında devletin geçmişte ve kısmen günümüzde halen devam eden yanlış politikalarının yattığını görün artık? Devletin yanlışlarını görmeden suçu hep başka yerde aramak, bataklık dururken sineklerle uğraşmaktan başka bir şey değildir.
Akıllıca olan; sizin zorba Beşar Esad’a bakanınız aracılığı ile dediğiniz gibi; önce devlet terörüne son vermektir ( terör her zaman silah demek değildir).
Sonra halkın isteklerine kulak verin. Halkın dili, dini ve giyim tarzı önündeki tüm engelleri kaldırın. STK’ların rahat bir şekilde faaliyet göstermesi için gerekli düzenlemeleri yapın ve komplocu polisleri yargılayın.
Okullarda okutulan şu faşist andı da kaldırın artık. Müslüman Kürd halkının temsilcisi olarak İslami hassasiyeti olan STK’ları görün ve önerilerini göz önünde bulundurun. Devletin yanlışları sonucu suça bulaşmış insanları ceza evlerinden çıkarın.
Beşar ‘a tavsiye ettiğiniz gibi, yapacağınız reformlarla dünyayı şaşırtın. Bunları yapmayacaksanız; başkalarına iyiliği tavsiye edip kendilerini unutanların sınıfına girersiniz.
Benim endişem bu şiddet dilinin işleri çığırından çıkarmasıdır.
Dikkat edin de; bir gün birileri bakanlarını gönderip size tavsiyelerde bulunmasınlar.
Kemal Kaplan / Hürseda Haber