Doğruhaber / Haber Merkezi

Kürt açılımı süreci, iyi yönetilmedi. Kürt sorununa çözüm aramak yerine “PKK sorununa çözüm” öne çıkarıldı. İslamî ve insanî değerlerin gereği olan haklar, sosyalist örgütün çabalarına karşı verilmiş haklar olarak sunuldu. Halkın isteklerini seslendiren İslamî camianın uyarıları dikkate alınmadı. Örgüt, “Kürt siyasi hareketi” diye hiçbir zaman hak etmediği bir konuma oturtuldu;  “Ne kadar çok şiddet kullanırsam o kadar taviz koparırım ve daha çok güçlenirim” umuduna kapıldı. 

SÜREÇ SEÇİMDE BAŞLADI

Seçim sürecinde Türkiye basınının neredeyse tamamı, PKK’nin ve uzantılarının hizmetine verildi. Özellikle laik ulusalcı basın, örgütü olduğundan çok daha büyük bir güç olarak halkın önüne koydu, daha fazla güç kullanmaya teşvik etti. Bugün aynı basın, Hükümeti örgüt karşısında aciz kalmakla suçluyor. Ortamın daha çok gerilmesi için alkış tutuyor.

HEDEFTE ANAYASA GÖRÜŞMELERİ Mİ VAR?

Sosyalist örgüt, açılımın Ak Parti’den ve onun köklerinin dayandığı çevreden gelmesini hiçbir zaman kabullenmedi. Kürt sorunun bu şekilde çözülmesini kendi varlık nedenine aykırı gördü.

Hükümet, sosyal hakları Anayasa sürecine bıraktı. Türkiye’de geniş laik-ulusalcı çevrenin savsaklamak istediği Anayasa süreci için ilk görüşmelerin başladığı günlerde örgüt eylemlerini artırdı.

Bu durum, söz konusu eylemlerin Anayasa görüşmelerini istemeyen cephe adına yapıldığı kuşkusunu uyandırdı.

ESKİ GÜNLERE Mİ DÖNÜLÜYOR? 

Suriye Hafız Esed yönetiminin geçmişte sosyalist örgüte verdiği destek israil’le Türkiye’nin laik-ulusalcı hatta milliyetçi çevrelerini yakınlaştırdı. israil’e, Türkiye’de politika yapma imkânı tanındı.

Türkiye’nin Suriye ile kurduğu iyi ilişkiler, bu süreci bitirdi. israil’i sosyalist örgüte verdiği desteği deşifre etme ve bunun üzerinden tavır belirleme sürecine götürdü.

Türkiye ile Suriye arasındaki ilişki bozulunca, örgütün eylemlerinde Suriye’ye yeniden pay çıkarmak isteyenler var. Bu anormal durumdan en kârlı çıkacak olan israil’dir. israil’in örgüt eylemlerinin artmasındaki payı merak ediliyor.

TEDİP Mİ İMHA MI?

Operasyonların iki tarafında da uluslar arası güçlerin yakın takipte olması operasyonların bir imha hareketi değil, ağır zararla kalacağı yolunda ciddi bulgular oluşturuyor.

Amerika’nın operasyona desteğinin sınırlı kalacağı ve Hükümet’i operasyonları durdurmaya zorlayacağı düşünülüyor. Sosyalist örgütü bir kart olarak elinde bulundurmaya yönelik bu tutum, operasyonun imhadan öte tedip amaçlı olacağını gösteriyor.

Ağır bir operasyon sürecinin ardından sosyalist örgütün siyasi uzantılarının yeniden masaya çağrılması ihtimal dışı değildir.

YANLIŞ YOL, DOĞRUYA GÖTÜRMEZ

Yanlış açılım politikaları sonucu karşıt tarafların her birinin kendini öbüründen daha fazla taviz koparacak konumda olduğunu görmesi yeniden bu çatışma sürecini getirdi. Açılım, ‘Batman’da,  D.Bakır’da ve diğer bölgelerdeki Kürt halkı ne istiyor?’ den  ziyade,   ‘Örgüt ne istiyor?’  sorusu çerçevesinde götürülmeye çalışıldı. Örgütün olmazsa olmazları ile Kürt halkının olmazsa olmazlarının artık uyuşmadığını da bilmeyen yok zaten.  Böylece açılımın temelinde bozukluk oluştu ve bunun üzerine bina zaten mümkün olamadı. Burada hata sadece, çözümsüzlükte direnen örgütün değildir. Kürt sorunu çözümünü, Kürt halkının örfüne, dinine saygı göstermeyenlerin yanında ve nezdinde arama yanlışına girenlerin de hatalı olduklarını unutmamak lazım. Böylece yanlış yol doğru yola iletmedi.

Bütün bu yanlışların faturasının bölge halkına kesilmesinden büyük endişe ediliyor. Bölge tekrar bir açık cezaevine döndürülmemelidir. Halka zarar verilmemeli. İki tarafın çarkından bıkmış halkın insanca yaşam hakkı artık teslim edilmelidir.

Son 1,5 ayda ne oldu?

PKK şiddet ve adam kaçırma eylemlerini son 1,5 ayda arttırdı. Saldırılarda 41 asker hayatını kaybetti. Birçok asker de yaralandı. 9 Temmuzda, Diyarbakır ile Lice İlçesi karayolunun 68’inci kilometresinde 1 astsubay başçavuş, 1 uzman çavuş ve Bingöl’ün Genç İlçesi’nde görevli 1 sağlık teknisyeni kaçırıldı. Bu olaydan sonra saldırılar yoğunlaştı ve son olarak 17 Ağustosta Hakkâri’de askeri aracın geçişi sırasında meydana gelen patlamanın ardından bölgede operasyon başlatan askeri birlik, PKK’lılar tarafından pusuya düşürüldü. 8 asker ve bir köy korucusu hayatını kaybetti.

KANDİLE OPERASYON

Yaşanan son olayın ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Sözün bittiği yerdeyiz. Artık bundan sonrası konuşulmaz, sadece yapılır” diyerek büyük operasyonun sinyalini verdi. Açıklamanın ardından Perşembe akşamı saat 23.00’de TSK kandil, Zaho ve diğer kamplara hava saldırısı düzenledi. Genel Kurmay Başkanlığından yapılan açıklamada havadan 60 ve karadan 163 hedefin vurulduğu bildirildi.