MERSİN - Her yıl 25-31 ocak tarihleri arası Cüzzam Haftası, ve ocak ayının son Pazar günü de 'Dünya Cüzzam Günü' olarak anıldığını belirten Medical Park Tarsus Hastanesi Cildiye Uzmanı Dr. Ulaş Güvenç, cüzzamın önlenebilen, tanısı kolay, tedavisi kesin ve erken tanı konulduğunda kolayca kontrol altına alınabilen, bildirimi zorunlu bir hastalık olduğunu belirtti.
Amaç topluma kazandırmak
Güvenç, ‘’Bu haftanın amacı, toplumda cüzzam ve cüzzamlıya karşı oluşan yanlış inançlardan ve bilgisizlikten kaynaklanan korkuları önlemek, cüzzam hastalığını erken teşhis ederek dünya standartlarına uygun bir şekilde tedavisini sağlamak ve hastaları topluma kazandırmak. Zaten erken teşhis edilirse kesin tedavisi de mümkündür.” diye konuştu.
Sadece insanlardan bulaşır
Cüzzam hastalığında bulaşma kaynağının sadece insan olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Ulaş Güvenç, şunları kaydetti: “Basil hasta vücudundan dışarıya çeşitli yara salgıları ve özellikle burun salgısı ile çıkar ve etrafa yayılır. Bakteri çok yavaş çoğalır, kuluçka dönemi 5 yıl kadardır, hatta belirtilerin görülmesi bazen 25 yılı bulmaktadır. Tedavi edilmemiş enfekte hasta ile uzun süreli çok yakın ve sık temas sonucu ağız ve burun yoluyla damlacık enfeksiyonu şeklinde bulaşır. Bu nedenle genellikle aynı aile içindeki yaşlı hastalardan çocuklara bulaşma olmaktadır. Hastalığa duyarlılık 3-5 yaşlarında daha fazladır. Çocuklara anne sütü ile geçebilmektedir. Risk altındaki bir diğer grup cüzzam mikrobuna karşı doğal bağışıklığı olmayanlardır. İnsanların tamamına yakını bu mikroba karşı doğal bağışıklığa sahiptir. Cüzzamın oluşmasında kişilerin mikroba karşı bağışıklığının zayıf olması ve aktif cüzzamlı kişilerle uzun süreli yakın temas esas iki faktör olduğundan dolayı, ülkemizde sosyal hastalıklar arasında bulunmaktadır.”
Cüzzam nedir?
Deri ve sinirleri tutan kronik seyirli bir enfeksiyon hastalığı olup, Cüzzam hastalığının etmeni lepra basili 1878 yılında Norveçli bilim adamı Armauer Hansen tarafından keşfedildi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünyada her yıl 200 bin civarında yeni cüzzam hastası tedaviye alınırken, Türkiye’de kayıtlı cüzzamlı hasta sayısı 2 bin 600 civarındadır.
Türkiye’de 1983-2002 yılları arasında 561 yeni hasta kayıt edilmiş iken son yıllarda hasta sayısı 3 ila 5 arasında değişmektedir, 2011’de 3, 2012’de 6'sı yeni toplam 9 cüzzamlı tespit edilmiş olup, Türkiye için önemli bir sağlık problemi olmaktan çıkmıştır. Son 20 yılda tüm dünyadaki vaka sayılarında yüzde 20 oranında azalma olduğu tespit edilirken, ancak Afrika, Asya ve Latin Amerika'daki endemik ülkelerde halen önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu görülüyor. (A. Hakim Kurt-İLKHA)