İZMİR - Hür Dava Partisi Teşkilattan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bahattin Temel, Mustazaflar Cemiyeti İzmir Şubesinde düzenlenen seminerde İzmirlilere HÜDA PAR’ın hedeflerini anlattı.
“İnsanlara karşı ciddi bir sorumluluğumuz vardır”
Kendileri için en büyük zenginliğin bir insanın hidayete ermesi olduğunu vurgulayan Temel; “En büyük zenginlik Hz. Peygamber’in (sav) beşaretiyle bir insanın hidayetidir. Bir insanın hidayetine vesile olmak, onun ifadesiyle ‘Ya Ali, senin elinle bir insan şayet hidayet bulursa sana dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır.’ Bize dünyadan ve içindekilerden daha hayırlı olan amel, bir insanın hidayetiyse o zaman bu bizim sorumluluğumuzdur. Var gücümüzle buna çalışmak zorundayız. Bunun ötesinde gerçekten şu anda dünyevi uğraşlarımız bizim için eğer kurbiyete vesile değilse, bu bizim için bir nimet değil, bir felakettir. Bunu düşünmemiz lazım. Bunun hesabını yapmamız lazım. Bakın dünya hayatının geçiciliğini, faniliğini görüyorsunuz. Hepimizin önünde upuzun bir yol var. Ebedi bir hayat bizi bekliyor. Ama asıl şuanda gaflette olanlar bizleriz. Onun için uyanmamız lazım. Dolayısıyla insanlara karşı ciddi bir sorumluluğumuz vardır. Kendi memleketimizde, kendi binamızda insanlar var ve bu insanlar dalalet üzere ölüyorlar. Bir bataklık söz konusudur. Asıl misyon ve hedefimiz insanların imanının kurtarılmasıdır. Biz bu uğraşı veriyoruz ve vermek zorundayız. Bu bizim mükellefiyetimizdir” dedi.
Kendileri için en büyük zenginliğin bir insanın hidayete ermesi olduğunu vurgulayan Temel; “En büyük zenginlik Hz. Peygamber’in (sav) beşaretiyle bir insanın hidayetidir. Bir insanın hidayetine vesile olmak, onun ifadesiyle ‘Ya Ali, senin elinle bir insan şayet hidayet bulursa sana dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır.’ Bize dünyadan ve içindekilerden daha hayırlı olan amel, bir insanın hidayetiyse o zaman bu bizim sorumluluğumuzdur. Var gücümüzle buna çalışmak zorundayız. Bunun ötesinde gerçekten şu anda dünyevi uğraşlarımız bizim için eğer kurbiyete vesile değilse, bu bizim için bir nimet değil, bir felakettir. Bunu düşünmemiz lazım. Bunun hesabını yapmamız lazım. Bakın dünya hayatının geçiciliğini, faniliğini görüyorsunuz. Hepimizin önünde upuzun bir yol var. Ebedi bir hayat bizi bekliyor. Ama asıl şuanda gaflette olanlar bizleriz. Onun için uyanmamız lazım. Dolayısıyla insanlara karşı ciddi bir sorumluluğumuz vardır. Kendi memleketimizde, kendi binamızda insanlar var ve bu insanlar dalalet üzere ölüyorlar. Bir bataklık söz konusudur. Asıl misyon ve hedefimiz insanların imanının kurtarılmasıdır. Biz bu uğraşı veriyoruz ve vermek zorundayız. Bu bizim mükellefiyetimizdir” dedi.
“Büyük bir efor ve çaba içerisindeyiz”
Seçime girecekleri yerlerde kapı kapı dolaştıklarını belirten Temel, şunları söyledi: “Şuanda seçime girmeye kendimizi endekslediğimiz bölgelerde kardeşlerimiz kapı kapı dolaşmakta, insanlara ulaşmaktadırlar. Değişik hal ve düşünceler içerisinde olan insanlara, değişik ideolojilere sahip insanlara kardeşlerimiz ulaşmakta ve elhamdulillah güzel neticelerle geri dönmektedirler. Tamamen bir batağın içerisinde, tamamen değişik bir zihniyetin içerisinde olan insanların hidayetine vesile olduğumuzu gördüğümüzde kardeşlerimizin heyecanı daha da artıyor. Ve bu güzel neticenin sağlanması için büyük bir efor ve çaba içerisine giriyor. Bu ilahi bir lütuftur, ilahi bir nimettir.”
Seçime girecekleri yerlerde kapı kapı dolaştıklarını belirten Temel, şunları söyledi: “Şuanda seçime girmeye kendimizi endekslediğimiz bölgelerde kardeşlerimiz kapı kapı dolaşmakta, insanlara ulaşmaktadırlar. Değişik hal ve düşünceler içerisinde olan insanlara, değişik ideolojilere sahip insanlara kardeşlerimiz ulaşmakta ve elhamdulillah güzel neticelerle geri dönmektedirler. Tamamen bir batağın içerisinde, tamamen değişik bir zihniyetin içerisinde olan insanların hidayetine vesile olduğumuzu gördüğümüzde kardeşlerimizin heyecanı daha da artıyor. Ve bu güzel neticenin sağlanması için büyük bir efor ve çaba içerisine giriyor. Bu ilahi bir lütuftur, ilahi bir nimettir.”
“Aklımızda Allah rızasından başka bir şey yoktur”
Yıllardır topluma Allah rızası için hizmet ettiklerini ve bundan sonra da bu niyetle çalışacaklarının altını çizen Temel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasete girerken belki hepimizin kalbinde bir teveşşüş (bocalama) vardı. Bu nasıl olacak, bu siyasi alan bizim neyimize, biz bu siyasi alanda ne fayda göreceğiz, nasıl istifade edeceğiz? Kardeşlerimiz bunları bize söylüyorlardı. Ve bizim kesinlikle davamızın bir parti davası olmadığı, bilakis bir dava partisi olduğunu artık bu tablolarla daha iyi öğreniyor; Allah’a hamdolsun çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu bizim hedefimizdir, bizim programımızdır. Bunun için çalışmanın biraz daha şekil bulması lazım."
Yıllardır topluma Allah rızası için hizmet ettiklerini ve bundan sonra da bu niyetle çalışacaklarının altını çizen Temel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasete girerken belki hepimizin kalbinde bir teveşşüş (bocalama) vardı. Bu nasıl olacak, bu siyasi alan bizim neyimize, biz bu siyasi alanda ne fayda göreceğiz, nasıl istifade edeceğiz? Kardeşlerimiz bunları bize söylüyorlardı. Ve bizim kesinlikle davamızın bir parti davası olmadığı, bilakis bir dava partisi olduğunu artık bu tablolarla daha iyi öğreniyor; Allah’a hamdolsun çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu bizim hedefimizdir, bizim programımızdır. Bunun için çalışmanın biraz daha şekil bulması lazım."
"Bu gidişatı değiştirmek zorundayız"
“Bugüne kadar bizi köşelere itip, dünyadan el etek çekmemize vesile olanlar dünyaya var güçleriyle sarıldılar ve bugün ellerine geçirmiş oldukları bu dünyayla bize zulmediyorlar.” ifadelerini kullanan Temel; “Biz ‘ dünya bozuktur, dünya kötüdür’ deyip bir köşeye çekilme lüksüne sahip miyiz? Kesinlikle hayır. Bizim sorumluluğumuz; bir bozukluğu, boşa giden bir gidişatı düzeltmektir. Bunu yapmak zorundayız. Bunun için her iki dünyaya da talibiz. Dünyada neyi ekersek ahrette onu biçeceğimizden şüphemiz olmasın. Dünyaya talip olmamız, dünyayı istememiz yine O’nun (cc) rızası içindir.
“Bugüne kadar bizi köşelere itip, dünyadan el etek çekmemize vesile olanlar dünyaya var güçleriyle sarıldılar ve bugün ellerine geçirmiş oldukları bu dünyayla bize zulmediyorlar.” ifadelerini kullanan Temel; “Biz ‘ dünya bozuktur, dünya kötüdür’ deyip bir köşeye çekilme lüksüne sahip miyiz? Kesinlikle hayır. Bizim sorumluluğumuz; bir bozukluğu, boşa giden bir gidişatı düzeltmektir. Bunu yapmak zorundayız. Bunun için her iki dünyaya da talibiz. Dünyada neyi ekersek ahrette onu biçeceğimizden şüphemiz olmasın. Dünyaya talip olmamız, dünyayı istememiz yine O’nun (cc) rızası içindir.
Bugüne kadar bizi köşelere itip, dünyadan el etek çekmemize vesile olanlar dünyaya var güçleriyle sarıldılar ve bugün ellerine geçirmiş oldukları bu dünyayla bize zulmediyorlar. Bizim coğrafyamıza, etrafımızdaki coğrafyalara füze yağdırıyorlar, bombaları yağdırıyorlar ve bunu bizim imkanlarımızla yapıyorlar. Fabrikalarında bizi köle olarak çalıştırıyorlar ve bu şekilde bize zulmediyorlar. İşte, bu gidişatı değiştirmek zorundayız. Bugün siyaset sahnesinde bizimle rekabet edenler madde cihetinde bizden çok daha güçlüdürler, tecrübe cihetinde de muhakkak ki bizden daha tecrübelidirler. Ama elhamdulillah onlarda olamayan bir şey bizde vardır. Çok şey vardır; ama en önemlisi bizim O’nun rızası dışında bir hedefimiz yoktur.” dedi. (İlyas Yıldız - İLKHA)