Siyonist işgal rejiminin Gazze’ye yönelik saldırı ve operasyonlarının temel amacı Hamas`ı dağıtmak ve Gazze’deki hükmüne son vermektir. Yoksa bu gidişle İsrail bölgede gerileyecek ve projesi sarsıntı geçirecektir. Şayet ordusu amacına ulaşamazsa her şey alt üst olacaktır. Hamas işgal ordusuna karşı yeni bir zafer kazanırsa Arap dünyası yeni bir uyanış gerçekleştirebilir. İsrail`in büyük bir savaşa girişmesi halinde, bundan önce direniş tarafından binlerce eylem meydana gelecektir.
Gazze’ye açılacak bir savaşın maliyeti oldukça fazladır. Sonucu da işgalci açısından hiç belli değil. Garantisi olmayan bir sonuçla karşı karşıya kalınacak böyle bir savaş birçok ihtimale de kapı aralayacaktır. Direniş güçleri her türlü ihtimale hazırlıklı. Gazze’deki toplum sosyal ve psikolojik olarak direnişin bir parçası haline gelmiştir. Direniş, Hamas hareketinin kurduğu ve yıllardır bölgede hüküm sürdüğü hükümetle yerini oldukça sağlamlaştırmıştır, gittikçe daha da sağlamlaşan konumu kolay kolay değişmeyecektir.
Arap rejimleriyle 30 Haziran’daki darbeyle iş başına gelen Mısır yönetimi, Hamas’ın Müslüman Kardeşler’in defterini dürmek için yok etmeleri gereken en son ve en zorlu halka olduğunu düşünüyorlar. Mısır’daki birçok güvenlik ve askeri yetkili basın yoluyla yaptığı açıklamalarda, Müslüman Kardeşler’in askeri cuntaya karşı gösterdiği direnişin ana kaynağının ve desteğinin Hamas olduğunu ifade etti. Hâlbuki durum bunun aksini gösteriyor. Hamas ulusal bir harekettir ve Arap ülkelerinin içişlerine karışmıyor. Bütün çabalarını işgal altındaki toprakları kurtarma konusuna yoğunlaştırıyor. O nedenle Mısır basınının yayınladığı haber, yorum ve dosyalar çok geçmeden Hamas`ın pratikte gösterdiği dengeli tavır ve vakar karşısında yalan olduğu ortaya çıkıyor ve daha sonra da eriyip gidiyor.
Bazı Arap ülkeleri ve Ramallah’a hükmeden Filistin Yönetimi, işgalci İsrail ordusunun direnişin varlığını sonlandırmak, Gazze`deki yönetimi devirmek ve oradaki güvenlik ve siyasi ortamını değiştirmek için bölgeye karşı yeni bir maceraya girmesini canı gönülden istiyorlar. Ancak onlar işgal ordusunun artık mucizeler yaratmaktan aciz kaldığını kavrayamıyor ve Gazze’ye hükmeden Hamas’tan da ancak buraya bir atom bombası atmakla kurtulabileceklerini anlamıyorlar. Filistin halkına, direnişine ve davasına kin ve öfke besleyen aşırı sağcı, katil ve cani Siyonist lider Avigdor Lieberman daha önce böyle bir saldırıdan bahsetmişti.
İsrail basını ise daha çok psikolojik savaşı andıran haberler yayınlıyor. Çoğu haberde abartılmış tehdit, korku ve terör var. Haberlerde Gazze’ye karşı direnişi bitirmek ve halkı sindirmek için geniş ve kapsamlı bir savaştan bahsediliyor. Bizim bu tehditlerden korkmamamız gerekir. Bugün kuşatma savaştan daha ağırdır ve daha zordur. Bize uygulanan baskı ve kuşatma askeri çatışmalardan daha tehlikelidir. Düşmanla birçok kez karşı karşıya gelen ve savaş tecrübesini yaşayan Filistin halkı işgalcinin yaptığı son tehditlerden korkmuyor.
Gazze’deki savaş ve ateşkesi iki taraf belirliyor. Bunlar Hamas ile işgal hükümetidir. Kassam Tugayları Siyonist hedeflere füze atmaktan geri durdukça işgalciyle yeni bir savaş uzak bir ihtimal olarak kalacaktır. Ancak düşman aniden ve sürpriz bir şekilde savaşı başlatacaksa o başka. İsrail’in başlatacağı yeni bir savaş dengelerin değişmesi için yeni bir fırsat doğuracaktır. Birçok belirtiye rağmen ben şahsen yakın bir zamanda savaş beklemiyorum. Bütün bunlara rağmen bizin maksimum düzeyde tedbir almamız, hazırlıklı olmamız ve muhtemel bütün senaryolara göre hareket etmemiz gerekir.
İbrahim El-Medhun/filistinhaber