İZMİR - Partisinin İzmir İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında Suriye’deki işkence fotoğraflarını ve Cenevre-2 Konferansı’nı değerlendiren Kılıç,  Suriye’de 150 bin insanın hayatını kaybetmesine, milyonlarca insanın ülkelerini terk etmek zorunda kalışına kayıtsız duranlardan Cenevre toplantısında sorun çözmesini beklemenin akılcı olmadığını ifade etti.
 
Suriye’de akan Müslüman kanının İsviçre’de dindirilmesini ummanın zaten en baştan yanlış olduğunu vurgulayan  Kılıç, üç yıldır boşa harcanan zaman içerisinde, Suriye’deki zulmün daha da kalıcı hale geldiğine dikkat çekti.
 
Kılıç konuşmasında, “Bugüne kadar BM’den, NATO’dan ve diğer Batılı oluşumlardan Müslümanlara ne hayır gelmiştir ki bundan sonra gelsin? Suriye’deki işkence fotoğraflarının Guantanamo’daki görüntülerden, Ebu Gureyb’teki vahşetten bir farkı var mı? ABD sadece Irak’ta iki milyon kişinin katili değil mi? Çeçenistan’daki zulümleri bilinen Rusya’dan, Doğu Türkistan’da Uygurlu Müslümanlara işkence eden Çin’den nasıl bir yardım umulabilir? Müslüman coğrafyada yaşanan vahşetlerin sorumlularından, Suriye’ye barış getirmesini bekleyebilir miyiz?” şeklinde konuştu.
 
"Müslüman ülkelerin de vebali var"
Kanayan bu yaraya 1,5 milyarlık İslam âleminin duyarsız kalmasının düşünülemeyeceğini dile getiren Kılıç, “Müslümanların kendi problemlerini kendileri çözebileceği bir platform oluşturmadan, bu zulümlerin ortadan kalkması mümkün değildir. Müslüman devletler artık kendine gelip, hiçbir ülkenin ne piyonu olmalı ne de onlardan medet ummalıdır. Yapmaları gereken tek şey birlik olmaktır. Yaşananlarda, birlikten yoksun olduğu için etkin olamayan Müslüman ülkelerin de vebali vardır. Türkiye’nin ve diğer İslam ülkelerinin anlaması gereken gerçek şudur ki, bizlere düşen görev, Batı’nın kapısında çare aramak değil, İslam Birliği’ni kurup bu zulmün son bulması için bir güç birliği oluşturmaktır.” dedi. (İlyas Yıldız – İLKHA)