GAZİANTEP- Peygamber Sevdalılarına üye dernekler  Suriye’deki işkenceleri protesto etmek amacıyla basın açıklaması yaptı. Platforma üye dernekler Cuma namazı sonrasında Balıklı Parkı’nda kitlesel bir basın açıklaması yaptı.

 

Sık sık  sloganların atıldığı basın açıklaması Mustafa Karakurt Hoca’nın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Platformu adına Gaziantep İhlas-Der Başkanı M. Faik Doğan okudu.

 

Bazı ajanslar tarafından Cenevre-2 görüşmelerinden önce servis edilen ve Esad yönetimi tarafından işkenceyle öldürüldükleri iddia edilen kişilerin fotoğrafların yayınlanmasının ardından açıklamalarda bulunan Doğan, Baas rejiminin Suriye’de işlediği insanlık suçlarının işkence fotoğraflarıyla bir kere daha belgelendiğini belirterek tüm dünyayı sarsan bu görüntülerin insanlık tarihine kara bir leke ve büyük bir utanç olarak kayıt edildiğini söyledi.

 

Doğan şöyle konuştu: “Aslında tüm vahşiliğine, insanın kanını donduran korkunçluğuna rağmen ortaya çıkan bu görüntülerin yeni bir duruma işaret etmediğinin altını çizmekte yarar var. Suriye halkı tam 3 yıldır maruz kaldığı bu zulümleri haykırıyor. Ve ne yazık ki, dünya kamuoyu bu vahşet karşısında kör, sağır ve dilsiz kesilmiş bir şekilde olayları seyrediyor.

 

Suriye’de yaşanan bu acıya dünya kamuoyunun sessizliğine rağmen Türkiye’den giden insani yardımların son günlerde siyasete alet edilerek lekelenmeye çalışılması başta Suriyeli kardeşlerimize olmak üzere insanlığa karşı işlenen büyük bir vebale direk veya dolaylı destek olmaktır. Bu görüntülerden sonra insani yardımları ve bu yardım kuruluşlarını karalamaya dönük çaba sahiplerinin de oturup, hangi tarafa yöneldiklerinin muhasebesini yapmaları gerekir.”

 

Doğan, “Hama ve Humus’un katili Hafız Esat, İnsanlık tarihinin görmüş olduğu en büyük zalimler arasındaki yerini oğlu Beşar Esat’a bırakmış. Bu rapor ve belgeler ispatladı ki Esat’ların, Islama, İslam ümmetine ve Müslümanlara ne denli düşman olduğunu göstermektedirler. Suriye’den yansıyan bu korkunç manzara karşısında vicdan sahibi herkesi Baas rejiminin işlediği insanlık suçlarını kınamak üzere harekete geçmeye; duyarlılık sahibi tüm kardeşlerimizi Suriye’deki mazlum ve mustazaf halkıyla dayanışmaya çağırıyoruz.”

 

Dünyanın farklı bölgelerinde Müslümanların yaşadığı zulümlere değinen Doğan, “Suriye de, Mısır’da Myanmar’da, Çeçenistan’da, Cezayir’de, Afganistan’da, Irak’ta, Filistin… Vb. dünyanın dört bir yanında Müslüman halklarının kanları oluk oluk akıtılmakta, adeta Müslümanlar mezbahanelerde kurbanlık koyun gibi görülmektedir. Daha Geçen gün Myanmar’da Budist çetelerce düzenlenen baskınlar sonucu 60 kişinin katledildiğini birçoğumuz müşahede ettik. Sadece Müslüman olduklarından dolayı Budist çetelerinin insanlık dışı işkencelerine maruz kalmaktadırlar. Müslüman devletlerin adeta Budistlerin insafına terk ettiği, vahşi bir şekilde her gün katledilen mazlum Myanmar Müslümanlarının sahipsizliği, Müslüman devletlerin askeri hiçbir etkinlik göstermemesi kabul edilebilir gibi görünse de siyasi alandaki nemelazımcılığının hiçbir mazereti olamaz.”

 

Doğan, Emperyalist emeller söz konusu olduğunda süper güçlerin emrinde her türlü askeri ve siyasi varlığını ortaya koyan tüm Müslüman devletler, Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen bu ve benzeri katliamlardaki sessizlikleri ile pay sahibi olduklarını unutmamalarını vurguladı.

 

Doğan, tek çözümün Müslümanlar arasında Vahdet’i oluşturmak olduğunu ifade ederek bu sorunun kafir devletlere bırakılmaması gerektiğini söyledi. Doğan, “Müslümanlar kendi sorunlarını çözemeyecek kadar basiretsiz değildirler.  Zaman teferruatlara dalma zamanı değil, zaman bir araya gelme ve Vahdet’i uluşturma zamanıdır.”

 

Doğan son olarak “Şunun bilinmesini isteriz ki; Peygamber Sevdalıları platformu olarak yeryüzünde haksızlığa ve zulme maruz kalan bütün Müslümanların yanında olacağımızı ve bu zulümleri Müslümanlara reva gören yeryüzü müstekbirlerinin karşısında duracağız. Allah’ın izni ile sesimizi en gür seda ile yükseltmeye devam edeceğimizi Müslüman halkımızın bilmesini istiyoruz.”

Program Bilal Arslan’ın yapmış olduğu duadan sonra son buldu.

(Ökkeş Korkmaz-İLKHA)