Hasan Yılmaz / Doğruhaber / Rehberlik

Stres taşları Yazılarımızı eğitim, eğitimin parçalarından olan rehberlik eksenli yazdığımız gibi, sosyal psikolojiden hareketle, sosyal yaşamdan yola çıkarak, mizahi tonları da katarak sınavın mahiyetini işleyeceğiz inşaallah.

İnsanlar, hedefleri için çabalarken içsel ve dışsal engellerle karşılaşır.

Hedefe aşırı odaklanma psikolojik rahatsızlıklara neden olduğu gibi, insanları kısa sürede

hata yapmaya zorlayabilir. Konuyu farklı perspektiflerle izah etmeye çalışalım.

İslam filozoflarından Farabi, varlık ile ilgili görüşlerinde “Bizler mümkün varlıklarız. Bizlerin yaratmasını mümkün kılan zorunlu varlık Allah’tır. Var olma sebebimiz hiçbir şeye muhtaç olmayan bizim kendisine muhtaç olduğumuz Rabb’ul âlemindir” der. Okuma yazma bilmeyene İlim verip hedefine ulaştıran, bir ayağının çalışmamasına rağmen, bir karıncaya şükrü, sabrı verip kendi yolunda yürümeyi sevdirip “Yol doğruysa hedefe ulaşmamak da güzeldir” fikrini veren kâinatın yaratıcısıdır. Bütün ilimlerden haber veren, kitabımız Kur’an-ı Kerim’i yirmi üç yılda indirmenin gizemini anlamak gerek. Kendisine kitap verilen Kâinatın Efendisi

Peygamberimiz (S. A. S.) şöyle buyuruyor:

‘’Sabır Allah’tan, acele şeytandandır.’’

Sınavlar yaklaştıkça acele edenler ayı, güne çevirip kendileriyle beraber başka öğrencileri de

strese sokmaktadırlar. Stres, numaramızı unutturduğu gibi, basit soruları yanlış yaptıracak kadar kötüdür. Bazıları stresli hava oluşturmayı meslek edinmiştir. Bu konuda bir anımı

sizlerle paylaşmak isterim. Havanın güzel olduğu, herkesin dışarıda muhabbet ettiği bir zaman diliminde Said Ağabeyimiz’in kardeşiyle oturmuş çay içiyorduk. O an bir çocuk geldi, geçerken elinde iki nesne vardı, nesneleri birbirine sürdükçe acayip sesler çıkartıyordu.

Arkadaş, sordu:

-Nedir o?

Çocuk: Stres taşları.

-Ne yapıyorsun?

-Stres atıyorum.

-İyi de kardeşim sen stres atarken koskoca memlekete stres yaşatıyorsun.

Sınav dönemlerinde stres yaşarken bütün çevremize bu stresi yaşatmamalıyız.

Psikolojik olarak stres artıkça öğrenme düzeyi azalır. Kalan zaman diliminde stresli ortamlardan uzak durup karınca misali inandığımız yolda gayret sarf ederek tevekkül etmeliyiz. Sınavlar teste dayalı olduğu için günde en az iki deneme çözüp işlediğimiz yerlere kadar defter tekrarı yapmalıyız. Tatilin bitimiyle kaldığımız yerden öğretmenlerimizi iyice dinleyip not almalıyız. Birinci dönemde yaptığımız devamsızlıkları yapmayıp, hatalarımızın farkına varıp uğraş halinde olmalıyız. Aksi taktirde obsesif düşünsel rahatsızlığa yakalanabiliriz. Düşünmeye ayırdığımız zaman çalışmalarımızı etkilediği gibi biyolojik rahatsızlıklara da sebebiyet verebilir. Bu rahatsızlıklara yakalanmamanın temel ilacı Allah’ı anmaktır. Unutmayalım ki ‘’Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.’’

Hayata dair dünyevi düşünmelerin dozunu kaçırdığımızda düşünsel kirlenmeler yaşayabiliriz.

Rivayetlere göre âlimin biri rızık konusunda endişelenip ben çalışmasam Canab-ı Hak benim rızkımı nasıl verecek; ben üç gün çalışmayacağım, bakalım nasıl rızkımı verecek?“ dedi. Bahsedilen âlim bir çeşme başına gidip oturmuş. Oradan geçen kervan, alime senin adın ne diye sormuş. Alim konuşmuyor. Biri bu amca deli, biri hasta, demiş; herkes bir şeyler iddia etmiş, içlerinden biri: Amca çok acıkmış o yüzden konuşamıyor, amcanın ağzını açıp ekmeği zorla ağzına sokmaya başlayınca amca gülmeye başlamış. Gülmesinin hikmeti sorulunca alim meseleyi anlatıp çıkarımda bulunmuş: Demek Allah dilerse ekmeği insanın ağzına zorla sokturur. Sınava hazırlanan kardeşlerim sadece hazırlığını yapıp tevekkülü elden bırakmasın.

Kervanın geçip geçmemesi Allah katındadır.

Bütün sınavlarda Allah’ın inayeti olmazsa işimiz zordur. Bu yüzden Rabbimiz biz aciz kullara

Hitaben ‘Ey iman edenler, sabır ve namazla Allahtan yardım isteyin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir’ buyurmuş.

Evet, bütün sınavlara besmeleyle başlamalıyız. Rabbimiz :‘Öyle ise beni zikredin ki ben de

sizi zikredeyim. Ve bana şükredin ve beni inkâr etmeyin’’ diye emrediyor.

Selam ve dua ile…