Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Yorum

Skandal bir “dinleme” olayı çıktı ortaya.

Şanlıurfa’da “PKK’ya yardım ve yataklık etmek” iddiasıyla Mustazaf-Der Başkanı Mehmet Kışlar hakkında dinleme kararı alındı. Bu kararla 8 ay boyunca avukat Emin Güneş’in telefonu dinlendi.

Olay tam bir skandaldı.

Bakanlıktan maalesef yine bir açıklama yok!

Şanlıurfa Emniyeti, dinlemeyle ilgili yapılan basın açıklamasıyla skandalın deşifre edilmesinin hemen ardından dinlenilen şâhısa gönderilen evraklarda bir hata yapıldığını açıkladı.

Diyarbakır Savcılığı da evraklarda bir hata olduğunu belirterek doğru bilgilendirmeyi, söz konusu şahıslara gönderdi.
 
Bilgilendirmede; telefonları dinlenilen Av. Emin Güneş ile Mehmet Kışlar’ın isim ve telefonlarının karıştığı, Kışlar’ın da PKK adına değil de Hizbullah adına şer’i esaslara dayalı İslam devleti kurmak faaliyetlerinden dolayı dinlendiği iddia edildi.

Bu skandalın resmi belgelerdeki izahı “sehven” şeklinde yapılır.

Aslında ortaya çıkan tablo, dinleme işinin ne kadar hukuk dışı olduğunu izah etmesi açısından önemlidir.

Kocakulaklar öylesine dinleme iştahına sahiptirler ki, tüm memleketi dinlediklerinde bile doymazlar.

Her dinlemeye bir kılıf bulabilirler. Nasıl olsa her dinleme kararını imzalayacak bir yargı mensubunu bulabiliyorlar.

Başkaları üzerinden Başbakanı bile dinleyen ve lazım olduğunda kullanmak üzere bir yere depolayan bir yapıdan söz ediyoruz.

Onu da muhtemelen “sehven” dinlemişlerdir.

Tıpkı Ergenekon zanlısı Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin telefonuna sahte dijital kayıtlarının sehven yüklendiği gibi.

Evet, Teğmen Çelebi gözaltındayken cep telefonuna Hizbuttahrir’den yargılanan birinin telefonuna kayıtlı isimler kopyalanmış, böylece ikisi arasında bir bağlantı kurulmak istenmişti.

Skandal ortaya çıktığında da İstanbul Emniyeti skandalı kabul etmiş ve eylem için “sehven” demişti.

Skandal kopyalamayı “sehven” yapan polisin ifadesi samimi bulunmuş olmalı ki, suçlamadan beraat etmişti.

Puzzle’nin parçaları net olarak oturduğu için ortam biraz daha berrak sanırım.

Mehmet Kışlar beyefendi PKK’ye yardım ve yataklık suçlamasıyla dinlendiği için şaşırmasın.

Neden mi?

İzah edeyim.

2005 yılında yayın faaliyetlerine başlamış olan Dua Yayıncılık adlı bir yayınevi var.

Dua Yayıncılık, şimdiye kadar 140 kadar İslami ve kültürel eser yayınladı.

Hakkında sadece “Hizbullah ana davası SAVUNMALAR” isimli eserden dolayı dava açıldı. Açılan o dava da ceza yasalarında yapılan değişiklikten sonra askıya alındı.

Şimdi gelelim skandala…

Dua Yayıncılığa savcılıktan resmi bir yazı geliyor. Yazıda Dua Yayıncılığın kullandığı sabit telefon hattının “uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle” 6 ay dinlendiği belirtiliyor.

İşte böyle…

Tabi bunun “sehven” olmadığı meselesi üzerinde durulması gereken bir konu. Matbaa, kağıt, yayın, baskı, sipariş, tashih, mizanpaj kelimelerinin uyuşturucu ile bağlantısını kuramamış memur beyler ya da bayanlar.

O yüzden hem Emin Güneş beyefendi hem de Mehmet Kışlar beyefendi şaşırmasın!

Bu memlekette “sehven” neler yapılmadı ki…