Murat Dalgın / Van

Kuruluşunun üzerinden henüz bir yıl geçen ve bu kısa sürede Bölgenin büyük teveccühünü alan Hür Dava Partisi (HÜDA PAR)’nin yükselişi BDP’yi rahatsız ediyor. BDP’li çeteler birçok ilde HÜDA PAR temsilciliklerine ve HÜDA PAR gönüllülerinin evlerine yönelik bombalı saldırılarda bulundu. Saldırıların son hedefi ise HÜDA PAR Tuşba Belediye Başkan Adayı Faruk Tasan’ın başkanlığını yaptığı Sabır –Der oldu. Geçtiğimiz hafta HÜDA PAR Muradiye ilçe binasına saldırıda bulunan BDP’li çetelerin aradan kısa bir süre geçtikten sonra Sabır-Der’e yönelik gerçekleştirdiği bu saldırı BDP’nin, HÜDA PAR’ın yükselişinden duyduğu rahatsızlığı gözler önüne serdi. BDP, tehdit ve şantajla seçim kazanmaya çalışıyor.

SALDIRILAR BDP’DE Mİ ORGANİZE EDİLİYOR?
Hatırlanacağı üzere KCK soruşturması kapsamında baskın yapılan BDP binalarında çok sayıda molotof ele geçirilmiş; sokak olaylarının BDP binalarında organize edildiği uzun süre konuşulmuştu. Son dönemlerde Bölgede İslamî STK, kanaat önderleri, medreseler ve HÜDA PAR’a yönelik saldırıların da BDP binalarında organize edildiği iddiaları da gerçeklik kazanıyor. Sabır-Der’e yönelik saldırıların hemen öncesinde BDP’li olduğu iddia edilen gençlerin mahalle sakinlerini tehdit ederek mahalle halkına Sabır-Der’e gitmemeleri konusunda baskı yapmaları da söz konusu iddiaları güçlendirdi. İddialar üzerine görüşmek istediğimiz BDP Van İl Başkan ve Eş Başkanları sorularımıza yanıt vermekten kaçındı.

O GECE NELER OLDU?
BDP’li olduğu iddia edilen yaklaşık 15 kişilik bir grup 18 Ocak akşamı Sabır-Der’in bulunduğu İstasyon Mahallesi sakinlerini gezerek Sabır-Der’e olan teveccühü kırmak istedi. Birçok kişiyi Sabır-Der’e gitmemeleri konusunda uyardı. PKK/BDP’li çete aynı gece saat 00.20 sıralarında ise içeride maddi imkânları olamayan üniversite ve lise öğrencilerinin bulunduğu dernek binasına doğru saldırıya geçti. Dernek binasına 10 adet molotof atan BDP’li çete, derneği içeridekiler ile beraber yakmak istedi. Saldırı maddi hasarla atlatıldı.

SABIR-DER NE YAPTI?
Peki, BDP’nin hedefindeki Sabır-Der ne yaptı da hedef tahtasına oturtuldu?

Mahalle gençlerine İslamî şuur kazandırmaya çalıştı.

Kadınların gelişimi için ilmî programlar gerçekleştirdi.

Aile Programları ile ailelerin bilinçlenmesine katkı sundu.

Maddi durumu iyi olmayan öğrencilere kucak açarak dernek bünyesinde kalmalarını sağladı.

Sabır Der gönüllüleri mahallede Kur’an-ı Kerim okumayı bilmeyen kadın-erkek, genç ve yaşlılara Kur’an-ı Kerim okumayı öğretti.

Peygamber Sevdalıları Platformuna üye olan Sabır-Der on binlerin katılımıyla gerçekleştirilen Kutlu Doğum etkinliklerinin organizesinde görev aldı.

Umut Kervanı Yardım Platformu üyesi olan Sabır-Der yüzlerce mağdur aileye yardım eli uzattı.
Suriyeli ailelere yardımlarda bulundu.

Sabır Der’in hedefe oturtulmasının en önemli sebebi ise hu hizmetlerde bulunan Sabır-Der’in başkanlığını HÜDA PAR Tuşba Belediye Başkan Adayı Faruk Tasan’ın yapması.

PKK İSLAM’A DÜŞMANLIK YAPIYOR
Van’da bulunan siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri saldırıların perde arkasını Doğruhaber’e anlattı. Başta Sabır-Der olmak üzere yıllardır Bölgede Müslüman Kürt halkına yönelik devam eden saldırıları değerlendiren HÜDA PAR Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Mehdi Oğuz, bu tür saldırılar devam ettiği sürece bölgede gerçek bir çözümden söz edilemeyeceğini söyledi. PKK’nin kuruluşundan bu yana Kürdistan’da kendisine rakip olabilecek hiçbir güce tahammül etmeğini ifade eden Oğuz, “PKK bu gölgede oluşuma, ister sol cenah ister İslami yapılar olsun kendine rakip olarak gördüğü tüm çevreleri tasfiye etme hedefiyle başladı. Yani şiddet ve baskı ile kendine bir otorite kurmayı hedef haline getirdi. Bu geleneğini de hiç bozmandan bugüne kadar sürdürüyor. Gerektiğinde katliamlar uygulamış ve her türlü zulmü işlemekten geri durmamıştır. Söz konusu İslami yapılar olunca PKK’nin saldırıları daha da şiddetlenmiş ve İslami çalışmalara sürekli bir düşmanlık politikası gütmüştür. Burada İslami STK, Camilere, Kur’an Kurslarına, Medreselere sürekli bir düşmanlık yapmıştır. Bu saldırıların temelinde de Kürt halkı içerisindeki İslami değerleri engelleme çabası vardır” ifadelerini kullandı.

ASIL ÇÖZÜM HALKA YÖNELİK SALDIRILARIN DURDUĞU SÜREÇTİR
Bugüne kadar İslami yapılara yönelik 200 saldırı yapılmasına rağmen gerek Hükümetin gerekse devletin seyirci konumunda kaldığını ifade eden Oğuz, “200 saldırı söz konusu iken burada hiçbir şekilde Hükümet cenahından bir açıklama gelmemiş ve devlet bugüne kadar bu olaylara karışan bir tek faili dahi yakalamıştır. Burada devlet içerindeki derin yapıların, PKK ile iş birliği içerisinde olduğunu göstermektedir. Bir taraftan çözüm sürecinden çatışmazlık sürecinden, silahların susturulmasından bahsediliyor. Öbür taraftan da Müslüman Kürt halkının tüm değerlerine dindar Kürt halkının bütün kurumlarına en acımasız bir şekilde saldırılar oluyor. Tam bir baskı ortamı devam ederken taraflar, ‘Barış süreci devam ediyor’ açıklamalarında bulunuyor. Çözüm sürecinden kastınız sadece asker ve örgüt üyelerinin ölmemesi ise halka ne olursa olsun mantığını güdüyorsanız; burada gerçek bir barış ve çözüm sürecinden söz edilemez. Asıl çözüm halka yönelik saldırıların durduğu süreçtir” dedi. Bölgede asla kan gözyaşı ve çatışma istemediklerini de ifade eden Oğuz, “Kürdistan’ın hiçbir yerinde artık Kürt halkının kanının akmasını, Kürt halkının baskı ve zulüm altına alınmasını kabul etmiyoruz. Bizler de Hür Dava Partisi olarak böyle bir ortamın oluşması noktasında üzerimize düşen her türlü inisiyatifi almaya hazırız. Bugün PKK ile sistem barış süreci yürütüyor, bizce bundan daha önemlisi Kürtlerin kendi aralarındaki barış ortamını oluşturmalarıdır.

DENENMİŞİ DENEMEK AHMAKLIKTIR
Kürt coğrafyasının sosyal, coğrafi ve politik özelliklerinden dolayı sürekli çatışmaların merkezi veya tesir sahası kapsamında olduğunu ifade eden Eğitimci Yazar Fırat Toprak, siyasi iklime bakıldığında Muradiye ve Sabır-Der olaylarının mevzu bahis tahammülsüzlüğün yeni örnekleri olduğunu belirterek, “Bu gözüdönmüşlük yeni bir Brakuji’nin işaret fişeğini yakma çabasındadır. Kürt örfünün ifadesiyle bu kardeş kavgasının kimseye fayda sağlamayacağı görülmelidir. Denenmişi denemek ahmaklık alametidir. Gençlerin kanı üzerinden devşirilen siyasi alan, en kirli alandır. Hakikatin ısrarlı söylemi ve temsili müminlerin sorumluluğudur. Sayısı yüzlerle ifade edilen saldırıların faillerinin bulunmaması derin bir işbirliğini gözler önüne sermektedir. Kolluk kuvvetlerinin önleyici tedbir yerine sanki el ovuşturan bir pozisyon üzere olduğu görülmektedir. Kolluk kuvvetlerinin Gülenist karakteri dikkate alındığında siyasi dinamiklerin çatıştırılması projesinde taşlar yerine oturmaktadır. Yaşanan acılara yol açan süreçlerin derin ilişkilerini ifşa etmek, siyasi basireti şekillendirmekte mühim ödevlerdendir” şeklinde konuştu.

ZORLA OY ALARAK BİR YERE VARAMAZLAR
Yıllardır Bölgemizde yaşanan bu tür saldırıların bir sonuç vermediğini vurgulayan Araştırmacı Yazar Abdulhelim Almalı da artık Kürt halkının yorulduğunu ve bu saatten sonra bir çatışma ortamını kaldıramayacağını ifade ederek, “Tarih şahittir ki fanatikler hep kaybetmişlerdir, yine kaybedecekler. Dolayısıyla bu tür olaylar kimseye fayda sağlamayacaktır. Saldıran taraf artık aklını başına almalıdır. Bunun insan hakları çerçevesi içerisinde insana yakışır, kendisine yakışır, Bölgemize yakışır kendi ifadeleriyle demokratik zemine uygun olan neyse o çerçevede faaliyetlerini yürütmeliler. Tercih hakkını halka bırakmalılar, baskıyla dayatmayla, halktan zorla oy almakla bir yere varamazlar. Bir sıçrar iki sıçrar üçüncüde perişan duruma düşerler. Tavsiyem BDP içerisinde siyaset yapan siyasi erklerin mutlaka bu işi durdurmaları, bu işin önünde engel olmaları, gençleri şiddetten ziyade siyasi zemine çekmek için çalışmalarıdır” ifadelerini kullandı.

TEK HEDEFLERİ BİRLİĞİ BOZMAKTIR
Bölgemizde Kur’an kursları ve medreselerin halkın birlik ve vahdeti için çimento görevi gördüğünü dile getiren Bölgenin tanınan alimlerinde Molla Fahrettin Aslan da, “Bu tür medreseler ilim yayma yerleri hep dini muhafaza, dini koruma görevi görmüşlerdir. Böyle olunca da özellikle din düşmanlarının ilk hedefi bu yerler olmuştur. Yani halkı birleştiren, kaynaştıran vahdeti sağlayan bu yerlerin kaldırılması din düşmanlarının ilk hedefi olmuştur. Günümüzde de bu tür yerler saldırılara maruz kalmaktadır. Saldırıları yapan insanların tek hedefi halkın birliğini, beraberliğini bozmaktır. Dindar Kürt halkını dininden uzak tutup kendilerine zemin hazırlamak istemektedirler” dedi.
 
 
 
 
HİZMETLERİMİZ NETİCESİNDE HEDEF TAHTASINA OTURTULDUK
Saldırıların asla amaçlarına ulaşmayacaklarını da dile getiren Sabır-Der Başkanı Faruk Tasan ise Sabır-Der’i hedef tahtasına oturtan meselenin mahallede yürüttüğü aktif çalışmalar olduğunu belirterek, “Bu saldırı özelde Sabır Der’e yapıldıysa da işin içerisinde Müslüman halka gözdağı vermek var. Tabi Sabır Der’in de mahallede çok büyük çalışmaları var. Allah’a şükür. Neticede Sabır Der’in çalışmaları onu hedef tahtasına oturttu” diye konuştu.
 
SABIR-DER’E DESTEK SALDIRGANLARA LANET YAĞDI
Yaşanan menfur saldırının ardından onlarca sivil toplum kuruluşu, kanaat önderleri, siyasi partiler ve yüzlerce mahalle sakini Sabır-Der’e destek ziyaretleri gerçekleştirdi. Sabır Der binası önünde bir araya gelen 27 STK, düzenledikleri ortak basın açıklaması ile saldırıyı telin etti. Sivil Toplum Kuruluşları adına basın açıklamasını Sabır Der Genel Sekreteri Yusuf Türk okudu. Karanlık güçlerin, etrafa saldırıp bölgelerinde fesat çıkarmalarının onların düştükleri acziyetin bir göstergesi olduğunu vurgulayan Türk, “Geçmişte halkımıza acılar yaşatan, bugün bir daha benzer acılar yaşatmak için halkımızı ayırarak, gençlerimizi birbiriyle çatıştırmak istemektedirler. Kamuoyunun bilmesini isteriz ki; bizler hiçbir zaman halkımızın zararına olacak böylesi kirli çatışmaların taraftarı olmadık, olmayacağız ve buna da müsaade etmeyeceğiz. Halkımızın geleceğini düşünerek, sabırla ve hikmetle hareket edip oynanan oyunları ve kurulan tuzakları boşa çıkaracağız. Burada tüm bu kesimlere çağrıda bulunmak istiyoruz; insanlığınız ve vicdanınız ölmeden, gelin hep birlikte, henüz vakit varken, bölge halkına zarar veren bu fitne ateşini söndürelim, zira bu ateş önce sahibini yakar, sonra da seyredenleri yakar. Temennimiz bu çağrımıza herkesin, kulak vermesi ve üzerine düşen insani vazifesini yapmasıdır” dedi. Basın açıklamasına Mustazaflar Cemiyeti, Memur-Sen Van Şubesi, Diyanet-Sen, MÜSİAD Van Şubesi, Mazlum-Der Van Şubesi, İlim Yayma Cemiyeti Van Şubesi, VİM- DER, Verenel Van Temsilciliği, Van Dosteli Derneği, Fatih Kur’an Kursu Derneği, Anadolu Genlik Derneği, Güvenlik-İş Sendikası, Özgür-Der Van Şubesi, İHH Van Temsilciliği, Evrensel Hafızlar Derneği, Rahmet Eli Gıda Bankası, Van Genç Gönüller Derneği, Cami-Der, İkra-Der, Van Köyleri Derneği, Kevser-Der, Sabır-Der, Sağlık-Der, İsra-Der, Gökkuşağı Derneği ile İnsan ve Medeniyet Hareketi Van şubesi destek verdi. Diğer camialar da ziyaretlerle desteklerini ifade ettiler.