ANKARA - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, CNBC-e ile NTV`nin ortak yayınına katılarak gündemdeki soruları yanıtladı.
Cenevre-2 Konferansı`nın ilk gününde Suriye rejimi ile muhaliflerin tavırlarının kendileri için sürpriz olmadığını belirten Davutoğlu, ancak tarafların netleşmesi ve konferansın yapılmasının önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye`nin öncülüğünde, yoğun bir diplomasiyle iki tarafın buluşmasının sağlandığını söyleyen Davutoğlu, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim`in yaptığı konuşmanın birçok maskenin düşmesine yol açtığının altını çizdi.
Muallim`in dünkü konuşmasında hiçbir olumlu kavram kullanmadığına ve sadece Rusya dışındaki tüm ülkelere suçlamada bulunduğuna dikkati çeken Davutoğlu, bunun da hala rejimle ilgili umut besleyenler açısından çok açık bir tablo ortaya koyduğunu ifade etti. Velid Muallim`in konuşmasının herkeste hayal kırıklığı yaratmasının da bir kazanım olduğunu vurgulayan Davutoğlu, yarın iki tarafın dolaylı görüşmelere başlayacağını hatırlattı.
Dün gece muhalefet ile tekrar uzun bir görüşme yaptığını anlatan Davutoğlu, onlara uluslararası toplumun daha da ikna olması açısından pozitif bir dil kullanmaları yönünde tavsiyelerde bulunduğunu dile getirdi.
İnsani yardımlar konusunda uzlaşmaya varmanın mümkün olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, bu konuyu müzakere etmeye gerek bile olmadığını ve bu yardımların bir an önce bölgeye ulaşması gerektiğini belirtti.
Türkiye`nin bir taraftan insani yardımlar ve güven artırıcı önlemler, diğer taraftan da bir an önce geçiş hükümeti kurulması yönünde iki ayaklı seyreden bir müzakere süreci teklifinde bulunduğunu açıklayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Artık bazı konular var ki herhangi bir aktörün muhalefet etmesine bağlı olmaması lazım. Resimleri gördünüz. 55 bin kare resim. Tek tek insanlar nasıl sistematik bir işkenceye tabi tutulmuşlar. Dünkü Cenevre-2 Konferansı`nda bu resimler gündeme geldi ve rejim dönüp de `bu resimler bana ait değil` diyemedi. Çünkü hepsinin üzerinde numaraları var ve bunu çeken kişi uluslararası hukukçuların önünde ifade verdi."
İnfial uyandırdı
Bu resimleri görüp de şüphe eden kişilerin vicdanından şüphe etmek gerektiğini kaydeden Bakan Davutoğlu, rejim bir şey yaptığında ve bu ortaya konduğunda bazılarının hala "rejimi nasıl kurtaracağım, Türkiye`yi nasıl zora sokacağım" diye düşündüğünü dile getirdi.
Ahmet Davutoğlu, 55 bin kare resmin ortada bir vaka olmadan üretilemeyeceğinin altını çizerek, "Bu resimler Türkiye halkında bir infial uyandırdı ama dikkat ediniz, bizim muhalefet partilerimizden hala doğru dürüst bir ses yok. Çünkü onların bütün derdi, ne olursa olsun Türkiye hükümeti zor durumda olsun" diye konuştu.
Bu resimler gündemdeyken muhalefetin tırları gündemde tutmaya çalıştığını belirten Davutoğlu, "Dünya kamuoyuna kendi hükümetini ihbar etmek yakışır mı bir devlet adamına? Tırlar ve Türkiye`deki gelişmelerle ilgili her türlü açıklamaları yaptık. Ama halkın gösterdiği vicdani tepkiyi anlamamak yakışmıyor" ifadesini kullandı.
Bu konunun değişik kanallarla gündemde tutulacak ve bunu yapanların mutlaka adalet önünde hesap vereceğini belirten Davutoğlu, "Şimdi rejimin önünde iki yol var. Ya ciddi bir şekilde müzakereye gelecek ya da bütün rejim mensupları Lahey`de ve uluslararası ceza mahkemelerinde yargılanacaklar. Bunlardan biri mutlaka önümüzdeki dönemde yaşanacak."
"Esed kalmalı" diyen yoktu
Cenevre-2 Konferansı`nı değerlendiren Davutoğlu, "Birkaç ülke hariç, dün `Esed ve rejimi iş başında kalmalı ve gitmemeli` diyen ülke yoktu. Esed`i destekleyen ülkeler dahi, Rusya ve Çin dahi, `Esed kalmalı` diye bir ifade kullanmadı. Türkiye`nin, Esed orada kalınca yalnızlaşacağını söyleyenler, ne diyecekler şimdi?. Muallim`in konuşmasını bazı marjinal gazeteler manşet yaptı, onun dışında kim ciddiye alır ki?" dedi.
Bir soru üzerine, "Türkiye`de sığ akıllı ve kendi ülkesini zor duruma düşürme konusunda bile hassasiyet taşımayan bazı çevreler, her gün bir olay yaratarak Türkiye`yi nerdeyse terörü destekleyen bir ülke olarak yansıtmak istiyorlar" diye konuşan Davutoğlu, "Adana`da durdurulan tırlarla ilgili bu kampanyayı yapanlar Velid Muallim`in ağzını ve dün kulandığı dili kullanıyorlar. Halbuki benim konuşmamdan sonra Ban Ki-mun bütün dünyanın önünde Türkiye`ye gösterdiği liderlik, `kastettiği muhalefeti getirmekle bu toplantıyı gerçekleştirmekti` ve olağanüstü insani konulardaki cömertlik konusundan ötürü teşekkür etti" dedi.
Davutoğlu, Suriye`nin kuzeyinde Cizire kantonunda ilan edilen özerk oluşumun süreci hiç etkilemeyeceğini ifade ederek, "Bu konuda da BDP ve bazı çevreler görüş beyan etti. Mesela Gülten Kışanak`ın Kürtler Cenevre Konferansı`nda masada yok gibi bazı ifadeleri oldu, ama Kürtler dün masada vardı ve Carba`nın yardımcısı da Kürttür ve Suriye Kürt Ulusal Konseyi`nin başkanıdır. PYD masada yok, niye yok? Bunu kendilerine sormaları lazım" dedi.
AA