BURSA- Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü olarak bulunan Orhan Dikgöz’ün aldığı cezanın bitmesine 5 ay kaldığı halde Denetimli Serbestlik Yasası’dan faydalandırılmaması akıllarda soru işaretleri bıraktı. Ergenekonculara, 28 Şubatçılara, PKK’cılara, marjinal sola ve mafyaya verilen bu hakkın camide Kur’an dersi verdiği için cezaevlerinde olan Müslümanlara verilmemesi, “Devletin, derin devletin, paralel devletin mağdurları hep Müslümanlar…” yorumlarını beraberinde getirdi.
Sadece camide Kur’an-ı Kerim dersi verdiği için cezaevine atılan Müslümanların tahliyesini keyfi uygulamalarla erteleyen cezaevi idarelerinin bir örneği de Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi’nde görüldü.
"5 ay önce tahliye olması gerekiyordu”
Hizbullah cemaatine üyelik suçlamasıyla Bursa’da 2000 yılında tutuklanıp cezaevine atılan Orhan Dikgöz, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Mahkemesi sonuçlanan Orhan Dikgöz, 6 ay önce tekrar tutuklanıp cezaevine gönderildi. Kalan cezasını yatmak üzere Tekirdağ F Tipi Kapalı cezaevine gönderilen Dikgöz, geçtiğimiz yıl çıkarılan Denetimli Serbestlik Yasası’ndan faydalanıp 5 ay önce tahliye olması gerekirken halen haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevinde yatmaya devam ediyor.
Cezasının bitmesine 12 ay kalan herkesin faydalanıp tahliye olduğu Denetimli Serbestlik Yasası’nın Dikgöz’e uygulanmamasını eleştiren hukukçular yaşanan hukuk garabetinin bir an önce giderilip, hakların herkese eşit bir şekilde uygulanması gerektiğini savundular.
“Cezaevi gözlem kurulu keyfi uygulama yapıyor”
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Avukat Abdulgani Orhan, Ekim ayının ilk haftası tahliye edilmesi gereken Orhan Dikgöz’ün halen tutuklu bulunmasını ‘keyfi uygulama’ olarak nitelendirdi. Denetimli Serbestlik Yasası’nın uygulanmasının cezaevi gözlem kurulunun hükümlü hakkında vereceği rapora bağlı olduğunu ancak Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi Gözlem Kurulunun keyfi uygulamaları yüzünden Orhan Dikgöz hakkında rapor çıkarılmadığını belirtti.
“Kanuna göre cezaevine giren herkesin örgütle bağlantısı kesilmiştir”
Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevinin Dikgöz’ü tahliye etmeme gerekçesi olarak da şahsın halen örgütle bağlantısı olduğu iddiasının yersiz olduğunu ifade eden Avukat Orhan, “Kanuna göre cezaevine giren herkesin örgütle bağlantısı kesilmiştir. Halen cezaevinin bu suçlamaları yapması kanunsuzluktur.”diye konuştu.
Kurunun yanında yaş da yanıyor
Tekirdağ cezaevinin Bingöl cezaevinden kaçan PKK’lilerin ve Batman’da Bitlis’te Mardin’de isyan çıkarıp yatakları yakan kişilerin gönderildiği yer olduğunu söyleyen Orhan, “Devlet bu isyancıları, huzursuzluk çıkaranları ıslah etmek için Tekirdağ’a gönderdi ancak aynı cezaevinde İslami davalarda yatmakta bulunan El-Kaide ve Hizbullah hükümlüleri de bulunuyor. Bunu hesaba katmayan devlet aynı zamanda diğer mütedeyyin Müslümanları da onlarla birlikte cezalandırmaya çalışıyor.”şeklinde konuştu.
Orhan Dikgöz’ün ikameti Bursa olduğu için kalan cezasını Bursa’da yatması gerektiğini kaydeden Orhan, “Müvekkilimin ikametinden uzak bir yere Tekirdağ’a verilmesi de aynı zamanda ailesini de cezalandırmak anlamına geliyor.”ifadelerine yer verdi.
“Eşim nice Müslümanlar gibi keyfi uygulama kurbanı”
Orhan Dikgöz’ün eşi Aynur Dikgöz’de eşinin 5 ay önce tahliye olması gerektiğini ancak cezaevi idaresinin keyfi uygulamalarıyla eşinin halen tahliye olmadığını söyledi. Kendi eşi gibi nice Müslümanların hukuksuz bir şekilde cezaevinde bulunduğunu söyleyen Dikgöz, bu konuyla ilgili Adalet Bakanlığı’na 2 defa dilekçe yazdıklarını ancak herhangi bir adımın atılmadığını söyledi. Aynur Dikgöz, “Eşim cezaevi müdürüyle görüşmek istedi ancak keyfi uygulamalarla bir bahane uydurulup cezaevi müdürüyle görüştürülmüyor. Verdiği bir dilekçe bile 15 günden önce iletilmiyor idareye, iletilse bile 15 günden önce cevap gelmiyor. Soruyorum şimdi koğuşlar cezaevi idaresinden veya cezaevi müdürünün odasından o kadar uzakta mı ki bir dilekçe 15 gün sonra iletilip yanıtlanıyor.”şeklinde konuştu.(Zeki Aras-İLKHA)