Şeytanın vasfı ateştir. Yakıp yıkmak için çalışır. Her iyiliği yıkmak, her hayrı yok etmek için canhırışane çalışır. Tiinetindeki yaratılış ateşi ahlakına yansımış.
Şeytanın yolunda gidenler de yavaş yavaş şeytani vasıflarla vasıflanırlar. Bir de bakmışsın ki ateşi kutsamalar, ateşe tapmışlar, yakıp yıkmalara başlamışlar.
Kendini ateşin çocukları olarak görenler de her işlerini ateşle halletmeye başladılar. Dağda ateş, ovada ateş, şehirde ateş. Nerde bir hayırlı iş varsa ana ateş etmeye, onu ateşe vermeye başladılar.
Kurdistanın şehirlerinde yaşayan gizli ateşperestler Adem`in çocuklarına yine saldırmışlar. Evlerini yurtlarını ve derneklerini yakmaya başlamışlar. Kurdistana bir ağaç dikmeyenler, Kurdistana ölümden başka bir şey vermeyenler, ona hizmet eden yerleri ve yarenleri yakmaya ve yıkmaya yeltenmişler. Ama şunu bilmeliler ki "keskin sirke küpüne zarar" demişler. Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın.
Kurdistanı ihya hareketine katlanamayanların yaktığı ateş ancak kendilerini yakar. Şeytanın Ademe olan düşmanlığı Ademi Adem olmaktan vaz geçirmedi geçirmeyecek, geçiremeyecek. Siz ne yapsanız da bizler Kurdistanı ihya etmekten vazgeçmeyeceğiz. Çünkü Kurdistan bizim vatanımızdır.
Sizin durumunuz akrebin durumuna benzer ki;
Hintli bir adam suda bata çıka ilerlemeye çalışan bir akrep görür. Onu kurtarmaya karar verir ve parmağını uzatır ama akrep onu sokar. Hintli tekrar akrebi sudan kurtarmaya çalışır ama akrep onu tekrar sokar. Yakınlardaki başka birisi ona, onu sürekli sokmaya çalışan akrebi kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmesini söyler. Ama Hintli adam şöyle der: "Sokmak akrebin yaratılışında vardır. Benim yaratılışımda ise sevmek var. Neden sokmak akrebin yaratılışında var diye kendi yaratılışımda olan sevmekten vazgeçeyim?"
İyiliğimizden vazgeçmeyiz. Etrafımızdaki akrepler bizi soksalar da. Çünkü biz sabır ehliyiz, iyilik ehliyiz.
Sabır Der sabrederiz. Hayırlı hizmetimize devam ederiz.