BURSA - MS merkezi sinir sistemi hastalıklarından biri olduğunu söyleyen Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatma Çiğdem Doğulu,  hastalığın tam olarak sebebinin bilinmemekle birlikte tedavisinin de henüz mümkün olmadığını kaydetti.

 

 Ancak erken teşhis edilmesi durumunda ilerlemesinin geciktirilebildiğine vurgu yapan Dr. Doğulu, “MS hastalığının etkilediği en önemli organlardan biri de gözler. Önemli ve beklenmeyen görme bozukluklarının altında bir MS ihtimali olup olmadığının araştırılması, erken teşhis açısından avantaj sağlayabiliyor.”dedi.

 

Doç. Dr. Fatma Çiğdem Doğulu, beklenmeyen görme bozukluklarının nörolojik olarak da kontrol edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “MS hastalığının ilk belirtileri arasında görme bozuklukları yer alıyor. Bu sebeple; ani görme kayıpları, puslu ya da azalmış görüntü, gece görüşünde azalma, renklerde değişme gibi sorunlar yaşandığında, göz doktorunun yönlendirmesiyle bir nöroloğun kontrolünden geçmek önemli.” ifadelerini kullandı.

 

Sık görülen belirti: Görme Bozuklukları

Doç. Dr. Fatma Çiğdem Doğulu, MS hastalığının ilk dönem belirtileri arasında sıklıkla görme bozuklukları yer aldığına dikkat çekerek, “Hastalığın seyri sırasında; bulanık ya da azalmış görüntü, çift görme, gece görüşünde azalma, lekeli görüş, renklerde farklılaşma, nadiren tamamen görme kaybı gibi ciddi görme bozuklukları meydana gelebiliyor. MS hastalığının erken tanısı açısından, bu tip ani bozukluklar yaşayan hastaların göz doktoruyla birlikte mutlaka nöroloğa görünmelerinde fayda var. Bu durumda göz doktoruna da önemli bir görev düşüyor, hastanın bulgularını değerlendirip konuyla ilgili yönlendirme yapması önemli.” şeklinde konuştu.

 

“Önlemek değil ama yavaşlatmak mümkün”

MS hastalığının sıklıkla 20-40 yaş arasında gözlendiğine dikkat çeken Doç. Dr. Fatma Çiğdem Doğulu, “MS özellikle kadınlarda ve sosyo-ekonomik düzeyi yüksek topluklarda görülen bir hastalık. Dünyada yaklaşık 2,5 milyon MS hastası var.” diyor.

 

Doğulu, MS hastalığıyla ilgili şu bilgileri verdi; “Ölümcül bir hastalık değil, hastaların ortalama yaşam süreleri genellikle sağlıklı bireylerle aynıdır. Kalıtsal geçişi bulunmuyor. Bulaşmıyor. Önlenebilir bir tedavisi henüz bulunamamakla birlikte erken teşhis ile seyri yavaşlatılabiliyor. Bunun için modifiye edici tedavi olanakları kullanılıyor. Seyri yavaşlatan tedavilerin uygulanmaması durumunda tekrarlayan düzelen tip hastalarının yüzde 50’si 10 yılda ilerleyici tipe dönüşüyor ve bu hastaların yüzde 30’dan fazlası, 20 yıl içinde tekerlekli sandalyeye bağımlı hale gelebiliyor.” (Zeki Aras-İLKHA)