Ahmed Eburtima / Doğruhaber / Gazze

2006 yılında bitkisel hayata giren savaş suçlusu siyonist rejimin eski Başbakanı Ariel Şaron 8 yıl ölümle pençeleştikten sonra geçtiğimiz gün nihayet öldü. Şaron, Filistin halkının zihninde katliamlarla özdeşleşmiştir. 1953 Kubye katliamı, 1982 Sabra ve Şatilla katliamı, 1967’de esir Mısır askerleri katliamı,1982’de Beyrut işgali, 2000 yılında El Aksa baskını ve 2002’de Cenin katliamı olmak üzere bütün bu cürümler ve katliamlar, Şaron’un Filistin ve bölge Müslümanlarının zihninde bıraktığı kötü anılardan sadece bir kısmıdır.

2000 yılında Mescid-i Aksa’ya baskın yapılmasının ardından İkinci İntifada başladı. Şaron döneminde onlarca Hamas ve İslami Hareket liderine karşı suikastlar düzenlendi. Bu suikastlarla şehid edilenlerden biri de 2004 yılında Hamas’ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin’di.
 
Şaron, Filistin halkının belleğinde çok kötü bir yere sahip. Bu nedenle ikinci İntifada’da israil rejiminden çok Şaron ön plana çıkmıştır. Filistinliler için Şaron aşağılık bir suçlu, israilliler içinse tam bir kahramandır. Şaron’un israilliler içindeki lakabı, israil kralıdır.
 
Şaron’un ölümü beklenen bir gelişmeydi. Ancak onun bu şekilde uzun süre ölümle pençeleşmesi Filistinliler için sembolik bir anlam ve moral verici bir gelişme olarak görülüyor. Çünkü Filistinliler onun bu şekilde ölmesini israillilere bir uyarı, kendilerine ise bir müjde olarak tanımlıyorlar. Bu nedenle Filistinliler Şaron’un ölmesini diğer siyonist liderlerin ölümünden farklı şekilde karşıladılar. Şaron’un ölümü haberi üzerine Filistinliler sevinçlerini gizlememiş, yollarda helva dağıtmıştır.
Şaron’un ölümü sosyal paylaşım sitelerinde de yankı buldu. İnternette bir paylaşım hesabında şu ifadeler yer alıyordu: “Şaron 8 yıl ölümle pençeleştikten sonra öldü. Çünkü Arap diktatörlerin katliamlarına şahit olmak istedi.” Başka bir paylaşımda da, “Katliam kurbanlarının ruhları Şaron’un ölümüyle rahatlamamıştır. Onların ruhlarının rahatlaması, Filistin’deki zeytin ağaçlarının darağaçlarına dönüşmesiyle rahatlayacaktır” deniyordu.
 
İlginçtir ama acımasızlığı ve israilliler açısından tavizsiz kişiliğiyle bilinen Şaron, israil Başbakanlığı gibi bir konumda iken Gazze’den çekilmek zorunda kalmıştır. Daha önce Gazze’deki “Netserim Yahudi yerleşim birimi benim için Tel Aviv gibidir” diyen Şaron, Filistin direnişine karşı koyamayarak dört yıl sonra çekilmek zorunda kalmıştır. Öte yandan israil medyasının da teyit ettiği gibi Mısır darbecilerinin Şaron’un cenaze törenine temsilci gönderdiği haberi Filistin halkı içerisinde büyük bir öfkeye sebep olmuştur. Hamas sözcüsü Sami Ebu Zühri’nin Şaron’un ölümü üzerine yaptığı açıklamayla noktalayalım: “Bitkisel hayata girdikten 8 yıl sonra Şaron’un ölümü, Allah’ın mucizelerindendir. Burada bu, her tağutun akıbeti konusunda bir mesajdır. Bizim, Allah’ın yardımının er geç geleceğine ve tağutların yok olup gideceğine inancımız tamdır.”