Zulüm geçmişten günümüze değin derin ve karanlık yüzünü göstermekten geri durmuyor.
Coğrafyamın her yerinde verilen başlar, akan kanlar ve dökülen gözyaşları dinmek bilmiyor. “Ha bitti bitecek!” dediğimiz anda boş bulunan bir gedikten tekrar zulüm fışkırıyor. Hüzün ve acı tekrardan bu diyarın asıl adı oluyor.
Değinmek istediğim konu herkesin malumu olan Abdulkadir Molla`nın şehadetidir.
 

Abdulkadir Molla; Ebu`l Ala El Mevdudi`nin başlattığı yolun öncülerindendi. O da Üstad gibi hak ve halk aşığı bir insandı. Kendi dini ve insanların değerlilerini yüksek bir seviyeye ulaştırmak adına; bu yolun yolcusu olduğunu en değerlisiyle; canı ile ispatladı. Çünkü o diğerleri gibi kuru akıl ehli değildi. O aşk ehliydi. Öyle bir aşıktı ki kendi canını bu mücadelede düşünmeden, dirilişi ölüme tercih ederek şehadet refrefine binmekten geri durmamıştır. O kuru akıl ehli değildi. Kuru akıl ehlinin tedbirler peşinde koştuğunu iyi biliyordu fakat “Molla” bu tedbirleri elinin tersiyle itip kanını Rabbine kavuşmada yani vuslata en büyük ispatkar ve refref eylemiştir.
 

Bundan önce belki dört duvarla sınırlıydı hayatı fakat şu an yaşamının altına, kanı ile ibka imzasını attı. Ve bir davanın hedefine ulaşabilmesinin muhacerat, zindan ve de idamdan geçtiğinin tüm dünyaya kanıtladı. O bütün dava adamlarına lider olabilmeyi, üstün olabilmeyi öğretti.
O şehadet mektebinde , yazıların; kan ile, eğitimin; zorluk, meşakkat ve isar ile, mezuniyet diplomasının ise kendi canından vazgeçilerek kazanılacağını tüm beşeriyete ispat etti.
 

O, Hind coğrafyanın Seyyid Kutub`u oldu. Kendi infazını zalimin insafına tercih etti. Çünkü O, zalimden medet beklemenin en büyük mazlumiyet olduğunun fehminde olanlardandı.
O, bir nişan ve alamet oldu, zulme serhıldan olanlara.
O, bir diriliş oldu uykusunu hayatına gaye edinenlere.
O, harıl harıl mücadelesiyle, horul horul sıcak ve rahat yataklarında yatanlara bürhan-ı ihya oldu.
O, tesanüdün, teavünün ve de ittihadın mendubu oldu. O, mübarek bir kervana yolcu oldu.Ve belki de O, Sebilillah uğruna tek bir canını feda ettiği için Rabbinin indinde mahzun ve başı eğik olacak.
 

Ey “Molla Abdulkadir”;
Molla oldun muallim olanlara, bir ispatkar ve sevdalı…
Bunu dilinle değil tüm hücrelerini kurban ederek alem-i cihana gösterdin.
Ve sen, Allah`ın zalimlerin yaptıklarından habersiz olmadığına iman etmiştin.
Rabbim! Ümmetin kurbanı olarak seçilenleri, kendi dergahındaki İsmaillerden eyle.Ve bizi de onların şefaatinden mahrum eyleme. Amin…
 

Feyzullah Güzel / Kahta – Yaş: 19