DİYARBAKIR - Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır`ın Silvan ilçesinde korsan gösteri yapan PKK yandaşları tarafından Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Silvan İlçe Başkanlığı binasına iki sefer taşlı saldırıya uğraması yapılan basın açıklamasıyla kınandı.
HÜDA PAR Silvan İlçe Başkanlığında apılan basın açıklamasını yparti üyesi M.Kerem Terim okudu.
Basın açıklamasında, zalimlerin Müslümanlara saldırmakla hiçbir şey elde edemeyecekleri ve Müslümanların bu saldırılar karşısında daha da güçlenmekte olduğu belirten Terim, “08 Ocak Çarşamba günü Diyarbakır’dan Silvan’a gelen BDP heyetinin, ilçeden ayrılmasının hemen ardından, saat 15.00 sularında, PKK/BDP’li olduğu bilinen 200 kişilik bir gurup arasından çıkan15-20 kişilik PKK/BDP’li çeteler, HÜDA PAR ilçe binamıza taşlarla saldırdı. Çete akşam saat 20.30 sularında yine saldırıyı gerçekleştirdi. Hakk’a ve halka hizmet etmeyi kendisine şiar edinmiş olan partimizi bu yolla durduracaklarını zanneden karanlık yapılar, yanıldıklarını anlayacaklardır. Hür Dava Partisi, bu tahriklere ve saldırılara rağmen, sağduyusundan hiçbir şey kaybetmeden emin ve ağır adımlarla hedefe yürümeye devam edecektir. Bu sabır HÜDA PAR`ı muzaffer edecek inşaallah ve bütün şer odakların hevesi kursaklarında kalacak.” ifadelerini kullandı.
Terim konuşmasının devamında,“Kurulduğumuz günden bu yana malum çevreler tarafından, halkımızın partiye olan teveccühünü kırmak için sürekli saldırılar yapılmaktadır. Parti teşkilatlarımıza ve gönüllülerimize yönelik yüzden fazla saldırı gerçekleştirilmiştir. Seçimlerin yaklaşması ve halkın teveccühünün artmasıyla birlikte bunu hazmedemeyen çevreler saldırılarını da artırmıştır. Partimiz ve belirttiğimiz ilkelerimizi halkımıza anlattığımızda, farkı halkımız da görmektedir. Bu fark, bize olan ilgiyi ve heyecanı artırmaktadır. Bundan dolayıdır ki PKK/BDP’nin bazı cahil takımı, partiye olan bu sevgi selinin karşısında adeta kudurmuş ve sersemlemişlerdir. PKK ve BDP’nin HÜDA PAR’a yapılan menfur saldırıları stratejiye dönüştürdüğü anlaşılmaktadır. Menfur saldırılar, fikri olarak halka bir şey veremeyen PKK ve BDP’nin düştüğü acziyetin bir tezahürüdür.” dedi.
Basın açıklamasında saldırgaqn taraflara da seslenen Terim, “Bu saldırıları yapan çetelere sesleniyoruz; Bu saldırılarınız beyhudedir. Sizleri yönlendirenler, halkımızın düşmanlarıdır ve siz de bu halk düşmanlarına hizmet etmektesiniz. Halkımız ve partimiz hiçbir saldırıya boyun eğmemiş ve eğmeyecektir. Suskunluğumuz korkudan değil, edebimizdendir. Hür Dava Partisi edebi ve ahlakıyla toplumumuz içinde örnek gösterilen bir camiadır. Artık halkımıza karşı yaptığınız bu saldırılardan vazgeçin.” ifadelerine yer verdi.
Kürt halkını temsil ettiğini iddia edenlerin yapılan saldırıları kınamadıklarına dikkat çeken Terim,”Kürt halkını temsil ettiğini iddia edenlerin Kürt halkına yapılan saldırıları kınama yerine saldırganları cesaretlendirici ve sırtlarını sıvayıcı tavır takınmalarını esefle kınıyoruz. BDP’ nin Müslüman Kürt halkına yapılan saldırıların arkasında durması, saldırıları kınamaması, BDP’yi Kürt halkının gözünde saldırıların ortağı yapmaktadır. BDP’nin bu süreçten karlı çıkacağını zan etmesini hayretle izliyoruz. Sorumsuzca yapılan saldırılar ile, Kürdistan’da sönmüş fitne ateşini yeniden yakılmaya çalışıldığının farkındayız. 30 yıldır savaştıkları Devletle barış masasına oturup Kürt halkına şiddet uygulamaları da manidardır. Saldırganların yakmaya çalıştıkları fitne ateşinin kendilerini de yakacağını bilmelerini istiyoruz. Baskı ve dayatmaların Müslüman kesimleri sindiremeyeceğini, aksine saldırgan kesimleri hem vicdanlarda hem de meydanlarda ve sandıklarda mahkûm edeceğinin bilinmesi gerekir. Kaos ve kan dökücülüğü, halk iradesine pranga vurma aracı olarak gören çevrelerin hüsrana uğrayacağını, şiddetin kendilerine geri döneceğini ifade etmek istiyoruz. 30 yıldır Kürt halkının başına sardıkları şiddet sarmalının, barış süreci ile bitmesi ümitlerinin yeşerdiği bu günlerde, farklı isimlerle Kürt halkına şiddeti dayatmalarını nefretle kınıyoruz.
Yetkililere sesleniyoruz. Bu mücrimlerin, müminlere yaptıkları saldırılara göz yumarak ses çıkarmamanız sizi onların yaptıklarına ortak yapmaktadır. İddia ettiğiniz gibi, eğer gerçek bir huzur ve güven ortamı oluşturmak istiyorsanız, bu mücrimlerin yaptığı saldırıların faillerini biran önce ortaya çıkarmanız gerekmez mi? Halkımız olanları görüyor ve her şeyin farkındadır. Elbette sizler de korkularınız ile yüzleşecek ve göreceksiniz ki, zaman HÜDA PAR zamanıdır. Çünkü bu halk kaos değil huzuru, savaş değil barışı, düşmanlığı değil kardeşliği istiyor. Hak ettiği hizmeti görmek istiyor. Ve Allah’ın izni ile HÜDA PAR hakkı hak edene verecektir. " dedi.
BDP/PKK`lilerin hırçınlaşarak etrafa saldırıp yeryüzünde fesat çıkarmaları onların düştükleri acziyetin bir göstergesidir.
BDP/PKK`lilerin hırçınlaşarak etrafa saldırıp yeryüzünde fesat çıkarmaları onların düştükleri acziyetin bir göstergesi olduğunu dile getiren Terim, "Geçmişte halkımıza acılar yaşatan, bugün bir daha benzer acılar yaşatmak için halkımızı kamplara ayırarak, gençlerimizi birbiriyle çatıştırmak istemektedir. Kamuoyunun bilmesini isteriz ki; Bizler hiçbir zaman halkımızın zararına olacak böylesi kirli çatışmaların taraftarı olmadık ve buna müsaade de etmeyeceğiz. Halkımızın geleceğini düşünerek, sabırla ve hikmetle hareket edip oynanan oyunları ve kurulan tuzakları boşa çıkaracağız. Bugüne kadar Müslüman halkımızın kanıyla beslenen bu vampirlere fırsat vermeyeceğiz. Bu saldırılar sonun başlangıcı değil, sonun ta kendisidir. Müslüman halkımıza verebileceği hiçbir şeyi olmayan bu halk düşmanı çeteler, bunun farkına varmıştır. Bundandır ki, şiddet ve kaos ortamı oluşturmaya çalışmaktadırlar. Ayrıca bugüne kadar partimize yönelik yapılan onlarca saldırıdan tek birinin aydınlatılmaması da, ‘Bu saldırılarda emniyet ayağı da mı var?’ sorusunu akıllara getirmektedir. Burada tüm bu kesimlere çağrıda bulunmak istiyoruz, insanlığınız ve vicdanınız ölmeden, gelin hep birlikte, henüz vakit varken, bölge halkına zarar veren bu fitne ateşini söndürelim, zira bu ateş önce sahibini yakar, sonra da seyredenleri yakar. Temennimiz bu çağrımıza herkesin, kulak vermesi ve üzerine düşen insani vazifesini yapmasıdır. (Yusuf Batı-İLKHA)