DİYARBAKIR – Diyarbakır Barosu “İnsan Haklarının Ağır İhlalini Oluşturan Suçların Etkili Soruşturulmasında Dünya Deneyimleri” konulu konferans düzenledi.

 

Bir otelde düzenlenen konferansın açılış konuşmasını yapan Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Tahir Elçi, Türkiye’de infazların yaşandığını ancak bu infazların faillerinin tespit edilmediğini belirtti.

 

Bugün başlayan ve iki gün sürecek olan konferansa Arjantin'den Peru'ya ve Eski Yugoslavya cumhuriyetlerine kadar deneyimli uzmanlar ve İngiltere'den Amerika'ya kadar farklı ülkelerden konuşmacılar katılacak.

 

“Türkiye olağanüstü dönemlerden geçti”
Türkiye’nin, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi olağanüstü dönemlerden geçtiğini ifade eden Elçi, “1980 Askeri Darbe dönemi, sıkıyönetim ve olağanüstü hal uygulamaları ve son otuz yıldır yaşanan silahlı çatışmalar sırasında, insan haklarının en ağır ihlalleri gerçekleşti. Ancak bu suçların failleri tespit edilmedi, soruşturulmadı ve yargı önüne çıkarılmadı.” dedi.

 

“Toplumumuz büyük acılar yaşadı ve travmalar geçirdi”
Toplumun büyük acılar yaşadığını, artık konuşmanın ve tartışmanın zamanı geldiğini ifade eden Elçi, “Artık toplum olarak geçmişin bu ağır mirasıyla nasıl baş edeceğimizi, hakikatin nasıl ortaya çıkacağını ve adaletin nasıl gerçekleşeceğini, bu toplumsal yaranın nasıl iyileşeceğini konuşmamızın, tartışmamızın zamanı gelmiş, hatta geçmiştir. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümü çabalarına paralel şekilde, toplumsal barışın sağlanmasında temel bir unsur olan adaletin gerçekleşmesi büyük önem taşıyor. Devlet görevlileri olan, âmâ kimlikleri belirlenemeyen kişiler tarafından öldürülenlerin veya gözaltında kaybedilenlerin yakınları olan mağdurlar, yıllardır zorlu bir adalet mücadelesi veriyor.” İfadelerine yer verdi.

 

“50 bine yakın insan hayatını kaybetti”

Elçi daha sonra, “İnsan hakları örgütlerine göre 3 bin 5 yüz, Türkiye Büyük Millet Meclisi Komisyonun verilerine göre ise 2 bin 6 yüz 63 yerleşim birim zorla boşaltılmış, üç milyona yakın kişi zorla yerinden edilme uygulamasından etkilenmiştir. Halen sadece Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığında 10 bini aşkın faili meçhul dosya bulunmakta, binlerce cinayet aydınlatılmayı beklemekte, bini aşkın kişinin halen kayıp olduğu bilinmektedir.” şeklinde konuştu.

 

“Jitem binlerce sivil insanı infaz etmiştir”

1987 yılından 2001 yılına kadar Jandarma içindeki yapıların binlerce sivil insanı infaz ettiğini söyleyen Elçi, “Bu yoğun ve sistemli infazlara rağmen, neredeyse hiçbir devlet görevlisi soruşturulmadı ve adalet önüne çıkarılmadı. Bu ağır suçların sadece kâğıt üzerinde kalan soruşturma işlemleri de çoğunlukla yine bizzat bu suçların sorumluları tarafından yapılıyor, dolayısıyla suçların tüm delilleri ortadan kaldırılıyordu. Sistemli bir uygulama ile işlenen bu suçların sorumluları devletin diğer adli ve idari makamlarından hoşgörü, destek ve koruma görüyor, sorumlular suç ve cezadan muaf kalıyordu. Kürtlere karşı başta bölgede olmak üzere Türkiye'nin birçok yerinde benzer eylem ve uygulamaların yapılması, sorumluların da aynı şekilde hoşgörü ve koruma görmeleri, keyfi infazların ve gözaltında kayıpların resmi bir politikanın uygulaması olduğunu ortaya koymaktadır.” ifadelerini kullandı.

 

“Binlerce soruşturma zaman aşımına uğrama ile karşı karşıyadır”
Bölgede binlerce faili meçhul olayın soruşturma zaman aşımına uğrama tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirten Elçi, “Daha çok insan hakları ve sivil örgütlerin ve kamuoyunun baskısıyla yeterince soruşturulmadan açılan bu davaların yanı sıra, halen geride kalan binlerce soruşturma zaman aşımına uğrama ile karşı karşıyadır. 2005 yılı öncesi ceza kanunu hükümlerine göre, bir veya birden çok adam öldürme suçlarında, şüphelinin yakalanması, sorguya çekilmesi, hakkında kamu davasının açılması gibi zaman aşımını kesen bir işlem olmadığında, soruşturmalar zaman aşımına uğramaktadır. 1993-1994 yıllarında gerçekleşen bazı faili meçhul dosyaların zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle kovuşturmama / Takipsizlik kararları örnekleri görülmeye başlanmıştır.” dedi.

 

Konferans davetlilerin konuşmalarıyla devam ediyor.

 

İki gün sürecek konferansın ardından konferansın sonuç bildirgesi kamuoyuyla paylaşılacak. (Ömer Yasin Ergin/Ali Adiyaman - İLKHA)