Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Haber Yorum

Başbakan Erdoğan rüşvet ve yolsuzluk iddiasıyla dava açan savcı için “O savcı iş takibi yapıyor” dedi geçen hafta.

Erdoğan isim vermemişti; ama Star gazetesi “Zekeriya, iş peşinde” şeklinde manşet attı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Zekeriya Öz, Başbakan sözlerinin ardından habere ilişkin olarak gazeteye tekzip gönderdi. “Öz’ün Laleli’deki lüks bir otelin kaçak katı ve Samatya’da bir kafenin ruhsatı dahil bazı işleri baskıyla yaptırmak için defalarca Fatih Belediye’sine gittiği” iddia edilen haber için Öz, “Tamamen yalan ve iftira” ifadesini kullandı.

“Şahsımın ne yargıda, ne de yargı dışında hiçbir yapılanma ile ilgi ve alakası yoktur” denilen tekzip metninde Başsavcı Vekili Öz, yolsuzluk iddiasıyla yürütülen operasyon kapsamında gözaltına alınan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’e “baskı yapmadığını” söyledi. “Belediye Başkanı ile zaman zaman görüştüğüm doğrudur” diyen Öz, “Demir’den hiçbir zaman yasadışı ve illegal bir şey istemediğini; bunu Demir’in de pekâlâ bildiğini” belirtti.

Savcı Öz bir şey istememişse belediyeye, özellikle Fatih Belediyesine neden gitsin?

Adliye, Çağlayan’da ve orası Şişli’ye bağlı.

Zekeriya Öz, Bulgaristan göçmeni bir Bursalı, Mustafa Demir, Diyarbakır doğumlu.

Zekeriya Öz, Hukuk Fakültesi okudu, Mustafa Demir Diş Hekimliği…

Arkadaşlıkları varsa nasıl olur da Zekeriya Öz, Mustafa Demir’in siyasi geleceğini bitirebilecek bir operasyona imza atar?

“Biri atanmış, biri seçilmiş de olsa neticede iki devlet görevlisinin oturup çay içmesinde ne var?” diye sitem etmeyin!

Çay içmek son derece siyasi bir iştir ve örgüt faaliyeti kapsamında değerlendirilir.

Telefonda bir dostunuza “Bir çay içmeye geleyim” dediğiniz anda eylem hazırlığındaki terör örgütü operasyonu yemeniz işten bile değil.

O yüzden çayı çıkarın işin içinden.

Yolsuzluğu kabul etseniz bile cezası daha azdır, benden söylemesi.