İSTANBUL- Mazlum Der’in düzenli olarak gerçekleştirdiği Cezaevi Söyleşilerinin bu haftaki konuğu Doğruhaber Gazetesi Yazarı Abdulkadir Turan’dı. İslami davadan 4 yıl cezaevinde yatan Turan, geçtiğimiz yılın Temmuz ayında cezaevinden çıkmıştı.

 

Cezaevlerinde kardeşlerimiz var!

Cezaevi söyleşilerinin komisyon başkanı Av. Kaya Kartal, 18. Programlarını gerçekleştirdiklerini belirterek, “Bu programlarda cezaevine girmiş çıkmış ağabeylerimizi konuk ediyoruz. Konuklar, Cezaevi süreçlerini ama bu süreçten önce de dava süreçlerini, yaşadıkları hukuki problemlerini ve hak ihlallerini bizlerle paylaşıyor. Yine aynı şekilde yakınları cezaevinde olan konuklarımız burada ziyaret deneyimlerini ve karşılaştıkları zorlukları aktardılar. Zaman zaman Cezaevlerini ziyaret etmeye çalışıyoruz. Burada görüştüğümüz Müslüman mahkûmların en büyük problemlerinin başında dışarıdaki insanların cezaevindeki mahkûmlara ilgisiz olduğunu gözlemledik” diye konuştu.

 

Müslüman ülkede dindarların cezaevine atılmasını herkesin düşünmesi gerekir

Bu söyleşiye katılmasının aynı zamanda Mazlum Der’e bir iadeyi ziyaret olduğunu dile getiren Abdulkadir Turan, “Mazlum Der’e böyle bir program tertipledikleri için teşekkür ediyorum. Cezaevinde F tipinde kaldığım sıralarda beni de ziyaret etmişlerdi. Bu coğrafya yüzyıllar boyunca İslam`a bekçilik etmiş. Viyana önlerine de Cezayir sahillerine de asker göndermiş. Müslüman ve hapis bu neredeyse mukaddes sayılabilecek coğrafyada aslında birbirine çok yabancı kavramlar olmalı. Ama maalesef yaşadıklarımız ve tanık olduğumuz olaylardan bunu gördük ki hiç de birbirine yabancı değiller. Anadolu’nun toprakları yüzyıllardır İslam’ın savunma topraklarıdır. Buralar İslam’ı savunan topraklardır. Buralar İslam’ın bir öz gücüdür. Böyle topraklarda dindar insaların cezaevine götürülmesi üzerinde herkesin düşünmesi gerekir. Cezayı verenlerin de alanların da bunu düşünmesi gerekiyor. Buralar mukaddes topraklar olmasına rağmen nasıl oluyor da bizler Müslüman, dindar ve hapisten bahsediyoruz. Şunu düşünmeliyiz ki bu ülkede İslam bir güvenlik problemi olur mu? Yine aynı şekilde dindar insanlar demir parmaklıklar arkasına tıkılarak ‘aman ha sen sakın dışarı çıkma, toplum için çok tehlike arz ediyorsun’ deme noktasına gelinir mi? Bizleri gören insanlar da ‘ya hırsızı, katili cezaevine girer de sizler neden girdiniz, sizi neden getirdiler’ diyerek bir şaşkınlık yaşıyorlar” dedi.

 

İnsanlar dindarlaştıkça bedel ödemişler

Bu topraklarda dindarlaşma ile bedel ödemenin aynı paralelde yürüdüğünün altını çizen Turan, “İnsanlar vakti zamanında dindarlaştıkça bedel ödemişler. Son dönemlerde şöyle bir algı da gerçekleşti. İnsanlar dindarlaştıkça kazanır. Dindarsanız içki içmezsiniz, israfınız olmaz, memursanız paranız daima cebinizde kalır. Böyle de bir bakış açısı da vardır. Ama dindarlık ile mahpusluk… İşte bu gerçekleri bilmeyen, bu ülkede yaşanan olayları bilmeyenvatandaşlar bu iki kavramı bir araya getiremiyor. Yine adli bir olaydan içeri giren ile Müslüman olduğu için içeri giren birini karşılaştırdığınızda onun hakları Müslümanınkinden daha geniştir. Görüşlerde olsun, koridorlarda olsun cezaevi şartlarında olsun birçok noktada adliler Müslüman tutuklulardan daha rahat. Yine siyasi mahkûmların çoğu doğru bir yargılama sürecinden geçtiğine inanmıyor. Bunun verdiği başlı başına bir sıkıntı var. Ne sorgusunun doğru dürüst yapıldığını ne savcılık ve mahkeme sürecinin doğru bir şekilde yapıldığına inanmıyor. Bu ülkede ağır cezalarla suçun engellenebileceği gibi bir yanlış algı var. Ama asıl eğer suç varsa onu engelleyecek olan adalettir. Ancak adalet sağlanırsa suçun engellenebileceğine inanıyorum” diye ifade etti.

 

Sürgün büyük bir zulümdür

Bir kadir gecesi tutuklanarak cezaevine götürüldüğünü anlatan Turan, “Ring aracıyla bizi sevk ettiklerinde birkaç saatlik yolu 30 saatte gittik. Aracın içi zaten çok dar ve hiç de rahat değildi. Yaşadığımız zorluk ta buradan başlıyordu. Yine Doğu ve Güneydoğu bölgesinde tutuklu bulunan Müslümanlar Karadeniz illerine götürüldü. Bu büyük zulüm mahkûmlara yaşatıldığı gibi bununla beraber aileleri de bu zulme maruz kalıyor” dedi. (Erkan Yavuz-Enes Durmaz/ İLKHA)