Mehmet Zülfi Tan / Doğruhaber 
 
Hangi Müslümana sorarsan sor. Herkes oy vermek istediği partinin İslam’ı referans almasını ister. Bu bizim en büyük arzumuzdur. Bu bizim bir sorumluluğumuzdur. İslam’ı referans almak, peygamberi davetin kıyamete kadar sürecek olan bir söylemidir. Bütün Müslümanların ortak isteğidir.

Bu küçük bir parti için büyük bir iddiadır. Bunun içi öyle boş laflarla doldurulamaz. Bu aynı zamanda büyük bir söz ve sorumluluktur. İnsanların umut bağlayacakları bir vaaddır. Bunun sorumluluğunu yüklenmek öyle kolay bir iş değildir. Bu söylemi sahiplenmek ülke yönetimine sahip olmaktan daha zordur.

Uzun laflar edip konuyu dağıtmaya gerek duymadan, bu söylemi anlamak için, her bir peygamberin hayatını okuyup anladığımızda bu işin ehemmiyetini ve zorluğunu anlamış oluruz. Allah’tan başka kimseye boyun eğmemek. Hak ve adaleti hayatın merkezine oturtmak. Her an yüce Allah’ın murakabesi altında olduğunu unutmayan şuurlu bir hayat yaşamak. Dolayısıyla bu büyük iddiada bulunan insanların öncelikle bu işe ehil olacak bir kadrolarının olması elzemdir. Her bir ferdinin peygamberi bir bilgi, azim, sabır, sebat ve takva ile kuşanması lazımdır. Her bir ferdinde peygamberi bir endişe olması lazımdır.

Hakkı referans almak demek büyük bir sorumluluk demektir. Artık heva ve hevesine göre değil referansına göre yaşamak demektir. Senden hesap soranlar artık Hak adına hesap soracaklar. Sen de Hak adına hesap vereceksin. Referans aldığın ahkâma zarar gelmemesi için her türlü heva ve hevesinden vaz geçeceksin. Daha iyisini gördüğünde gönül huzuru ile görevi devredebileceksin. Koltuğa ve makama yapışıp kalmayacaksın. Kendinden vaz geçeceksin. Derdin davan olacak. Davan derdin olacak.

Dicle kenarında saldırıya uğramış bir koyunun hesabını, halifeye dava açmış bir gayrimüslimin hukukunu, yaşlı bir kadının şikâyetini, yanlış yaptığında seni kılıçları ile düzelteceklerin varlığına tahammül edeceksin. Nefsi nefsi yerine ümmeti ümmeti diyeceksin. Sen sen olmaktan çıkıp ümmete mal olacaksın.

Bunu için bu iddia sahiplerinin çok dikkatli olması lazım. İslam düşmanlarının İslam’da bulamadıkları açıkları ve eksiklikleri onun müntesipleri üzerinden ulaşmaya çalışacaklardır. Sizin şahsınızda İslam’a ve Müslümanlara saldıracaklardır. Sizin hatalarınızı İslam’a ve Müslümanlara mal edeceklerdir. Sizin şahsınızda referansınızı karalayacaklardır. Her yanlışınız İslam’a mal edilecektir. Sizin yanlış yapma gibi bir lüksünüz yok. Yaparsanız da hemen dönmesini bileceksiniz. Yanlışa yanlış, doğruya doğru demek için kimliğe bakmayacaksınız. Adam kayıracaklasınız, adam olanlara görev vereceksiniz. Ama adamını kayırmayacaksın. Hak ve hukuku referans alacaksın. Liyakat ve ehliyete göre hareket edeceksin.

Eğer referansını kayb edersen bil ki sende kayb olursun. Yolunu şaşırırsan çıkmaz sokaklara girersin.
Düsturun, eylemin ve söylemin şu olsun; Abdulkadir Geylani hazretleri der ki; oğlum ne yaparsan yap, ne söylersen söyle, daima iki şahidin olsun. Onlar yaptıklarının ve söylediklerinin doğruluğuna şahitlik ederse korkma. Şahidin biri Kuran diğeri sünnet olsun.

Referansları İslam, şahitleri kuran ve sünnet olanlara selam olsun. Dağların yüklenmekten çekindiği bir davayı yüklendiniz. Allah yar ve yardımcınız olsun. Hayırlı işlerinizde sizi muvaffak kılsın. Yüzünüzün akıyla bu işi başarmanızı Yüce Allah’tan dilerim.