İSTANBUL- 17 Aralık Operasyonu'ndan sonra Fethullah Gülen ve Hükümet kavgasında bir çok kesim, tarafını belli etmeye devam ediyor. STK temsilcileri yaşanan karalama ve linç kampanyalarının bir an önce durdurulması çağrısında bulundu.

Araştırmacı-Yazar Abdurrahman Dilipak, İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, Ümran Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Cevat Özkaya, İMH Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Mehmet Güney ve Özgür- Der Başkanı Rıdvan Kaya, gündemde yer alan son gelişmelerle ilgili görüşlerini düzenledikleri ortak basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı.

"Taşeronlar ülkeyi kaosa sürüklüyor"
Hiç kimsenin görmek istemediği bir süreç ve tablonun olduğunu söyleyen İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, "Hizmetleriyle öne çıkan bir yapı ne yazık ki şu anda bir taşeronluk faaliyeti içerisine girerek Türkiye'yi kaosa sürüklemiştir. Halbuki biz Hoca efendiden temkinli olmak ve diyalog kelimelerini dinledik. Hatta Mavi Marmara olayında 'Neden otoriteden izin almadınız?' dedi. Bütün otoriteleri meşru gören bir anlayıştayken birdenbire bu ülkeyi öyle bir noktaya getirdiler ki tamamen bir kaos ortamına sürüklendi. Ve bugüne kadar yapılmış olan darbeler içerisinde arkasındaki unsurların asıl yöneticileri ve egemenlerinin görüldüğü bir darbe haline geldi. Yani arkasında Amerika ve İsrail'in olduğu bir darbe" diye konuştu.

"Cemaat İHH'yı Amerika'ya şikâyet etti"
Cemaatin kendilerini Amerika ve İsrail'e şikayet ettiklerini dile getiren Yıldırım, "Bunların bizleri bir çok ülkede terörist ve El Kaideci olarak Amerika'ya şikayet ettiklerini biliyoruz. Ama diyorduk ki bunlar Cemaat içindeki birkaç kişinin söylemiş olduğu sözler. Ama bugün geldiğimiz noktaya, bu manzaraya bir bakın. Yaşadığımız şey akıl alır bir şey değil. Bizim kendi içimizden biri bir yanlış yaptığımız zaman hepimiz karşı çıkarız. Akılınız kiraya vermeyin. Allah sizi hesaba çektiğinde 'Ya Rabbim ben bunu dedim, aklım bunu yaptı' dediğini gün cehennemin dibine gidersiniz. Vicdanınızı harekete geçirin. Çok açık çağrıda bulunuyorum. Bunlara ders vermek lazım. Yoksa ülke şu anda kaosa gidiyor. Aldığımız duyumlara göre bunlar 15 gün bekledikten sonra tekrardan operasyonlara başlayacaklarmış. Şu ana kadar İsrail ile ilgili hiçbir dosya açıklamadınız. Bu ülkeyi bölmek istiyorsunuz. Parçalamak mı istiyorsunuz? Bu ülkeyi işgal edilir hale getirmek mi istiyorsunuz?" diyerek uyarılarda bulundu.

İslam dünyası, Türkiye'deki gelişmelerden kaygı duyuyor
Özgür Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya ise, "Bu süreç dershaneler tartışmasıyla başladı. Ama bugün geldiğimiz nokta dershaneler sürecini aşan çok faklı bir noktadır. Olay tamamen siyasi bir hal almıştır. Hukuk üzerinden hukuk dosyaları üzerinden siyasi bir linç kampanyası yürütülüyor. Eğer siz bu ülkede direk olarak Tayyip Erdoğan'ı hedef alırsanız, şu veya bu dosya ile hedef haline getirmeye çalışırsanız bunu bu ülkede yaşayan Müslümanlar da Mısır'da, Filistin'de, Suriye'de yaşayan Müslümanlar da kabul etmez. Ve bu yaşananların uluslararası güçlerin, emperyalistlerin bir operasyonu olarak algılarlar" diye belirtti.

"Operasyonların ardında ABD ve İsrail var"
Son olarak söz alan gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, operasyonların uluslararası boyutunun gözden kaçmaması gerektiğine vurgu yaparak "Ben öncelikle kendi halkımıza şunu söylemek istiyorum. Bu bir imtihan, ümitsizliğe kapılmaya gerek yok bu işler ilk defa başımıza gelmiyor. 42 yıllık gazetecilik hayatımda bu süreçlere benzer çok şeyler gördüm. 12 Eylül, 28 Şubat post modern darbelerini gördüm. Bu operasyon da onların devamıdır. Bunu için paniğe kapılmaya gerek yok, gerçeklerin peşinden gitmek lazım. Haksızlık kimden gelirse gelsin, mazlumun yanında zalimin karşısında olmalıyız.

Yolsuzluk varsa bunun da üzerine gitmemiz lazım. Yolsuzluk bugün meydana çıkmış bir şey değil, binlerce yıl öncesine dayanan bir geçmişi var. Fakat bunları durdurup kronikleşmemesi için çalışmamız gerekiyor. Bu yolsuzluk meselesi sadece iktidar partisi ile ilgili bir durum değil, muhalefet partileri içerisinde de yolsuzluğa bulaşanlar olmuştur. Hatta "Cemaat" içerisinde bile yolsuzluk yapanlar vardır. Dolayısıyla işi abartmaya gerek yok ve bu olay sadece bir cemaat meselesi değildir. Çok açık ve net bir şekilde söylüyorum bunun arkasında ABD, İsrail, AB ülkeleri var. Bu alenen uluslararası bir komplodur." ifadelerini kullandı. (Erkan Yavuz-Enes Durmaz/İLKHA)