Zulmün karşısında susmak, baş kaldırmamak, zulme boyun eğmek…
Kardeşim ezilirken, kardeşime iftira atılırken, kardeşimi toplum nazarında gözden düşürmeye ve gönülden çıkarmaya çalışırlarken susmak,itiraz etmemek…Sonradan vaz u nasihatlerimizde kardeşlik ve vahdetten gem vurmak ve bunu somutlaştırma zamanı geldiğinde kaçınmak, çekinmek “ben kardeşimin yanındayım” diyememek.
Oysa rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v) “Müminler birbirini sevmekte, birbirine acımakta ve birbirini korumakta bir vücut gibidirler.Vücudun herhangi bir azası rahatsız olursa diğer azaları da bu yüzden ateşlenir ve uykusuz kalır.” diye buyurmuyor mu? Acaba bizler kardeşimiz için ne kadar rahatsız oluyor ateşleniyor ve uykusuz kalıyoruz. Kardeşimizin derdine çare bulmak adına bir şeyler yapabiliyor muyuz?
Eğer bizler bunca iftira,yalan dolanlara karşı sesimizi çıkarmıyorsak, sadece izlemekle yetiniyorsak, kardeşimizin suçsuz olduğunu bildiğimiz halde susuyorsak bilelim ki yarın mahşer gününde hak ile batıl ayrılacak hakkın taraftarları ve batılın yandaşları belli olacak herkes hak ettiğini bulacaktır.
Ey farklı meşreb, camia ve hizmetten olan KARDEŞLERİMİZ!
“Haberiniz olsun ki,Allah kendi yolunda kurşunla perçinleşmiş bir bina gibi saf tutarak çarpışanları sever.” ve “Müminler ancak kardeştirler” ayetleri gereğince birbirimize kucak açalım, ziyaretleşelim, kardeşliğimizi pekiştirecek faaliyetlerde bulunalım, küfrün parçala, böl ve yut politikasını yerle bir edelim. Aksi takdirde her zaman zillete boyun eğen, zulme baş kaldırmayan,mazlum ve mustaz`af kardeşlerini yalnız bırakanlardan olur ve imtihanı kaybedenlerden oluruz.
Mücahid Ala / Şırnak – Yaş: 22