“Allah’ın yardımı ve fethi geldiğinde, insanların dalga dalga Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbini överek tesbih et, O’ndan mağfiret dile. Çünkü O tevbeleri kabul edendir.” (Nasr Suresi)
 

Yardım ve fetih müjdesini ALLAH veriyor, muhakkak ki o gün gelecektir. Biz o günün gelişini elimiz boş bir şekilde beklemekten ise, en ön safta ve o günün gelişini hazırlayıp, hızlandıranlar olmamız lazım. Bizim o gün yardım eli olup, mazlum, mustaz’af ve muhtaçların ümit bayrağı olmamız gerekiyor. Bizim o gün fetih müjdesi olup, zalimin zulmü altında ezilen topluluğa bir kurtuluş reçetesi olarak İslam’ı götürmemiz ve benimsetmemiz gerekiyor. İslam’ın güzelliğini insanlara gösterip, İslamı yaşamayı sağlamamız gerekiyor. Fakat bunu birileri görsün veya duysun diye değil, Rabbimiz görüp ‘’Ben onlardan razıyım’’ desin diye yapmamız gerekiyor. Amacımız ve yegâne gayemiz bu olursa, insanların dalga dalga Allah’ın dinini benimseyip, tabi olduklarına müşahede edeceğiz inşallah. Fakat unutulmamalıdır ki, bunu bize nasip eden ‘Allah’ın yardımı ve fetih Müjdesi’dir. Bu, kale ve şehirlerin fethi değil, kalplerin fethinin müjdesidir. Fethi en zor olan ve yıkılması beşeri bir şekilde gerçekleşmeyecek olan kalp kalelerini fetheden ALLAH ne yücedir. O gün geldiğinde, yani kardeşlerimiz çoğaldığında, küfrün ve zulmetin, iman ve nurun altında ezildiğini görünce, Allah’ı hamd ile tesbih edip, bunun devamını isteyip mağfiret dilememiz gerekiyor. Aksi takdirde ALLAH, bizi helak edip, yerimize, Allah’ı hamd ile tesbih edip, Kendisi’nden yardım ve mağfiret dileyen bir kavim meydana getirir. Bundan sonra ise Allah’ın dinin anlatırken kendi yaptığımız hata ve günahların affını dilememiz, tevbe etmemiz gerekiyor. ‘ Çünkü O tevbeleri kabul edendir.’

 

Metin Akgül / Mersin - Yaş: 20