Danıştay, 17 Aralık operasyonlarından sona yeni adli kolluk yönetmeliğinde yapılan değişiklikleri iptal etti. Operasyonlardan sonra, soruşturmanın iki yıldır devam ettiği ve bundan Cumhuriyet Başsavcısı dahil bir çok makamın konudan haberdar olmadığı ortaya çıkmıştı. Soruşturmalardan, Emniyet Şube Müdürleri`nin dahi haberinin olmadığı ortaya çıkınca hükümet adli kolluk yönetmeliğini değiştirmişti.
Yönetmelikte yapılan değişiklik, HSYK ile hükümeti de karşı karşıya getirmişti. HSYK, dün yaptığı açıklamada yönetmelikteki değişikliğin anayasa aykırı olduğunu savunmuştu.
Yeni atanan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise, HSYK`nın bu açıklamayı yapmaya yetkili olmadığını söylemişti.
Ak Parti ise HSYK`nın korsan bildiri yayınladığını savunmuştu.
İŞTE ADLİ KOLLUK YÖNETMELİĞİNDEKİ DEĞİŞİKLİK
17 Aralık operasyonlarından sonra, başsavcıların ve emniyet müdürlerinin operasyonlardan haber olmadığı anlaşılınca Adli Kolluk Yönetmeliği`nde değişikliğe gidilmişti.
Buna göre; Yönetmeliğin 3. maddesinin birinci fıkrasında yer alan adli kolluk sorumlusu deyimi "Mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından görevlendirilen adli kolluğun komutanını, amirini veya sorumlusunu" ifade eder şeklinde değiştirildi.
Yönetmelikte, "En üst dereceli kolluk amiri: Emniyet Genel Müdürlüğünde; il emniyet müdürünü, ilçe emniyet müdürünü veya amirini, Jandarma Genel Komutanlığında il jandarma komutanını, ilçe ve merkez ilçe jandarma komutanını, Sahil Güvenlik Komutanlığında; birlik komutanını, Gümrük ve Ticaret Bakanlığında; gümrük muhafaza kaçakçılık ve istihbarat müdürünü" ifade ettiği belirtildi.
Aynı Yönetmeliğin 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin birinci cümlesinde yer alan "savcıları" ibaresi de "başsavcılığı" ibaresi olarak değiştirildi ve aynı fıkraya "En üst dereceli kolluk amiri adli olayları, suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumakla ve bu konuda gerekli tedbirleri almakla görevli ve yetkili olan mülki idare amirine derhal bildirir" ifadesi eklendi.
Ayrıca söz konusu yönetmeliğin 6. maddesinin ikinci fıkrası "Adli kolluk görevlileri, kendilerine yapılan bir suça ilişkin ihbar veya şikayetleri; el koydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri derhal Cumhuriyet başsavcılığına ve en üst dereceli kolluk amirine bildirir ve ilgili cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda işin aydınlatılması için gerekli soruşturma işlemlerine başlar" şeklinde değiştirildi.
Aynı maddeye bu fıkradan sonra gelmek üzere "Ceza Muhakemesi Kanununun 135. maddesinin altıncı fıkrasında sayılan suçlar nedeniyle yapılan soruşturmaların aşamaları hakkında Cumhuriyet savcısı tarafından doğrudan veya varsa ilgili Cumhuriyet başsavcı vekili aracılığıyla cumhuriyet başsavcısına yazılı olarak bilgi verilmesi zorunludur. Bu bildirim yazıları görüldü şerhinden sonra soruşturma dosyasında muhafaza edilir. En üst dereceli kolluk amiri, adli kolluk hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi amacıyla adli kolluk görevlileri üzerinde gözetim, denetim, planlama ve gerektiğinde diğer idari tedbirleri almaya ve iş bölümünü yapmaya yetkilidir" fıkraları eklendi.
Yönetmeliğin 11. maddesinin birinci fıkrası ise "Cumhuriyet başsavcıları her yılın sonunda, bu Yönetmeliğin 3. maddesine göre belirlenmiş adli kolluk sorumluları hakkında değerlendirme raporu düzenleyerek, mülki idare amirlerine gönderir" şeklinde düzenlendi.
ŞİKAYETTE BULUNANLAR
Türkiye Barolar Birliği, Yargıçlar Sendikası, Liberal Demokrat Parti ve Ankara Barosu yürütmenin durdurması ve iptal talebiyle bu hafta dava açmıştı. Konusu aynı olan bu davaların birleştirilerek bakıldı. Danıştay’daki rutin uygulamanın aksine Daire Başkanı Mehmet Rıza Ünlüçay, davayı tetkik hakimine vermedi. Başkan dosyayı bizzat kendisi inceledi. Dairenin kararı dün aldığı, bugün açıkladığı öğrenildi.