Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, yaşanan son gelişmelere ilişkin, yapılan işin zamanlamasının ve yönteminin hukuki bir takibattan ziyade açıkça bir siyasi hesaplaşmaya işaret ettiğini, doğrudan hükümeti yıpratmaya ve çökertmeye yönelik kapsamlı bir planın icraya konulduğu izlenimini güçlendirdiğini bildirdi.

Kaya, yaptığı yazılı açıklamada, AK Parti`nin yaşanan son gelişmeleri, meydana getirdiği siyasi sarsıntıdan bağımsız olarak, "kirliliklerden arınma", "çürümüş kadroları ayıklama" vesilesi olarak değerlendirdiğini ve bunun çok önemli, gerekli olduğunu ifade etti.

Yaşanan gelişmeleri "birkaç savcının siyasi hesaplardan bağımsız, bütünüyle görev saikiyle icra ettiği yasal soruşturmalar" şeklinde değerlendirmenin, gerek dünyanın gerek Türkiye`nin gerçekleriyle bağdaşmadığını ve görmezden gelinemeyeceğini belirten Kaya, şöyle devam etti:

"Elbette gayrimeşru ilişkiler ve fiiller içindeki kişileri takip etmek ve cezalandırmak savcıların ve bir bütün olarak yargının görevidir. Ne var ki yapılan işin zamanlaması ve yöntemi hukuki bir takibattan ziyade açıkça bir siyasi hesaplaşmaya delalet etmekte, doğrudan hükümeti yıpratmaya ve çökertmeye yönelik kapsamlı bir planın icraya konulduğu izlenimini güçlendirmektedir.

Bu kavga dershanelerin korunması ya da yolsuzlukların üzerine gidilmesi mücadelesinin çok ötesine geçmiştir. Doğrudan Tayyip Erdoğan`ı hedef alan sistematik bir kampanyaya dönüşmüş, daha ötesinde zaten uzun bir süredir hem içeride hem dışarıda belli güçlerce sürdürülmekte olan bir kampanyaya eklemlenmeyi beraberinde getirmiştir.

İçeride, dışarıda İslam`a ve Müslümanlara düşmanlığıyla maruf bilumum çevreler, Gülen grubunun operasyonları neticesinde Tayyip Erdoğan`ın hırpalanıp, devrilmesi temennisini açıkça yansıtmaktadırlar.

Öyle ki darbe girişimleriyle Ergenekon operasyonlarıyla Gezi kalkışmasıyla bir türlü ulaşamadıkları bir neticeye `acaba şimdi ulaşabilir miyiz` heyecanı bu çevrelerin ağızlarını kulaklarına vardırmıştır."

"ÖZGÜR-DER`E YÖNELİK OPERASYON SÖYLENTİLERİNİ CİDDİYE ALMIYORUZ"
Son süreçte İslami camianın genelinde Gülen cemaatine ilişkin olarak "ABD ve İsrail paralelinde hareket ettiğine, Mavi Marmara hadisesinde takınılan utanç verici tutumun bilinçli bir siyasi programın tezahürü olduğuna dair" ithamların, eleştirilerin arttığını vurgulayan Kaya, açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Hükümeti Mısır ve Suriye`de izlediği adaletten ve mazlumdan yana tavrı dolayısıyla suçlayan, Suriyeli direnişçilere iftiralar atmaktan çekinmeyen tutumun arka planında da yine aynı kaygıların bulunduğuna dair kanaatlerin giderek pekiştiği dikkat çekmektedir. Bundan sonra gelişmeler hangi yönde cereyan ederse etsin niyetler hususunda çok net, belirgin ve izale edilmesi mümkün olmayacak bir olumsuz görüntü ortaya çıkmıştır.

Bu hiçbir dosya, belge ya da kasetle örtülmesi, kapatılması mümkün olamayacak bir durumdur. Gülen cemaati tutumunu aynı minvalde sürdürdüğü müddetçe kısa vadeli politik hesaplar açısından ne elde derse etsin, uzun vadede İslam ümmetinden uzaklaşacak, yalnızlaşacaktır. Arzumuz, temennimiz İslami camiayı üzen, örseleyen bu gidişata dur denilmesi ve Ümmetin maslahatını önceleyen bir bakış açısının Müslümanların tüm düşünce ve eylemlerine hakim kılınmasıdır."

Kaya, İHH ile Özgür-Der’in "terör örgütlerini desteklemek" ithamıyla operasyona muhatap olacağı iddiasının son süreçle bir bağlantısının olduğunu düşünmediklerini, söz konusu söylentileri ciddiye almadıklarını belirterek Suriye`de direnişçilerle hep dayanışma içinde olduklarını, bunlardan dolayı geliştirilecek bir durumun hukuksuz ve ahlaksız bir saldırı olacağını kaydetti.