ANKARA - Diyanet İşleri Başkanlığı, yaptığı açıklamayla Yaşar Nuri Öztürk`ün teravih namazı ile ilgili basında çıkan açıklamalarına tepki gösterdi.

İslam`da teravih namazının olduğu vurgulanan açıklamada, ``Ramazan gecelerini ihya sadedinde vatan sathının bir mabede dönüşmesine vesile olan Teravih namazını İslam`ın ciddiyetine ve vakarına yakışmayacak polemiklere malzeme haline getirmenin herhangi bir dini hassasiyetle, herhangi bir ilmi ve fikri mülahaza ile yahut herhangi bir toplumsal maslahat ile izahı mümkün değildir." denildi.

 

Teravihin peygamberimizden günümüze kadar tüm coğrafyalarda kılındığına dikkat çekilen açıklamaya şöyle devam edildi: ``Resul-i Ekrem (sav)`den bugüne kadar birtakım zorlama yorum ve uygulamalar dışında, İslam tarihinin tüm zamanlarında, bütün müminler tarafından büyük bir coşkuyla tüm coğrafyalarda müekked bir sünnet olarak eda edilen Teravih namazının varlığını tartışırken, Kuran`ın nüzul sürecine katılan Hz. Peygamber`le birlikte vahyi pratik bir hayata dönüştüren sahabe neslinin icma ve ittifakını yok sayarak, tarihi rivayetlerin satır aralarında boşluklar aramak ve bunu mübarek ramazan ikliminde bir polemik konusu haline getirmek ilmi ciddiyetle kabil-i telif değildir.

 

Aynı şekilde fıkıh, kelam, hadis, tefsir gibi İslami ilimlerin metodolojilerini kurarak din-i mübin-i İslam`a ilim zemininde süreklilik kazandıran İslam bilginlerinin Hanefisiyle, Şafiisiyle, Malikisiyle, Hanbelisiyle bütün mezheplerin ittifakını yok sayarak, onların her biri pek çok ayet ve hadise dayanan sahih örf, maruf sünnet, istihsan, mesalih-i mürsele, amel-i ehl-i Medine gibi prensiplere hiçbir değer atfetmeyerek indi mülahazalarla ibadet alanında değerlendirmelerde bulunmak ciddi bir usul yahut usulsüzlük sorunudur.``

 

Teravih Vardır ve Ramazanda Kılınır
``Aziz milletimiz bilmelidir ki; `İslam`da teravih namazı diye bir namaz vardır." İfadelerinin kullanıldığı açıklamada teravih namazıyla ilgili şu bilgilere yer verildi: "Bu namaz, ramazan gecelerinde kılınan bir namazdır. Bu namazı Hz. Peygamber (sav) bizzat kendisi kılmıştır. Onun kıldığını gören sahabiler de Medine Mescidinde bu namazı kılmışlardır. Hatta o kadar çok ilgi göstermişlerdir ki sevgili peygamberimiz bu namazın onlara farz kılınmasından yahut onlar tarafından farz telakki edilmesinden kaygı duyduğu için bilahare bu namazı mescitte değil evinde kılmayı tercih etmiştir. Ramazan orucunu samimiyetle tutan gece ibadetini de içtenlikle yerine getirenlerin bağışlanacağı müjdesini vermiştir. Müslümanların Übey b. Kaab`ın arkasında bu namazı kıldıklarını öğrenince de memnuniyetini dile getirmiştir.

 

Hz. Peygamber (sav)`in bu namazı yasakladığı iddiası ise akla ziyandır. Sadece üç dört gün ashabıyla birlikte mescitte kıldıktan sonra kendisi evinde kılmayı tercih etmiştir. Ve ilk Müslümanlar Hz. Peygamber`in (sav) vefatının ardından Hz. Ebubekir devrinde ve Hz. Ömer devrinin ilk iki senesinde Ramazanlarda bu namazı ya evlerinde yahut Medine mescidinde tek başlarına veya kıraatını beğendikleri bir kimsenin arkasında ayrı ayrı cemaatler halinde kılmaya devam etmişlerdir. Bu devamlılık da göstermektedir ki teravih namazının yasaklanması diye bir şey asla söz konusu değildir.``

 

Tüm Dönemlerde Kılınıştır
Teravih namazının İslam tarihi boyunca bütün İslam diyarlarında kılındığı ifade edilen açıklamada, ``Bunun bir tek istisnası vardır. O da bugün bu namaza itiraz edenlerin tarihteki tek benzerleri olan ve konuya mezhepsel, ideolojik bir taassupla yaklaşan Fatımi Sultanlarıdır. Bazı Fatımi Sultanları teravih namazına şiddetle itiraz etmiş, bununla kalmamış ve özellikle Mısır`da camilerde bu namazın kılınmasını onlarca yıl yasaklamışlardır. Hatta tarihçilerin kaydettiklerine göre yasaklamakla da kalmamışlar, teravih namazını kılmakta ısrar edenleri şiddetle cezalandırmışlardır.

 

Sonuç olarak Hz. Peygamber (sav)`in ibadet hayatındaki eşsiz rehberliğini, nebevi uygulamaları yaşayarak aktaran sahabenin ittifakını, fıkıh mezheplerini ve on beş asırlık İslam alimlerinin icmaını ve daha da önemlisi asırlardır ramazanı hayat veren bir medeniyete dönüştürmeyi başarmış Müslümanların ve aziz milletimizin on beş asırlık uygulama ve birikimini, kültür ve geleneğini dikkate almadan yapılan bu yersiz açıklama ve iddialar, asla maşeri vicdanlarda yer bulmayacaktır. Başkanlığımız milletimizin dini hassasiyetini rencide edecek her türlü teşebbüsü yakından izlemekte, dini konularda en yüksek karar organı olan Din İşleri Yüksek Kurulumuz da halkımızı aydınlatmaya devam etmektedir. Milletimiz teravih namazının İslam`ın ibadet tarihinin ayrılmaz unsurlarından olduğu konusunda en küçük bir şüpheye düşmemelidir.`` denildi.

 

Yaşar Nuri Öztürk bir gazeteye yaptığı açıklamada, "İslam`da teravih diye bir namaz yok. Peygamberimizin bizzat yasakladığı bir şeydir, peygamberimizden sonra bu namazı koydular" demişti.

İLKHA