“Ey Ademoğulları! Şeytan ana babanızın ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak Cennetten çıkardığı gibi, sizi de aldatmasın! Çünkü O ve yandaşları sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler” (A’raf 27)

            Evet mü’minler bu ayet-i kerimede geçen tehlikeyle bugün daha fazlasıyla karşı karşıya gelmişlerdir. Örtünme ayeti (Nur suresi 31 ve Ahzab suresi 59) nazil olmasıyla önceki dönemlerde haya ve edepleriyle Rablerine teslim olmuş mü’minler zamanlarının şartına göre kendilerini muhafaza ederlerdi.

            O dönemlerde Rabbimizin bizden istemiş olduğu şekliyle bir farziyet yoktu. Ne zaman ki Peygamberimiz “tanınıp eza edilmemeleri için daha uygundur” ayet-i kerimesi ile dünya nimetleri içerisinde en şerefli en yüce saygı ve hürmete en çok yaraşan örtüyü, biz bayanlara emri ile lutfetti. Ve bu emir ile kadının şerefini haysiyetini O hassas ve ince yapısını koruyabilmek için adeta bir kalkan gibi, muhafız gibi haram bakışlardan onur zedeleyici hareketlerden tenzih etti. Bunun ardından, mü’minelerin bu fermana sıkı sıkıya sarılmasıyla, şeytan ve yandaşlarının aldatması ve bu farziyetin ehemmiyetini, hayâ ve edepten gafil olmuşların nazarında küçümsemesi de, zaman ve asırlar geçtikçe daha da artmaya başladı.

Daha küçük yaşlarda iken kendi iradeleri ile günaha teşebbüs etmemiş olan kız çocukları ailelerinin tercih ve teşviki ile açık ve adaba uygun olmayan kıyafetler giyiniyor. Bu da 15-16 gibi belli bir yaşa geldikten sonra (eğer ailede İslam bilinci varsa) bu yaşa kadar serbest bıraktıkları –çocuğun- tercihinin, yanlış olduğu ve bunun tam tersi bir giyim kuşamla karşı karşıya getirilmesine sebep oluyor. Bu karar çocuğa belki sevdirilerek belki zorlatılarak kabullendirilmeye çalışılıyor. Eğer İslam bilinci yoksa şu an sokakta çarşıda insanın ruhunu daraltacak izler bırakan haya edep ve ahlaktan yoksun olarak yetiştirilmiş bir gençliğe mal oluyor.

            *Bundan dolayı kız çocuklarının iyi ve kötüyü ayırt etme yaşlarından sonra anne ve babanın (yaratışlarında zaten yüklenmiş olan) hayâ ve edebi koruması, bu da özellikle çocuklara giydirdikleri  kıyafetlerle ve yeri geldikçe bunların gerekliliğini çocuğuna izah etmesi ile gerçekleşir. Bu bilinç ve ahlak ile yetişmiş olan her genç kız zamanı geldiğinde Allahu Teala’nın emrettiği şekli ile tesettürünü kuşanacaktır. Ayrıca özellikle bu bilince varma ve görüp duyduklarıyla kişilik kazanma yaşlarında, Allahu Teala’nın hükümlerinin insan hayatına nasıl yön verdiğini onların kalplerine nakş edip yaşam tarzlarının bu çerçevede kontrol altında tutmak, (himayesinde bulundurduğu müddetçe) her anne babanın vazifesidir.*

            Bu ulvi duygunun devamı ise elbette ki hayâ iledir. Hayâ ise insanı Rabbine yaklaştıran en yüce hasletlerden biri olup imanın göstergesidir. Bu bağlamda hazret-i Ali’nin “İman ve hayâ birbirinden kopmayan bir bütündür” sözü mü’min ve mü’mine kullar için haya ve edebin yaşam tarzı olduğunu gösterirken Rabbimizin “Allah bir kimseyi helak etmek istediği zaman Ondan utanmayı (hayayı) kaldırır. Utanması kalkınca hep kötülük işlediğini görürsün.” (Nur 19) ayetindeki korkutma ile bundan yoksun olmanın geleceğimizi hem Rabbimizin iltifatından mahrumiyetle hem de insanlar nazarındaki güvensizlikle felakete sürükleyerek sonlanacağının uyarısını yapmaktadır. Bu sınıfa düşmekten Rabbimizin merhametine sığınarak şunu da unutmayalım ki her çocuk yetişmiş olduğu ailenin bir nevi resmi gibidir. O aile içerisinde yaşanılan İslami terbiye, teslimiyet ve inancına sıkı sıkıya sarılma duygusu çocuğun hal ve hareketinde tezahür etmektedir. Bundan dolayı her anne-baba

Özellikle kız çocuğunu bugün ekranda ve sokakta sergilenen ar damarları kopmuş insani ve ahlaki duygularının yitirmenin vermiş olduğu zavallılılıkla şeytanın boyunduruklarına teslim olmuş bir hâl ile gençleri en sinsi duygularla kendine çeken, ayet-i kerimedeki “Sizin Onları göremeyeceğiniz yerden” ifadesinde ki korkunç tehlikeye  iltifat edip  bunları kendine model olarak görmekten uzak, bütün bu Allah katında değerini yitirmiş ve azabına gark olmuşların tersine Allah ve Rasulunün övgüsüne mazhar olan Meryemler, Fatımalar, Rabialar ve bunların takipçileri olup bunlar gibi inançları uğruna şeref ve haysiyetlerinin muhafızı olan tesettürleri uğruna mücadele eden bayan önder ve örneklerle tanıştırmalı. Bunu yaparken de bilhassa annenin bu inceliklere dikkat ederken İslami hüküm ve İslami bilincin insanın hayatını nasıl bir saadete ulaştırdığının canlı örneği olması gerekmektedir. Rabbim İslam gençliğinin tamamını insi ve cini şeytanların ve onların fısıldadıkları kötülüklerin şerrinden muhafaza etsin. Rabbim bizlere İslam medeniyeti ile medeniyetlenmeyi, bundan mahrum olarak cehaletin bataklığına saplanmış olan gençlere de hidayeti nasip etsin. Vesselam…    

  YELDANUR SİVİ / Doğruhaber