BİNGÖL-İşletme onay belgesine sahip olunmayan ürünlerin sağlık açısından ciddi tehditler oluşturduğunu belirten Karagöz Süt İşleme Merkezi (Karsim) Üretim Müdürü Gıda Mühendisi Nihat Kaya, sokakta satılan süt ürünlerinin sağlığı tehdit ettiğine dikkat çekti.

 

Süt ve süt ürünlerinin en doğal, en sağlıklı ve bilinçli bir şekilde tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Kaya, "Gıdanın temeli ve birincil gıda türü olan süt ve süt ürünleri, hayatımızın her aşamasında tüketmemiz gereken birincil gıdadır. Bireysel olarak yapılan hayvancılığın ve bireysel olarak hiçbir denetim ve kontrolü olmayan ve olması da mümkün olmayan sokak sütü ve ürünlerinin satışı son derece tehlikeli ve fark ettirmeden bir sürü hastalığa sebep olduğu gibi üretim sanayisine ciddi darbe vurmaktadır. Yeni doğan bir bebek, malumunuz sadece sütle besleniyor, yani tüm ihtiyacı olan şeyleri, bağışıklık, kemik gelişimi, sindirim ve dolaşım sistemleri, besin ve boşaltım sistemleri sadece aldığı süt sayesinde gelişiyor ve sütten karşılıyor. Bu önem, insan hayatının her aşamasında devam eder. Günümüz şartlarında böyle hayati bir öneme sahip olan süt ve süt ürünlerinin faydaları anlatılmakla bitmez. Tüm bu faydalara sahip süt ve süt ürünlerinin en doğal, en sağlıklı ve bilinçli bir şekilde tüketilmesi ile mümkündür. Çünkü bütün gıdalarda olduğu gibi süt ve süt ürünleri de gıda ve hayvan kaynaklı hastalıkların, insanlara taşınmasında önemli derecede rol oynamaktadır. Bunların başlıcaları; Tüberküloz, Bruselloz, Şap Hastalığı, Şarbon, Q humması ve Listeriosis olarak belirtilebilir. Tüm bu hastalıklar hayvan kaynaklıdır. Çiğ ve uygun ısıl işleme tabi tutulmamış sütlerle, hayvanlardan insanlara geçebilen hastalılıkların bazıları ölümle sonuçlanabilir" dedi.

 

Küflü yem tüketimine bağlı olarak aflatoksin adı verilen kanser yapıcı bileşiklerin, sütün kaynatılması ile yok olmadığını söyleyen Kaya, " Düşük miktarlarda alınsa bile zamanla vücutta birikerek kansere yol açabilir. Sokak sütü, ölümcül patojenler içerebilir. Sütün kaynatılması, basit yaklaşımla çözüm olarak görülmesine rağmen mutfağa bulaşabilecek bu patojenler daha sonra diğer gıdalara da bulaşabilir. Ayrıca sütün kaynatılması, kimyasalların insan sağlığına yaratacağı tehlikeleri yok edemez ve kaynatma besin değeri kaybına da sebep olur. Tüketici, aldığı sokak sütünün kaynağını bilse bile, sokak sütünün içerebileceği kimyasal ve mikrobiyolojik tehlikeleri kontrol etme şansı yoktur. Kimyasal ve mikrobiyolojik tehlikeler, sadece laboratuarlara sahip işletmelerde belirlenebilir. Pastörize edilmemiş sütten yapılmış ürünler, Batı Avrupa ülkeleri dahil pek çok gelişmiş ülkede veteriner hekim, gıda mühendisi denetiminde ve gelişmiş laboratuarlara sahip işletmelerde üretilmekte ve güvenle tüketilmektedir. Ancak açık semt pazarında ambalajsız olarak satın alınan pastörize edilmemiş sütten yapılan ürünlerde, yukarıda bahsedilen tehlikelerin tümü vardır ve riski, açık sütte olduğu gibi yüksektir. Ülkemizde pastörize edilmemiş sütten yapılan peynir, tüketimine bağlı olarak brusellozis hastalığı çok yaygındır. Sokak sütlerine evde yapılan ısıl işlemle (kaynatma) bu normların sağlanması mümkün değildir. Evlerimizde sokak sütlerine uygulanan kaynatma işleminde, kaynatma süresi ve ısısının yüksek olması, sürekli hava ile temas etmesi nedeniyle sütlerde, B1, B6, B12, folik asit ve askorbik asit gibi vitaminler büyük oranda kaybolmakta. Ayrıca süt bileşiminde bulunan protein, karbonhidrat ve yağda önemli değişiklikler yaratmaktadır. Bunun aksine eksik uygulanan ısıl işlem sonucunda da, yukarıda da bahsettiğimiz hastalıklara yakalanma riski oluşmaktadır. Oysaki işletmelerde HTST tekniğiyle ısı değiştiricilerde, belirli zaman ve sıcaklıklarda kontrollü olarak yapılan pastörizasyon işlemi sütün beslenme değerini düşürmeden, güvenli ve sağlıklı tüketilebilirliğini sağlamaktadır" diye konuştu.

 

Sadece süt ve süt ürünleri değil, açıkta ambalajsız ve denetimsiz olarak satılan pek çok gıdada da benzer tehlikelerin olduğunu ifade eden Kaya, " Kontrolsüz hijyenik ortamdan uzak, düşük derecede pişirilen sütün içindeki zararlı materyallerin yok olduğundan emin olunmayan ürünlerin kesinlikle tüketilmemesi gerekir. Bu tarz ürünleri satarak insanların dünyadaki en değerli şeyi olan sağlıklarını ellerinden alarak, hizmet ettiğini ve gelir elde ettiğini düşünenlere kesinlikle kanmayınız. Bu tarz uygulamaların önüne geçen siz değerli tüketicilersiniz. Sağlığınız, ucuz veya doğal diye aldığınız belirsiz ürünler kadar ucuz değildir. İşletme onay belgesine sahip olmayan ürünler, sağlığınız için her zaman tehdittir. Tüketicinin, bunu fark etmemesi ve önemsememesi, gelecek adına endişe vericidir. Tüketicinin iyi niyeti birçok merdiven altı kötü niyetli kişi ve kişilerin önünü açarak insanların paralarını aldıkları gibi, sağlıklarını da tehdit altına almaktadırlar." şeklinde konuştu. (Nihat Kanat-İLKHA)